Konya’mız bundan dört yıl önce büyük bir gönül insanı, dava adamı, akıncıların reisi, sivil toplum kuruluşlarının kurucusu ve hizmetkârı, mühendis, işadamı, yönetim kurulu başkanı bir büyüğünü kaybetti. Tarihler 7 Ocak 2017 tarihini gösterirken bu gönlü güzel, kalbi güzel, naif gönül insanı Seyit Mehmet Buğa ağabeyimizi rahmet-i Rahman’a gönderdik. Mekânı cennet, makamı a’li olsun.

    Biz 90’lı yıllardan itibaren tanıdık Seyit Mehmet ağabeyimizi… İyi ki de onun gibi önder, örnek bir şahsiyeti tanımışız, aynı davanın yolcusu olarak… Bilgisinden, görgüsünden, kültüründen, fikirlerinden, düşüncelerinden, yaşayışından çok istifade ettik.

    İlk tanıştığımız dönemlerde bürosunda sohbetler ederdik... Konya İmam-Hatip Lisesi’nin 71 mezunu idi. Arkadaşımız Mehmet Akif Yılmaz’la birlikte Türkiye İmam-Hatipliler Vakfı (TİMAV)’nın kuruluşu esnasında ise bizlere birçok hususta yardımcı oldu. Vakfın kuruluşundan sonra da fikirlerinden istifade etmeye devam ettik. Hem gönlü hem de sofrası açıktı, genişti. Ülke meseleleri, İslam dünyasının mevcut durumu, çözüm yolları hakkındaki fikirlerini bizimle uzun uzun paylaşırdı. Keyif alarak dinler, hiç sıkılmazdık. Tatlı bir üslubu ve anlatış tarzı vardı. Bizleri çok mütevazı hal, hareket ve tavırlarıyla karşılar, uzunca sohbetler ederdik. Masasında her gidişimizde yeni kitaplar görürdük. Hemen hemen her konuda fikir sahibi idi. Ekonomiden siyasete, dinden kültüre, matematikten fiziğe, toplum sosyolojisi ve psikolojisine kadar… Bilgili, kültürlü ve donanımlıydı. En büyük zevki ise belli bir disiplin içinde sistemleştirdiği fikirlerini misafirleriyle paylaşmaktı. Özellikle İmam-Hatipli olmasının altını çizer ve yeni yetişen neslin mutlaka dindar, ahlaklı, bilgili, kültürlü olmasını can-ı gönülden arzu eder, bu konuda kendi üzerine düşen vazifeyi ise sonuna kadar yerine getirmeye çalışırdı. Mesuliyet sahibi idi. Toplumumuzun geliştirilmesi ve yetiştirilmesinden kendisini sorumlu tutardı.

      Şahsiyet olarak her zaman güler yüzlü, doğal, vakarlı bir yapıya sahipti. Sizinle karşılaştığı zaman görüntüsü ve duruşuyla, konuşmalarıyla kısa sürede ikna edebilecek bir karaktere sahipti. Zaman zaman da yaptığı güzel şakalarla gönüllere girerdi.

     Yönetim en çok ilgi duyduğu alanlardan birisiydi. Konuyla alakalı okuduklarını, hayat tecrübelerini de bizlerle paylaşırdı. Uzun yıllar birçok yerde yöneticilik yapmıştı.

  İslam davasına gönülden bağlıydı. Hatta 28 Şubat’ta, post modern darbe döneminde hükümetin Müslümanlar, başörtüsü, imam-hatipler üzerinden toplumu silindir gibi ezmeye çalıştığı dönemde kendi çocuğu da imam-hatip öğrencisi idi. Çocuğunun okuluna giderek başörtüsü konusunda tepkisini göstermiş ve polis tarafından gözaltına alınmıştı. Fikir ve düşüncelerini eyleme geçiren dava adamı ve eylem adamı idi.

   Yöneticilikten ayrıldıktan sonra da Mehmet Akif Yılmaz ve Adnan Özkafa ağabey ile bürosunda ziyaret etmeye devam ettik. Daha sonra TEYAD (Tüm Eğitim Yardımlaşma Derneği)’ni bir grup arkadaşları ile birlikte kurdular. Biz de derneğin üyesi olduk. Yine orada da görüşmeye ve fikirlerinden istifade etmeye devam ettik.

    O Konya’mızda bir çığır açmış, binlerce kişinin ekmek yediği, işsizlere iş kapısı açmıştı.  Müslüman tüccarların yeşil sermayeci diye yaftalandığı, ekonomi de Konya’mıza sırt dönüldüğü bir dönemde dev bir müesseseyi ayakta tutma başarısını göstermişti. Fakat daha sonra birtakım müessif olaylar sonucu yönetim kurulu başkanlığını bırakmak durumunda kalmıştı. Binbir emekle ve zorluklarla, arkadaşlarıyla birlikte kurduğu müessese bir süre sonra hazin sonla karşı karşıya kaldı.

    Lapa lapa kar yağan soğuk bir kış günü, 7 Ocak 2017 tarihinde çok sevdiğimiz, Seyit Mehmet Buğa ağabeyimizin sabah namazını kıldıktan kalp krizi geçirerek Hakk’a yürüdüğünü acıyla öğrendik. Kendisine iş, aş sağladığı çalışanlar dâhil olmak üzere Konya’mıza yaptığı hizmetleri bilen, takdir eden binlerce kişi, dostları, akrabaları tarafından kılınan öğle namazının ardından tabutu parmaklar üzerinde taşınarak Musalla mezarlığına defnedildi.  Yine birlikte ziyaret ettiğimiz arkadaşım Mustafa Duru ile birlikte cenazeye katıldık. Biz kendisini iyi bilirdik. Cenab-ı Hak cennetinde ağırlasın. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.

     Merhum Vali Yardımcımız Taceddin Özeren’le birlikte çıkardığımız Tefekkür Dergisi’nde röportaj yapmıştık. Yine televizyon programı yaptığımız dönemde programlara davet etmiştik. Konya İmam-Hatipten çok sevdiği hocası İsmail Kaya’yı hocaefendi’yi, Konya İl Müftümüz Ahmet Poçanoğlu ve Muhittin Okumuşlar ile birlikte anlatmışlardı. Şimdi de kendisini hayırla yad etmek üzere vefatının dördüncü yıldönümünde yaptığımız bu röportajı istifadenize sunuyor, bize bu imkanı sağlayan Yenigün Gazetesi sahibi Mustafa Arslan Bey’e en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

                                                                                                  Muhammed Acıyan