Son günlerde ülkemizdeki yaşanan olaylara baktığımda alevi vatandaşlarımız üstünden sahnelenen oyun dikkatimi çekiyor. Binlerce yıldır mezhep çatışmalarından nasibini fazlasıyla almış alevi vatandaşlarımız. Sıra  tekrar onları provoke etmeye geldi anlaşılan, bir alevi vatandaşımız öldürüldü, Soma gündemden düştü, bir haftadır cenaze sonrası yaşanan olaylara kilitlendik protestolar yapıldı polis müdahaleleri, yaşanan arbedeler bu konun burada kalmayacağının göstergesi gibiydi. Önceden yaşanan alevi katliamları tekrar gündeme geldi. Sanki birileri özellikle alevi vatandaşları provoke ediyor gündem kasıtlı olarak değiştiriliyor gibiydi.

         Vergisini veren, devlet kanunlarına  herkes gibi riayet eden  aleviler maalesef inanç farklılığı yüzünden hor görülmekte ülkemde. Bir çok alevi vatandaşımız  diğer mezheplerin çoğunlukta olduğu yerlerde inancını gizlemek zorunda kalıyor, 'ben aleviyim' diyemiyor, ödediği vergilerden hak talep edemiyor. Nerede özgürlük nerede inançlara saygı, nerde hoş görü...? İnsanların farklı dinlerde farklı mezheplerde olmasında  ne gibi sakıncalar olur anlayabilmiş değilim. Neden kendin gibi düşünmeyenlere baskı uygularsın, ezersin hakir görürsün? Kendi inancına geldiğinde  karşı taraftan beklediğin saygıyı sen neden göstermekte bu kadar acizsin? Birlikte aynı havayı solumak, aynı ekmeği yemek, aynı suyu içmek  o kadar zor mu? Senin benim kadar onların da hakkı yok mu özgürce inançlarını yaşamaya?

        Dinimiz hoşgörü dini lakin binlerce yıldır çıkan mezhep çatışmalarına bakınca uygulamada büyük sıkıntılar yaşadığımızı görmekteyiz. Çok kan kaybetti insanlık bu savaşta, çok yaralar aldı. Hoş görüsüzlük, tahammülsüzlük ve bitmek bilmeyen insan egosu tüm dinlerde mezhep çatışmalarından nemalanmadı mı?  Ortadoğu'ya  bakınız çatışmaların en çok yaşandığı topraklara. Aynı dinin mensubu insanlar birbirini boğazlıyor, malına, canına namusuna, en doğal hakkıymış gibi saldırıyor, kimin gücü kime yeterse karşılıklı kin ve nefretlerini kusuyorlar. Sömürüldüklerinin, kullanıldıklarının farkında olmayan milyonlarca insan  öldü, halada ölmeye devam ediyor, görüyoruz, izliyoruz. Kendi ülkemizde aynı oyunun sahnelemesine  izin veriyoruz.

     Birçok alevi insanla tanıştım onlarda ki insanlığın, saygının paylaşımcılığın onda birini Sünnilerde görmedim, içten ve samimidirler, misafir perverliklerine diyecek sözüm yok zaten.  Barışçıl ve inançlarında samimi insanlar ayrıca bir çok aydında yetiştirmişlerdir. Ön yargılarımızdan kurtulabilsek hepimiz fark edeceğiz bu yüreği güzel insanları ama egomuz mu, bize empoze edilen yalan yanlış bilgiler mi onlara karşı tavır takınılmasına neden olan; bilmiyorum, ön yargılıyız  sonuçta. Bir onlara değil, bizimle aynı inancı paylaşmayan herkese karşı var bu ön yargı. Sadece bizim ülkemize has bir durumda değil, dünya genelinde böyle. Dil, din , ırk ayrımcılığı yüzünden milyonlarca insan öldü. Biz insanlıktan bahsediyoruz  olmayan insanlıktan.  Bir yerlerde kaybettiğimiz  erdemden, onurdan saygıdan, sevgiden bahsediyoruz ve

Özgürlükten...

Olmayan özgürlükten...

Anlaşılan  o ki daha çok söz edeceğiz bu zihniyetle yola devam edersek.  Bi haberiz kolektif yaşamın anlamından, empati kurmaktan, insan olmaktan.  Duyarsız, ilgisiz insanlar olduk çıktık, menfi çıkarlarımız doğrultusunda hareket eden düşünmeyen görmeyen insanlar. Bana dokunmayan bin yıl yaşasın diyen,  yarın aynı şeyleri bizlerin yaşamayacağına  en ufak bir garantimiz var mı diye düşünmeyen insanlar. Uyanır mıyız bir gün gaflet uykusundan...? Sözde değil gerçekten inanarak görerek bilerek, sevebilir miyiz tüm dünyayı? Hırslarımızdan doymak bilmeyen egomuzdan sıyrılıp kardeşçe yaşayabilir miyiz hep birlikte?

Bilmiyorum; kim bilir belki..!!!