15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fetullah Gülen ve cemaatinin ne mal olduğu görüldü. 

Sözde Müslüman'ız, sözde okullarla Türkiye'nin itibarını yükseltiyoruz ayağına Türk Milleti'ne bomba yağdırdılar, kurşun sıktılar, 'Milli İrade'nin kalesi Meclis'i bombaladılar... 

Niçin yaptılar bu kalleşliği? 

Hoşlanmadıkları Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek için mi?

Türkiye'de AK Parti iktidarına son vermek için mi?

Tek amaçları vardı bu kalkışmanın. Hizmet ettikleri Batı'yla birlikte Çanakkale'nin, Kurtuluş Savaşı'nın, Lozan'ın öcünü almak, Türk Ordusu'nu parçalamak, iç savaş çıkarıp Türkiye'yi Sevr'de olduğu gibi 7 bölgeye ayırmak, Haşhaşiliği Anadolu'da hakim kılmak, dünya politikalarından Türkiye'yi soyutlamak...

Tabii bu hainler Allah'ın hesabını unuttu. 

Allah'a şükürler olsun ki Türk Milleti'nin feraseti ve fazileti, hükümetin dik duruşu, siyasilerin milletin yanında olması oyunlarını yerle yeksan etti...

Dünya 15 Temmuz'dan sonra açık ve net Türkiye'yi yeniden tanıdı. Osmanlı'ya hasta adam deyip nasıl Milli Mücadele'de yenildilerse, 15 Temmuz'da koyun dedikleri Türk Milleti'nin 

tokadıyla bir kez daha sarsıldılar. Uzun bir süre de yedikleri tokadın sersemliğini yaşayacaklar...

***

Türkiye'yi parçalama girişimi olan 15 Temmuz sonrası FETÖ/PDY'ye karşı temizlik çalışması başladı. 

Kamuda, özel sektörde, sivil toplum kuruluşlarında, siyasette, medyada, sosyal hayatta... FETÖ temizliği çok güzel bir şekilde gidiyor. Tamamı yok oluncaya kadar bu operasyonlar sürecek. Sürmesi de gerekiyor çünkü amaçları ortaya çıkmıştır, bu Siyonist uşağı katil sürüsünün daha fazla içimizde olmasına teamül etmemeliyiz...

Bu noktada FETÖ/PDY bağlantılı olduğu kesinleşenlerin mallarına da tedbir konuldu. Doğrudan FETÖ'ya bağlı kurumlar devlet malına geçirildi. 

Doğru bir politika uygulanıyor. 15 Temmuz'da darbe yapmaya kalkanlar işledikleri suçun maddi zararını mallarıyla karşılamalılar.

Daha önce yazmıştım, bunlar vatandaşlıktan çıkarılıp mallarına el konulmalı diye. Yargı tarafından suçu sabit görülenlerin mal varlıkları araştırılıp devletin hazinesine geçirilmeli. Zaten bu mallara çoğu himmet adı altında gasp ettikleri paralarla sahip olmadılar mı? Bu açıdan devlet eğer ekonomide bir sıkıntı oluşmuşsa bu kaynağı böyle karşılama yoluna gitmesi yerinde olacaktır. Belki elde edilen gelir attıkları bombanın, sıktıkları mermenin, uçurdukları uçakların maliyetini karşılamaz, giden canları geri getirmez ama hiç olmazsa vicdanlar az da olsa rahatlar. 

Türk Milleti'nin bir ferdi olarak hükümete çağrım: İdam yoksa at bunları vatandaşlıktan, mallarını da hazineye geçir. Elde edilen gelir helaldir ve gereklidir... 

***

Konya'da yürütülen operasyonlar kapsamında da FETÖ'cülere ait Mevlana Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi'ne verildi. 

Tabii burada devredildi, bağlandı gibi ifadeler kullanıldı ancak zaten FETÖ'cü üniversitenin kurulduğu alan zaten Selçuk Üniversitesi'ne aitti. 

Hükümetle iyi oldukları dönemde sinsice Selçuk'un toprağını gasp ederek üniversiteyi kurmuşlar hatta yanlış hatırlamıyorsam o yıllarda (2010) Selçuk'tan da birkaç fakültenin kendilerine bağlanılması yönünde söylentiler dolaşıyordu.  

Himmet gaspı demiştim burada da eğitim gaspı yaptılar. Bu güne kadar bukalemun gibi saklandıkları için ya himmet, ya Allah rızası için ya da Fetullah Gülen sizi cennete götürecek din sömürüsü ile Selçuk Üniversitesi'nin sınırları içine Mevlana Üniversitesi'ni kurdular. 

Dolayısıyla buradaki olayı devir veya bağlandı olarak görmek pek anlama uymuyor. 

Gelinen süreçte Selçuk, gasp ettirdiği yere tekrar sahip oldu, iyi de oldu. 

***

Şu andaki tartışma konusu ise eski Mevlana Üniversitesi'nin nasıl kullanılacağı. 

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin'in, burayı en iyi şekilde değerlendireceğini umuyorum. 

Kendisine bir öneride bulunmak gerekirse bu alanın bir bölümüne İletişim Fakültesi yerleştirilebilinir. Mevcut bina İletişim Fakültesi'ne yetmediği gibi iletişim eğitimi için de yeterli fiziki şartlara sahip değil. 

Başta rektörlük binası olmak üzere bir çok yeri İletişim Fakültesi için müsait. Görsel açıdan uygulamalı stüdyolar yapılabileceği gibi fiziki donanım açısından gerek öğrenciler, gerekse akademisyenler açısından ideal bir yer. 

Bu öneriyi de Rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin'in değerlendirmesinde yarar olacağını düşünüyorum. 

Daha güzel projeler varsa elbette onlar da masaya yatırılır ancak sonunda kötü bir kullanım vizyonu ortaya çıkarsa yapılacak her türlü eleştirilerin de muhatabı Sayın Rektör Şahin olacaktır.