Günümüzde reklamın tanımı; ‘’Genellikle bir bedel karşılığında, kimliği belirli destekleyici tarafından, çeşitli iletişim araç ve yöntemleriyle gerçekleştirilen, ürün, hizmet ve fikir tutundurmaya yönelik, önceden planlanan ve kişisel olmayan iletişim’’ olarak tanımlanmaktadır. Amaç ise bilgilendirmek, ikna etmek ve hatırlatmaktır. Tüm bunları bir arada toplayıp başarıya ulaştırmak içinse amaçların doğru ve açık biçimde ortaya konması gerekir. Hatta biraz daha açmak gerekirse kampanyanın amacı, çoğu kez bir slogan veya bir tema altında gizlidir. Bütünü ile de özetlemek gerekirse bir reklam çalışması işletmelerin belirli bir zaman diliminde gerçekleştirmeyi hedeflediği reklam çabalarının bütünü olarak tanımlanabilir. Tüm bu açılımların yanında reklam stratejisi ise hedef kitle, ürün avantajı, reklamın amacı, ürün üstünlüğü nedenleri, ürünlerin kişiliği ve satış teması dikkate alınarak oluşturulmalıdır. Yani kısacası ürünün sağlamış olduğu avantajlar ve üstünlük nedenleri özellikle rakiplerinden ayıran artıları mutlaka tüketiciye açık bir şekilde iletilmelidir.

Reklamın kısaca ve açık bir şekilde tanımını bu şekilde bilmemiz gerekmektedir. Ancak günümüzde diye başlayan bu açıklama uygulama noktasında sıkıntılar oluşturmaktadır. Sıkıntıları oluşturanlar ise aynı çatı içerisinde bulunan kişiler. Bunu biraz daha açmamız gerekirse reklamın arka planında olanlar diyebiliriz. İşimiz gereği gün içerisinde reklam odaklı sayısız ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında bu zamana kadar hazırlamış olduğumuz ürünleri sunuyoruz. Tüm bunları yaptığımız anda ya lafımız kesiliyor ya cümlemiz dinlenmiyor. Nedeni ise aynı mesleği icra ettiğimiz kişilerin bazı durumları suiistimal ederek insanları usandırması. Eğer yaptığınız işten eminseniz ve bu işi hakkı ile yaptığınıza inanıyorsanız bu durumu sorgulamanızda kaçınılmaz oluyor. Beraber yüz yüze geldiğiniz insanların size olan sözlerini duyduğunuzda ve arkanızdan konuşulanları işittiğinizde gerçekten içler acısı bir piyasanın içerisinde olduğunuzu maalesef anlamış oluyorsunuz. İşte bu doğrultuda sizlerin yaptığı işe inanan kişiler haklı olarak bazı noktalarda geri çekilebiliyor. Her ne kadar sizi ayrı kefeye koyduğunu dile getirseler de neticede yapmak istediğimiz işin bir parçası olarak kişileri dâhil edemiyoruz.

Tüm bu sorunların temelini oluşturan durumları tek tek inceleyebilirsiniz. Bir rapor yapıp nerede hata yapıyoruz diye kendinizi sorgulamakta isteyebilirsiniz ancak günümüz çağında reklamın ne kadar önemli bir mecra olduğu bildiğiniz halde bu tarz hareketler ile bitme noktasına geldiğini durduramazsınız. Tüm bunları üzerine alınanda olacaktır alınmayanda ama tek bir gerçek var bulunduğumuz şehrin reklam düşüncesi, meslektaşlarımız tarafından darmaduman edilmiş olması. Bir ürünü kötüleyerek ürününü yüceltmek ne kadar kötü ise buna inanmakta bir o kadar kötüdür. Yan yana geldiğinde samimi olduğunu göstermeye çalıştığın ama arkasından konuştuğun da atıp tutmakta dur durak bilmiyorsan o hepsinden kötüdür. Biraz durup düşünmekte ve hatta silkinmekte büyük yarar görüyorum. Her ne kadar bunun önünü kesmek zor olsa da ortada bir gerçek var o da reklam pastasının artık sonuna gelinmesi. Bu pastadan herkes pay çıkartacaktır. Kimisi meziyeti ile kimisi eziyeti ile. Bu pastanın tamamen yok olmamasını istiyorsak hırslarımızı bir kenara bırakarak doğruyu görmeye yönelmeliyiz. Şayet halen doğrulardan kaçınılıyorsa reklamdan çok reklam olmak daha kötüdür.