Bir bayramı daha geride bıraktık. Her bayram olduğu gibi bu bayramda da gurbette olanların kimisi tatil beldelerine kimisi de ailelerinin yanına koştu. Herkes hasretlisine kavuşmak için can attı. Kimi kavuştu, kimi kalplere dayanılmaz bir acı bırakıp gitti.

Bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasıyla birlikte pek çok insan tatil beldelerine ve ailelerine kavuşmak için yollara hücum etti. Bir an önce gidecekleri yere varabilmek için insanlar fütursuzca hareket etti. Bu da pek çok can ve mal kaybına sebebiyet verdi. Tatilin başladığı 2 Temmuz Cumartesi gününden 10 Temmuz Pazar akşamına kadar Anadolu Ajansının verdiği bilgiye göre yurdun çeşitli bölgelerinde 78 trafik kazası meydana geldi. Kazalarda 135 kişi hayatını kaybetti, 981 kişi de yaralandı?

Bu ne demek? Resmen katliam gibi! Suriye savaşında bile bu kadar insan ölmemiştir. Neden kendi ellerimizle hayatımıza son veriyor ya da derin acılara gark oluyoruz?

Şöyle bir düşündüğümüz zaman trafik kazalarının çoğu sürücü hatasından kaynaklanıyor. İnsanların başkalarına karşı hoş görülü ve saygılı olmamasından dolayı böyle elîm olaylara şahit oluyoruz.

25 senelik gurbet hayatından sonra memleketine dönmüş, ana babaya yakın bir yerde ikamet eden bir ailenin ferdiyim. Yolculukta edindiğim tecrübelere dayanarak bazı genellemeler yapacağım ve bu trafik canavarından kurtulmak için alana bedava reçeteler sunacağım. Bizde olmaması gereken bazı hususlara değineceğim.

Evvela kendimizi beğenip başkalarını hor görme huyundan vazgeçelim. yola çıktığımız zaman bencilce hareket ediyoruz ve tüm yolların kendimize ait olduğunu düşünüyoruz. Başka insanların da bizim gibi aynı haklara sahip olduğunu, onların da kavuşmak istedikleri bir ailesi, hısım akrabası olduğunu ya da hayalleri, umutları olduğunu düşünmüyoruz. Öncelikle bu tavırlardan kurtulmalı, Allah'ın yarattığı her kulu Aziz bilmeliyiz. Çünkü mimarı Hazret-i Allah'tır. Kimse Allah'tan daha aziz, daha değerli bir varlık yaratamaz. Bırakın varlık yaratmayı Allah'ın izni olmadan üzerinden en ufak bir belayı bile savuşturamaz.

İkincisi ise trafik kuralları düzeni sağlamak için konulmuştur. Bunu istismar etmek bir marifet değildir. Hız sınırını aştığımız yetmiyormuş gibi diğer araçları da sıkıştırarak onların içindeki insanların da hayatlarını tehlikeye atıyoruz. Bunun için yol durumuna göre belirlenen hız limitini aşmamamız, başkalarının da hayatını riske atmamamız gerekiyor.

Üçüncüsü ise dinlenmiş bir vücut ve salim bir kafa ile yola çıkılmalıdır. Uykusunu alamamış bir sürücü ne kadar dikkat ederse etsin nihayetinde o da etten ve kemiktendir, eninde sonunda hata yapar. Bunu en aza indirgemenin yolu iyi bir uyku çekmekten geçer. Tabii ki direksiyon başında değil rahat yatağında! Bir de eşler yolculukta birbiriyle kavga etmemelidir. Yola çıkmadan önce veya yolculuk esnasında vukua gelen tartışmalar, sürücünün sinirlerini bozar, sürekli zihnini meşgul eder ve dikkatini dağıtır. Bunun için bu gibi durumlarda asla yola çıkılmamalıdır ya da böyle bir olaya meydan verilmemelidir.

Dördüncüsü ise yola çıkmadan önce araçların mutlaka bakımı yapılmalıdır. Bakımı yapılmayan araç insanı yarı yolda kor ve muhanete muhtaç eder. Bazen çekici beklersin o gelene kadar akla karayı seçersin. Ya yağmura tutulursun ya da doluya. Veya temmuz sıcağı yumurta gibi pişirir kafanı. Bu da yetmez; çocukların mızmızlıkları artar, onların sıkıntıları seni halden hale koyar. En iyisi yola çıkmadan önce hem kendi sağlığımıza hem de arabamızın sağlığına gereken önemi vermek. Kendi sağlığıma da diyorum; çünkü uzun bir yolu kaldıramayacaksak, sağlığımız el vermiyorsa böyle bir yolculuk insan mutluluk değil eza verir. Onun için riskli bir durumumuz varsa mutlaka doktor kontrolünden geçmeli, ona göre hareket etmeliyiz.

Beşincisi ise kendi şeridimizden gitmeli, hatalı solama yapmamalıyız. Şerit değiştirmeye müsait ortam oluşmadan harekete geçmemeliyiz. Tedbirsizce yapılan şerit değişikliği hem kendi hayatımızı hem de solladığımız araç sahiplerini sıkıntıya sokar. Bazen bakıyorum şehir trafiğinde bazı sürücüler sinyal vermeden en sağdan en sol şeride bir anda girip çıkmakta. Zikzaklar çizerek fütursuzca araçların önüne girmekte trafiğin altını üstüne getirmektedir. Bu tip sürücülerin bir de Bayram trafiğinde bulunması halinde o yol durumunun halini hayal dahi edemiyorum.

Sadece bayramlarda değil her zaman geçerli olan bu naçizane tavsiyelerin uyulması hususunda gereken titizliğin gösterilmeni temenni ederim. Gözü yaşlı olan, yüreği gamlı ve bağrı yanık olan her anne baba ya da yetim kalan her çocuk beni üzer. Ben onların neşesiyle şenlenir, üzüntüleriyle oturur ağlarım.

Çünkü aileler evlatların sağ salim karşılarında görmek isterler, yaralı ya da ölü olarak değil. Lütfen kendimize dikkat edelim, ailelerimiz ve sevenlerimizi gözü yaşlı bırakmayalım.

Bir dahaki Bayrama sağ salim kavuşmak ümidiyle mutlu yarınlar!

Allah'a emanet olun!