Mübarek 11 ayın sultanı Ramazan'a kavuştuk. 

Bu senenin ilk iftarını da Selçuk Üniversitesi'nin hemen ilerisinde yer alan Konya Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde yapma imkânı bulduk. 'Kardeşlik Sofrası' olarak nitelendirdiğimiz bu iftarda hepsi yer almasa da yaklaşık 60-70 öğrenci kardeşimiz ile aynı ekmeği bölüştük. 

3 kıtadan toplamda 420 öğrencinin oluşturduğu Konya Uluslararası Anadolu İmam Hatip Lisesi eğitim-öğretim hayatına 2012-2013 yılında başlamış ve 4 yılı da devirmiş. Türkiye Diyanet Vakfı ve Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün üstün gayretleri ile yurt dışındaki öğrencilere, Uluslararası İmam Hatip öğrenci programı ile Türkiye'de lise düzeyinde eğitim alma şansı veriliyor. 

Çoğunluğunu özellikle Afrika kökenli kardeşlerimizin oluşturduğu okulda verilen kaliteli eğitim ve insani değerlerin önemi bizleri sevindirdi. Öğrencilere eğitim vermenin çok ilerisinde bir şeyler yapıldığı aşikâr. En önemlisi de burada okuyan kardeşlerimize bir bilinç aktarılmış. Müslümanlığın özü, şükretmenin önemi çok güzel aktarılmış.

Okul müdürünün odasında konuk ettiğimiz arkadaşlarımızla konuşma, düşüncelerini sorma imkânı yakaladık. Togo, Tanzanya ve Kosovalı arkadaşlarımız bize Konya'ya geliş hikayelerini anlatarak Ramazan ayı ile ilgili düşüncelerini aktardılar. Togo ve Tanzanyalı kardeşlerimiz Konya'da olmaktan son derece mutlular. Okullarını bitirdikten sonra üniversite eğitimlerini de Türkiye'de almak istiyorlar. İleride ne olmak istiyorsunuz? Sorusuna verdikleri cevaplarda manidar. Ülkelerinde açlık ve sömürü olduğuna dikkat çeken kardeşlerimiz ülkeleri ve İslam âlemi adına hizmet etmek istiyorlar. Adalet, eğitim ve yaşam koşullarının iyi olmadığını aktaran kardeşlerimizin ülkelerinde imam hatip lisesi açmak gibi ortak düşünceleri de var. Yaşları henüz 20-21 olan bu kardeşlerimizin düşünceleri çok anlamlı, hal ve hareketleri de yaşlarına göre çok olgun. Açık konuşmak gerekirse ülkemizde lise çağında okuyan çoğu lise öğrencisinde görmediğimiz vizyon ve farkına varma durumu bu kardeşlerimizde var. 

Afrikalı kardeşlerimizden sonra konuştuğumuz Kosovalı Emir'de düşünceleri ile bizleri etkiledi. Okumak için Türkiye'yi seçen Emir özellikle Konya'yı çok sevdiğini, Türkiye'de başka şehirlere de gittiğini söyledi. Emir'in hedefinde de ülkesine hizmet etmek var. Türkiye ile Kosova arasında çok fazla benzerlik bulunduğunu aktaran Emir'in en önemli sözü ise şuydu: “Sınırları çizilen değil, sınırları çizen bir ümmet olmak için buradayız.” Emir'in bu sözü birçok şeyi anlatıyordu. Bu yaşta, bu düşüncelere sahip olmak, bunları dile getirebilmek gerçekten çok güzel. Darısı batının her türlü kötü alışkanlığını ve kültürünü alan ülkemizin gençliğine!