Eskiden tedhiş derdik, Arapça'dan alıntıyla. Eylemin “dehşet”le ilişkisini daha iyi ortaya koyan bu kelimeyi koruyabilseydik keşke.

Şimdi Fransızca'dan devşirerek kullandığımız terör, eylemi dehşete düşürücü boyutundan kopararak adeta masumlaştırıyor. Hele hele olayda taraf olduğu için zaten hedef olduğu açık olan bir kişiye yönelik saldırıları terör adıyla kitlelere sunmak aslında terörü etliye sütlüye bulaşmayan insanların gözünde tamamen başkalarının sorunu haline getiriyor. 

Son olarak Ankara'da gerçekleştirilen terör eylemlinde yazılı ve görsel medyadaki habercilerin ve yorumcuların dönüp dolaşıp olay yerinin polis noktalarına, bakanlıklara ve benzeri resmi nitelikli yerlere yakınlığını vurgulamaları bu aymazlığı besleyen en önemli unsurlardan biridir. 

Oysa terörün esas hedefi saldırıda kurban olan kişi ya da kişilerden ziyade toplumun tamamıdır. Özellikle de hâlâ içinde iyiden, barıştan, nizamdan, intizamdan yana olma potansiyeli taşıyan o etliye sütlüye bulaşmayan geniş halk yığınlarıdır. Terörist, onlardaki bu potansiyeli yok etmediği zaman eninde sonunda yenileceğinin, başarılı olamayacağının farkındadır.

Türkçe sözlüklere bakarsanız terörün birinci anlamının “yıldırı” olduğunu görürsünüz. Bugünlerde yıldırıyı terörün yanında çok daha masum, en azından insanların fiziksel varlıklarını yok etmeyi amaçlamayan bir kavram olan “mobbing”in karşılığı olarak kullanmaya başlamamız güncel hayatın doğurduğu yeni kelime ihtiyaçlarına Türkçe karşılık bulmaktaki zayıflığımızın bir nişanesidir.

Terör yukarıda kitleleri sözünü ettiğim potansiyellerini yok ederek yıldırmayı amaçlar. Bu yıldırma sadece teröristin attığı mermi ya da patlattığı bomba ile olmaz. Bunlardan daha tehlikelisi oluşturduğu kafa karışıklığıdır.

Gazete köşelerinde, basın açıklamalarında ve dipsiz bir kuyu olan sosyal medyada yaşadığımız son terör eylemi ile ilgili yansımalara şöyle bir göz atarsanız bu kafa karışıklığının ne kadar büyük olduğunu ve toplumdaki sağduyuyu nasıl iğdiş ettiğini daha iyi anlarsınız. 

Teröre karşı olan, terörle hiçbir ilişkisi olmayan insanların yazdıklarına, konuştuklarına, paylaştıklarına bakarsanız aklı başında, eğitimli dediğiniz birçok insanın menşei belli olmayan haberlere, sahte isimle yapılan yorumlara, tahrif edilmiş ya da montajlanmış görüntülere dayanarak terörü ve teröristi değil birbirlerini kınamaya başladıklarını görürsünüz. Korkarım, bir adım daha ileri gidilse bu insanlar birbirlerini gırtlaklamaya başlayacaklar.

Teröristin arayıp da bulamadığı, asıl amaçladığı ortam budur işte. Bu amaca ortak olmak istemeyen herkes diline sahi olmak, ayrıştırıcı, ötekileştirici bir dil kullanmaktan azami derecede kaçınmalıdır. 

Artık bir tuşa basmakla kaynağını, amacını, doğru olup olmadığını, çarpıtma yapılıp yapılmadığını bilmediğiniz bir fotoğrafı, bir videoyu bir anda binlerce kişiye gönderebiliyorsunuz ve gönderdikleriniz belki de binlerce yıl orada kalmaya ve insanları yanıltmaya devam edecek. 

O tuşa basarken parmak uçlarınızın derlenip eski haline getirileceği ve sizin aleyhinize şahitlik edecekleri Büyük Gün'ü düşünüyor musunuz? 

***

Bu dünya yapıp ettiklerimizin yankılanıp bize döneceği bir dağdır. (Mevlana)