PERDE ARKASI, ÖNCESİ VE SONRASI            

                          15 TEMMUZ-3                                

LİDER FARKI

    Anadolu'da bir tabir var  ''at sahibine göre kişner '' diye.

Geçtiğimiz günlerde Ana Muhalefet  Partisi genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 25 gün boyunca ''adalet'' temasıyla yürüdü. Bir kısım kitle tarafından bu davranışından dolayı  lider denilmeye başlandı. Bazı tepkilerinde haklıydı elbette Kılıçdaroğlu .Her şey kusursuz değildi. Sayın Cumhurbaşkanımız zaman zaman metal yorgunluğundan bahsederek, ayrıca ''rakibimiz olmadığı için adeta kendi kendimizle yarışıyoruz ''diyerek özeleştiri yapıyor .Bazı konularda hatalar ve eksiklikler  olduğunu  dile getirmekte.Yani Ak Parti'de bir çok yanlışlar yapıldığını ve bunların çözülmesi gerektiğini bizzat kendisi vurguluyor her defasında. İnsanız, beşeriz neticede. Hata da  yaparız elbette .Yürüyüş boyunca ve en son Maltepe'deki mitingde beklediği kalabalık ve coşkuyu yakalayamadı Kılıçdaroğlu .Bunun en büyük sebebi samimi davranmadığından dolayı arkasındaki kitlenin kendisine inanmamasıdır bence.

Her defasında kontrollü darbe ifadesini  kullanan Kılıçdaroğu'nun uçağı 15 temmuz gecesi  23'te  etrafı kuşatılan ve halkın üzerine ateş açılan  Atatürk Havaalanı'na inmesi ,koruma müdürlerinin darbeci askerlerle tam dokuz dakika  görüştükten sonra kendisine hiçbir şey olmayacağından emin şekilde askerlerin tankları çekerek kendilerine yol açması ve Kılıçdaroğlu 'nun oradan ayrılması daha sonra Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun Hava Harp Okulu bitişiğindeki apartman dairesinde ,ayağında terlik ,yanında kuruyemiş, önündeki televizyondan darbeyi izlediğinin görüntülerini gördükten sonra  kendisinin samimiyetine inanılır mı hiç? Oysa ''darbe yapılırsa tankın üzerine ilk ben çıkarım '' demişti Kılıçdaroğlu.

Ne diyor şair? ''Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan!'' 15 temmuz akşamı öyle de olmadı mı? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan milleti  havalimanlarına, sokaklara davet etti. Yüce Milletimiz tereddütsüz meydanlara akın etti. Hemen kendisi de Marmaris'ten İstanbul'a gelerek süreci bizzat yönetti. Arkasından milleti meydanlarda demokrasi nöbetine  davet etti. Millet kuşkusuz günler sürmesine rağmen yorulmadan, bıkmadan, usanmadan   günler süren demokrasi nöbetini tuttu. Son olarak da yine Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine bu demokrasi nöbetlerini beş milyon kişilik mahşeri kalabalığın katıldığı Yenikapı Mitingi'ne katıldı. İşte bu yapılanlar halkın  liderine olan inanç ve güvencidir. Recep Tayyip Erdoğan siyasete girdiği günden bu güne bu güveni asla yitirmedi bilakis artırdı.

Tarihe cesareti ve yiğitliğiyle adını yazdıran liderlerden biri de MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli'dir. İlk dakikalarda darbe haberini alır almaz MHP Genel Merkezi'ne giderek  Partisinin milletvekillerini , tüm il ve ilçe teşkilatlarını diri tutarak birlik ve beraberliği sağlamıştır .Aynı duruşunu Yeni Kapı Mitinginde ve sonrasında da asla bozmamıştır  .

Bu dik duruşu gösteren başka isimlerde vardı elbette .Meclis Başkanımız İsmail Kahraman Meclis tatil olmasına rağmen hemen yüce Meclisimizi açmış  ve sabaha kadar  da açık tutarak  dik duruşunu sergilemiştir .Milletimiz Cumhurbaşkanı'nı ,Başbakanı'nı ,Meclis Başkanı'nı, Bakanlarını ve Milletvekillerini diri ve korkusuz görürse millet de diri ve korkusuz olacaktır çünkü .Buradan Yüce Türk Milleti adına  hepsine ayrı ayrı şükranlarımızı sunuyorum. Allah onlardan razı olsun.

Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, “Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum” diye cevap vermişti.(Enfal 9)

Hani Rabbin meleklere, “Ben sizinle beraberim. İman edenlere sebat verin. Ben kâfirlerin kalplerine korku salacağım. Şimdi vurun boyunlarının üstüne. Vurun, onların bütün parmaklarına” diye vahyediyordu.(Enfal 10)

Bu iki ayette Allah azze ve celle Bedir savaşında kafirlerin Müslümanlara nazaran sayıca ve silahça daha üstün olmalarına rağmen Müslümanlara bin melekle yardım edildiğini ve kafirlerin kalbine korku salındığını Peygamber Efendimizin şahsında bize anlatıyor .

Bu ayetler sadece Peygamber Efendimize veya o dönemdeki Müslümanlara inmedi .Rabbimiz bu ayetlerde bize '' eğer kıyamete kadar benim yolumda olursanız ,işte aynı melekleri size yardıma gönderirim ve kafirlerin kalbine korku salarım'' diyor.

Çanakkale savaşında ,15 Temmuz gecesinde bu ayetlerin yansımasını hepimiz görmedik mi? Neydi uçaksavarlar, tanklar, toplar karşısında bizi başarıya ulaştıran güç acaba ? Tankın önüne yatan kardeşimde, halkın üzerine bomba yağdıran uçağa terlik fırlatan teyzemde ne vardı ki? Milli şehidimiz ÖMER HALİSDEMİR  nereden alıyordu Ülkenin kaderini değiştirecek kurşunu atarken?

"Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi,

Bir yiğit ise memleketi kurtarır"

İşte bu sözün tam anlamıyla karşılık bulduğu ,deyim yerindeyse cuk diye oturduğu yiğidin adıdır  ÖMER HALİSDEMİR...

15 Temmuz gecesi 3 araç tarafından sıkıştırılan  Özel kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı bu pusudan kurtulur ve karargahtaki en güvendiği adamı yani ÖMER HALİSDEMİR'i arar ve şöyle der;

''Sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum. Tuğgeneral Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu, karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şahadet var. Biliyorsun seninle 20 yıllık beraberliğimiz var. Hakkını helal et ''

Ömer Başçavuş sonu şahadetle biten bu emre karşılık;

"Baş üstüne komutanım, hakkım helal olsun. Siz de helal edin" der ve karargâhı ele geçirmeye gelen hainlere karşı gözünü kırpmadan komutanının emrini uygular ve oracıkta üzerine yağdırılan 30 kurşunla şehit olur .

O kanlı gecede ÖMER HAL İSDEMİR'in yanı sıra  249 şehidimiz 2193 gazimiz tanklara ,toplara ,uçaksavarlara karşı Milli Şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy'un İstiklâl Marşı'nda söylediği;

"Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,

 Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın"

Mısrası kendilerinde vücut bulmuş, göğsünü siper etmiş ve hiç tereddütsüz can vermişlerdir. Rabbim şahadetlerini kabul etsin, Amin...

Rabbimiz Kuran-ı Kerim'de;  ''Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz'' buyuruyor. (bakara 154) 

Allah yolunda olan ve Allah yolunda ölümü öldürene kim ne yapabilir ki?

Yazımızın devamında Pazartesi günü buluşmak dileğiyle... Selâm ve dua ile...