A Milli Futbol Takımımız Euro 2016 grup maçlarının 2.sinde İspanya'ya 3-0 mağlup olarak ikinci maçından da yenik ayrıldı. Dahası henüz gol de atamadık. İşin teknik detaylarına baktığımız zaman özellikle yenilen 2. golün ardından psikolojik ve mental olarak çöktük. İspanya gibi Avrupa ve dünya futboluna damga vurmuş bir ülke karşısında geri düşmek ve bir reaksiyon gösterip ayağa kalkabilmek son derece güçtü. İlk yarının ardından 2. yarıda bir reaksiyon göstermemizi bekliyordum ancak 3. golünde yenmesiyle deyim yerindeyse maça havlu attık. 

***

Nitekim geri dönüşü ve gerekli mücadele örneğini gösteremeyerek sahadan mağlubiyetle ayrıldık. Mağlubiyetin teknik, taktik ve fiziki açıdan birçok sebebi tartışılabilir, incelenebilir ve öyle de olacaktır. Ancak konuşulması gereken maçın ikinci yarısında milli takım kaptanı Arda Turan aleyhine kendi taraftarımız tarafından yapılan tezahüratlardı. Top Arda Turan'a her geldiğinde 'Arda dışarı' şeklinde protesto ile bütün stat yankılandı. İşin garibi İspanyol taraftarlar ise Arda Turan'a destek verdiler. Maç esnasında da milli takıma karşı özellikle sosyal medyada oldukça büyük tepkiler vardı. 

***

Öncelikle herkesin bir şeyleri eleştirme hakkı var. Tepki gösterme, düşüncelerini dile getirme hakkı da! Türkiye turnuva başladığından beri gerekli mücadele ve en önemlisi de ruhuna sahaya yansıtamadı. Herkes 2008'deki gibi bir ruh bekliyordu ancak bunun karşılığını hiçbir şekilde alamadık. Şuana kadar da turnuvanın en vasat takımı görüntüsündeyiz. Bütün tepki ve eleştirilere katılıyorum ancak maç esnasında kendi takımının hele ki kaptanının yuhalanmasına anlam veremiyorum. Moral olarak çökmüş bir takıma birde kendi takımının tepki göstermesi her şeyin dibe vurması anlamına geliyor. 

***

Unutulmaması gereken bir şey de daha düne kadar Avrupa şampiyonasına katılmayı mucizelere bırakmışken müthiş bir geri dönüş performansı ile milli takımı Fransa'ya getiren de bu oyuncular. Zaferi yaşatan bir takımı alkışlarken, iyi günde yanında olurken kötü bir zamanda da destek verilmesi en azından tepkilerin dozajını iyi tartmak gerektiğine inanıyorum. Statta ve ekran başındaki herkesin ve benimde çok tepkim oldu ancak milli takım kaptanının yuhalanması da olayın amacını aştı. Ne olursa olsun üzerinde ay-yıldızlı formayı taşıyan, onu temsil eden bir oyuncuya bunların yapılması bana göre son derece yanlıştı. Çok duygusal bir ülke olduğumuz için sevincimizi de üzüntümüzü de uçlarda yaşıyoruz. 

Kendi içinde birlik olamayan, kendi oyuncusunu dışlayan bir toplum ve millet olmak ve bunu dünyanın gözü önünde yapmak hiç hoş değildi. Üzüntülerde de kenetlenmek gerek. Tepki ve eleştiri her zaman olmalı. Olmazsa zaten hiçbir zaman doğruya ulaşılmaz. Demek istediğim birazcık sağduyu ile olaylara yaklaşılmalı. Sadece futbol değil, bu hayatın her alanında böyle olmalı!