A Milli Takım ilk resmi maçında 50 bin nüfuslu Bir ülkenin takımına yenildi. 

Bir ülkede Futbolda ölçü A Milli takım ve kulüp takımlarının Uluslararası başarısıdır.

Dünyanın En iyi hocasını dahi getirseniz Anadolu'nun tabiri ile bu topçularla bu ilkede başarı sağlayamazsınız. Kulüp takımlarımıza bir bakalım!

Türkiye'de Futbolu ikiye ayırmak lazım İstanbul takımları ve Anadolu takımları diye!

Dört büyüklerin dışında geri kalan Anadolu takımlarını çalıştıran hocalar ilk önce oturup ben bu futbolu nasıl geliştiririm diye düşünmeli.

Ben bu hocalığı, iyi tarafsız, takım tutmadan, taraf tutmadan, nasıl yapabilir diyebiliyorlar mı?

Anadolu takımlarını çalıştıran hocalar ben Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı yeneyim de bu hafta vitrinde kalayım, her kes tüm spor kanalları beni konuşsunda, benim takımım Spor Toto Süper ligden düşmeden bitireyim de gerisi önemli değil.

İstanbul Takımlarını yendin ondan sonra neredesin arkadaş, sende İstanbul takımlarını yenecek güç varda sonraki maçlarda neredesin?

Takımlarımızda oynayan sporculara gelince onlarda büyük takımlarla oynadıkları maçlar da güçlerini gösterip, var güçleriyle koşup oynayıp vitrine çıkmak.

Arda Turan Milli Takımda sefilleri oynuyor ertesi gün Madrid de takımını kurtarıyor 

Bir yerde yanlış var.

Türkiye'de Takım hocaları ve futbolcular önce kafalarını değiştirmeliler. 

Futbol ayakla, kafayla oynanıyor ama bunlar araç olmalı beyin her şeyin önüne geçmeli.

Antrenmanda koş, fazla yüklenme yap, kondisyon yükle bunlar hikâye, maç da futbolcu zekâsını kullanamıyorsa, şu topu şuradan geçirirsem ne olur, nasıl vuruğumda gol atabilirim, arkadaşlarımı nasıl gol pozisyonuna sokarım diye düşünemiyorsa ne kadar fazla antrenmanda yapsan, kondisyon yüklesen, çabalamaya gerek yok.

İnşallah, maşallahla maç kazanılmaz!  Allah insana akıl vermiş, maçta aklını kullanacaksın. İnsanın ayağı ve kafası bir araçtır nasıl vurursan top öyle gider.

Sen sporcu olarak aklını kullan Allah zaten yardım eder.

Maçı kaybettin mi, hakem şu pozisyonda hatalıydı şurada kırmızı kartı göstermedi falan filan. Kimse kendine bakmıyor, suçlu hazır. 

Takımlar kendini düzeltse maçı yöneten hocalarda zaten düzelir, takımlar bozuk olunca 

Hakemlerde de sıkıntı oluyor.

Takım olarak bir çaba gösterin, maçları seyrediyorum,  ben hep Avrupa takımlarıyla kıyaslama yapıyorum, maçlarda mücadelelerde her ikili mücadelede hata var, her kafaya çıkışta dirsek var.

Her bire bir pozisyonlarda tekme, karşı takım arkadaşını sakatlamak için giriyorlar, bu hareketler Türk futbolcusunun kapasitesini ve beceriksizliğini gösteriyor.

Avrupa'da ki maçları seyrediyoruz futbol insana zevk veriyor, bizde de vur kır parçala! 

Bu maçı kazan, gaz vermeyle maç kazanılsaydı Türk futbolu çok kazanırdı, demek ki çalışmak, çalışmak, kafayı kullanmak topu yönlendireceksin, vuruyum gitsin kafasıyla benden gitsin, mantığıyla ben nasıl olsa sözleşmemdeki şartlar dâhilinde paramı alırım dersen, kendini yetiştirmezsen, Türk futbolundan bir şey beklememek lazım.

Eskiden televizyonda yorumcular derdi, kazma gibi futbolcu diye doğru, Atatürk ne demiş; “Sporcu zeki ve çevik olmalı.” Türk futbolunda böyle sporcu üç beş kişiyi geçmiyor.

Hele bu yorumcular var ya televizyon da Allah aşkına toplamda iki üç kişi dışında mantıklı, yapıcı faydalı olalım, takımlara doğru yön verelim diyen var mı? Kırıp döküyorlar hep reyting, hep reyting!

Hep taraf, hep taraf, kep kendilerinden bahsedilsin yeter.

O kadar biliyorlar ki bir takım çalıştırsalar da görsek mangalda kül bırakmıyorlar. Birinin faul dediğine diğeri hayır diyor, birinin kırmızı kart dediğine öbürü sarı diyor bu yorumlar emekli hakemler içinde geçerli.   Futbol bana göre sana göresi olmaz,  olursa  aynı Türk Futbolu gibi olur  hep  yerimizde  sayarız!