Türkiye'de bu çok yaygındır; kraldan çok kralcılar vardır.

Bir de her durumdan fırsat çıkaran zihniyetler. 

Bu iki durum sistemi tıkayan, toplumsal sıkıntı oluşturan, ülkenin gelişimini engelleyen en önemli problemdir. 

Bu gün aynı durum yaşanıyor. 

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından hükümet tarafından Olağanüstü Hal ilan edildi. 

Atılması gereken bir adımdı; hainlerle mücadelede hızlı olunması için. 

Fakat bu OHAL en çok bürokratların işine yaradı. 

“OHAL var konuşmam”, “OHAL var şunu yapmayalım”, OHAL var bilgi veremeyiz” anlayışı hakim olmaya başladı. 

Başta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere hükümet kanadından, “OHAL devlet sistemimizi etkilemeyecek, tüm kurumlar vazifelerini en iyi şekilde yapmaya devam edeceklerdir” açıklamalarına rağmen, durumdan fırsat çıkaran memur zihniyeti, “OHAL varsa yatalım” mantığı içinde. 

***

İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden kamuoyunun merak ettiği konular için bilgi istiyorsun, Müdür Mukadder Gürsoy, “OHAL var konuşmam” diyor.

Valiliğe dilekçe yazıyorsun, “Bu Milli Eğitim'in alanı orayla görüşün” cevabı veriliyor.  

Maalesef OHAL o kadar istismar ediliyor ki devletin tüm kurumlarının ağzı kapanmış durumda. 

Fakat hükümet istedi diye değil, kendileri istediği için böyle... Aman birileri kızar mı diye kendi alanlarıyla ilgili konuşmaktan dahi imtina ediyorlar. 

Buradan İl Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy'a soruyorum; 

Milli Eğitim'le ilgili bir konuyu Pelikan Kuşlarını Koruma Derneğine mi soralım?...

Madem OHAL dolayısıyla konuşmam diyorsunuz da televizyonda konuşmanızı nasıl açıklayacaksınız? 

Gazetelere düşman  mısınız? Ya da basınla ilgili bir sorununuz mu var? 

Gazeteler Milli Eğitim Müdürlüğünüzün haber bültenlerini yayınlayan yayın organı değildir. 

Gazeteler, kurumunuzla ilgili haber konularını takip eden, eksikliklerinizi gören, kurumunuza fayda sağlayan yayınlardır. 

Dolayısıyla sizin de göreviniz basından kaçmak değil, basınla yüzleşmektir. Konya halkını bilgilendirecek açıklamalar yapmaktır. 

II. Meşrutiyet döneminde iki defa Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) görevine getirilen Emrullah Efendi'nin, “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim”  sözünden hareketle mi müdürlük yapıyorsunuz?

Ama maalesef Gürsoy, okullar var ve sizin de göreviniz sorumluluğunuzdan kaçmamaktır. Basından kaçarak okulları çok iyi idare ettiğinizi mi sanıyorsunuz? Öyleyse böyle devam edin, göreceğiz bakalım nasıl idare ettiğinizi!

Üstelik biz FETÖ'yla ilgili konuşun da demiyoruz. Buna rağmen OHAL'i bahane edip, “konuşamam demeniz” Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Sayın Başbakan'ın açıklamalarıyla örtüşmemektedir. 

Umarım bu tavrınızdan biran önce vazgeçersiniz ve kamuoyunun bilgi almasını sağlarsınız. Aksi halde yanlış bilgi de zararı şahsınız çok önemli değil, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, okullar, öğrenciler, öğretmenler, veliler görür... 

***

Sayın Vali Yakup Canbolat'ın da bu noktada devreye girmesinde yarar vardır. OHAL'in işleyişini takip etmekle görevli olan Sayın Vali Yakup Canbolat'ın, kurum müdür ve amirlerine, “OHAL dolayısıyla konuşmayın, basına demeç vermeyin” diyeceğini düşünmüyorum. 

Kendisi, tecrübeli ve başarılı bir vali. Konya'nın gelişmesi için de başarılı çalışmalar ortaya koyuyor. 

Dolayısıyla Vali Canbolat'ın, kurum müdürlerini konuyla ilgili uyarmasında yarar olduğunu düşünüyorum. 

İl Milli Eğitim Müdürlüğü sadece bir örnek, benzer şekilde bazı kurumların da ağzını bıçak açmıyor. 

Elbette sürecin selameti açısından FETÖ soruşturmasıyla ilgili bilgi veremezler. Ancak kurumlarıyla ilgili de konuşmaktan kaçınıp, “OHAL'de yatıyım” havası içine girmeleri Konya'nın zararınadır. 

Maalesef memur zihniyeti yine durumdan vazife çıkardı, suskunluk içinde günü kurtarma derdi içinde!

Basının görevi kamuoyunun bilgilenmesini sağlamaktır. Fakat bilgi alınmasının engellenmesi öncelikle kamuoyu için saygısızlıktır. 

Kamu için görev yapan basın mensuplarının doğru bilgi sahibi olması, Konya halkının doğru bilgilenmesinin yolunu açacaktır. 

***

İktidar ve muhalefet milletvekilleri de bu durumu sonlandırmak için çalışma başlatmalıdır. 

“Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa” anlayışında olduğu gibi o bilgi vermezse, bu bilgi vermezse nasıl gelişecek bu Konya!

OHAL aslında fırsattır; bürokrasi de temizlik için. Devlete hantallıktan başka bir işe yaramayan gelişmeci, vizyonerci olmayan memur zihniyetli müdürlerin de değiştirilmesinde yarar vardır. 

Türkiye'nin gelişmesi “idare-i maslahatçı” zihniyetle mümkün değildir. Türkiye uzay yolculuğuna başlamışken, koltuk sevdası olanlarla ne kadar yol alabiliriz!...

OHAL'de başarılı çalışmalar ortaya konurken, sistemi tıkayanlar hem hükümete hem de ülkeye zarar vermektedir.

OHAL gereklidir, lakin OHAL'ciler gerekli değildir!