İnsan beslenmesinde temel besinlerden biri olan süt, her yaş grubunda tüketilmesi gereken bir gıdadır.
Hayatımızın her evresinde tüketilmesi gerekli olan süt, C vitamini ve demir dışında tüm besin öğelerini içeren yüksek besin değerine sahiptir.
Aynı zamanda Sağlığımızın korunması ve vücudumuzun gelişmesi için gereken besin öğelerini taşıdığı içinde önemlidir.
İçerisinde bulundurduğu Kalsiyum sağlıklı kemikler ve dişler için, Magnezyum kas fonksiyonları için, süt proteinleri büyüme ve vücut onarımı için, B12 ve B6 Vitaminleri sağlıklı vücut hücreleri için, Fosfor bağışıklık fonksiyonu için önemli faydalar sağlıyor.
Bunun yanında büyümede, gelişmede, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde faydalı olduğu gibi, kan basıncını düzenlenmesi ve bazı kanserlerin gelişiminin azaltılmasında koruyucu özellikleri bulunuyor.
Sağlımız ve hayatımız için hayati önem taşıyan sütün üreticisi son yıllarda yaşadığı sorunlar ve artan girdilerden dolayı ayakta kalmakta zorlanıyor.
Bu durum karşısında süt üreticilerinin tek isteği, girdi maliyetlerinin yüksekliğinin önüne geçilmesi ve sorunlarının çözümüdür.
Şehrimizin süt üretimindeki yerine ve potansiyeline bakarsak oldukça iyi bir durumdadır.
2019 yılında süt üretim miktarı bakımından ülkemizde, şehrimiz 1 milyon 315 bin 120 tonla birinci sıradadır.
İzmir 1 milyon 252 bin 964 tonla ikinci, Balıkesir 792 bin 883 tonla üçüncü sıradadır.
Süt üreticileri 2020 yılından umutluyken, artan girdi maliyetlerinden dolayı satış fiyatlarının düşüklüğü nedeniyle para kazanamadıklarını dile getiriyorlar.
Özellikle girdilerin yüzde 70'ini oluşturan yem fiyatlarının artmasıyla üretici mağdur oluyor.
Zarar eden ve emeğinin karşılığını alamayan süt üreticileri yavaş yavaş üretimden uzaklaşıyor.
Süt ve et üreticilerinin sorunlarıyla ilgili açıklama yapan Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, Maliyetlerin her geçen gün arttığını belirterek, “Et, süt ve yumurtada son dönemde yaşanan sorunlara da çözüm bulmak için çalışmalar yapıyoruz. Yükselen döviz fiyatlarının da etkisiyle girdi maliyetlerimiz sürekli artarken, süt fiyatları yerinde kalmış, et fiyatlarında ise düşüş yaşanmıştır. Yem fiyatlarında artış üreticilerimizi olumsuz etkilemektedir. Yumurta üreticilerimiz de benzer sorunlarla mücadele etmektedir. Hayvancılığın bu şekilde sürdürülmesi mümkün değildir. Et, süt ve yumurta üreticilerimizin sorunlarının acilen çözülmesini bekliyoruz.”
Başkan Murat Yağız, süt ve et üreticilerinin girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ayakta kalmakta zorlandığına dikkat çekerek, biran önce girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini dile getiriyor.
Aksi takdirde hayvancılığın bitme noktasına geleceğini, sütü ithal etmek zorunda kalacağımızı, böylelikle kendi süt üretecimiz biterken, başka ülkelerin süt üreticisinin kazanacağını ifade ederek, süt üretimi ve hayvancılığın ülkemizde ve şehrimizde bitme noktasına gelebileceğini hatırlatıyor.
Türkiye'nin tarım ve hayvancılık ülkesi olduğunu göre, ülkemizdeki süt üretimi kendimize yetecek bir potansiyele de sahiptir.
Şehrimizin içinde bulunduğu İç Anadolu Bölgesinin süt üretiminde ön plana çıkması oldukça dikkat çekicidir.
Ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesindeki süt üretimi ve diğer bölgelerinde üretilen sütle, ülkemizin süt ihtiyacı rahatlıkla giderebilecek bir konumdayız.
Ancak son yıllarda süt üreticilerinin yaşadığı sorunların başında gelen girdi maliyetlerinin yüksekliği ve sütün değerinde satılmadığından dolaylı da üreticiler zorlanmaktadır.
Gelinen noktada süt üreticilerine biraz daha önem verdiğimiz sürece süt ihracatı, hayvan ihracatı yapacak bir ülke durumuna gelebiliriz.
Bu durum kendi ülkemizdeki üreticilerimizin yeterince desteklenip, sahip çıkılmadığı ve ithal yüzünden de paramızla başka ülkelerin üreticileri destekleyeceğiz anlamına da gelmektedir.
Sonuçta sütte, Alış ve satışta bir fiyat dengesi oluşturulmalıdır. Bu denge de günümüz koşullarına göre olmalıdır.
Vatandaşların ekonomik olarak alabilecekleri bir fiyatta, Süt üreticilerinin de zarar etmeyeceği ve kazanacağı bir fiyatta olması sağlanmalıdır.
Ne dersiniz sizce de öyle olması gerekmez mi?
