Öğrenci öğretimin en temel öğesidir ve öğretimin eksenini oluşturur. O olmadan veya iyice tanınmadan öğretim olmaz. Öğretimin diğer unsurları öğrencinin gelişim düzeyine ya da beden, zihin ve sosyal özelliklerine göre şekillenmek zorundadır. Bu doğrultuda planlanmadan yapılacak bir öğretim başarısızlıkla sonuçlanır.

Geleneksel okullarda hakim olan eğitim anlayışı öğrencinin akademik başarısını önemser; ancak çağdaş okullar, çocuğun duygusal boyutunu, öfkelerini, sevinçlerini, ilgi ve yeteneklerini, başkalarıyla olan ilişkilerini önemser ve geliştirmeye çalışırlar. Oysa iyi bir eğitim ancak serbest tartışma ortamında yani özgürlük içinde sağlanabilir. Öğrenci yalnız zekâsı ve yeteneklerini kullanarak öğrenmez. Duyguları ile de öğrenir. Dengesiz, çarpık bir kişilikte gelişen eğitim kolayca amacından sapar, yapıcı değil yıkıcı olur. 

Ergenlik çağını kapsayan devrede (12-14)  iç salgı bezlerine bağlı olarak vücut gelişir. Bu devrede öfke ve saldırganlıkta artma görülür. Genç, bu devrede kimlik arayışı içinde olduğundan, yakın çevresinin engelleyici ve özgürlüğünü kısıtlayıcı davranışları karşısında büyük bir tepki gösterir; ya da saldırganlığını içine atarak depresyona girebilir. Ergenlik belirli biyolojik gelişmelere bağlı olarak yorgunluk, huzursuzluk, saldırganlık, sıkıntı, isyankârlık çağıdır. Otoriteye karşı gelme, özgürlük isteği ve tutarsız davranışlar dikkati çeker. Özellikle özgürlük arzusu engellenir ya da fazla denetlenirse saldırgan davranışlar sergilenebilir. Bununla beraber stres denilen karmaşık bir unsur orta çıkar.

Stres belirtilerinin, fiziksel, davranışsal ve psikolojik olmak üzere üç gruba ayırmak ve her bir durumu kendi içinde irdelemek gerekir.

Fiziksel Stres Belirtileritansiyon yükselmesi, sindirim bozukluğu, terleme, nefes darlığı, baş ağrısı, yorgunluk, alerji, mide bulantısıdır. 

Davranışsal Stres Belirtileri, uykusuzluk, uyku isteği, iştahsızlık, yeme alışkanlığında artış, sigara kullanma, alkol kullanmadır.  

Psikolojik Stres Belirtileri, gerginlik, geçimsizlik, işbirliğinden kaçınma, sürekli endişe, yetersizlik duygusu, yersiz telaştır. 

Eğitim ortamlarında, stresin oluşmaması ya da var olan stresin azaltılması için gerekli önlemlerin zamanında alınması, eğitim öğretimin verimliliği açısından son derece önemlidir. Öğrencinin kaygı düzeyi öğrenmeye olumsuz etki eder, öğrenmede cesaretlendirme ve teşvik önemli rol oynar. Öğrencilerde stres oluştuğunda beyin strese cevap üretirken, öğrenme ve hafızayla bağlantılı nöral sistemlerin işleyişinde performans azalması ortaya çıkmaktadır.

Stres anında; çevresel stres unsurlarına verilen saldırgan tepkiler, bilişsel çarpıtmalar ve savunma mekanizmalarının yoğun kullanımı, fiziksel olarak ilaç, uyuşturucu ve uyarıcı madde, alkol kullanımı vb. strese yol açan uyarıcı üzerinde etkili olmadığı gibi, bizim bunlara verdiğimiz tepkilerin yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkilemesi ve çıkmaza sürüklemesi kaçınılmazdır. Ayrıca bunlar fiziksel sağlığımızı tehdit eden ve psikolojik olarak da çökkünlük noktasına gelmemize yol açabilecek etkisiz yöntemlerdir.

Aşırı stresle başa çıkmak ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla durumu değiştirme ya da duruma verilen tepkileri değiştirmeye “stres yönetimi” denir. Stresle başa çıkma ya da stres yönetimi, ruh ve beden sağlığını korumak, üretken ve verimli bir yaşam biçimi sağlamak için önemlidir. Bu geniş kapsamlı bir kavramdır ve ayrıca ele alınmalıdır.

Stresle başa çıkmada kullanılan becerilerden önemli bir tanesi de stresinizi neyin başlattığını belirlemektir. Bunu yapabilirseniz baş etme çabalarınızı uygun hedef üzerinde odaklaştırabilirsiniz. Stres tepkinizi ateşleyen durumları belirledikten sonra, muhtemelen bunlardan bazılarının değiştirilebilir ve kontrol edilebilir olduğunu, bazılarının da kontrolünüz dışında kaldığını ve yalnızca kabullenmeyi ve katlanılmayı gerektirdiklerini göreceksiniz. Kontrol edilebilir ve değiştirilebilir stres kaynaklarıyla başa çıkmak için tasarlanan stratejiler, probleme odaklanan bir yaklaşım tarzını gerektirir. Bu da problem yaratan durumla mücadele etmek anlamındadır. Diğer bir ifadeyle problemi yaratan durumun değiştirilmesine, kontrol edilmesine çalışılır. Değiştirilmesi pek mümkün olmayan durumlar karşısında ise o duruma gösterilen duyguları ve tepkileri kontrol etmek ve değiştirmek için uğraşılır. 

Sonuç olarak aynı fiziksel ve sosyal ortam içinde bazı kimseler son derece gergin ve stresli, bazı kimseler ise, daha rahat ve mutlu olabilir. Streslerin, esas olarak insanın olayları değerlendirme ve çözümleme biçiminden kaynaklandığını bilmek gerekir. Bireylerin olayları anlamlandırışı, değerlendirişi ve yönlendirişi, stresi azaltmada ya da çoğaltmada temel faktördür. Dikkatli Olalım!