Türkiye hızla yol ayrımına yaklaşıyor. Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki katliam ve sonrasındaki provokasyonlar bin yıldır bir arada yaşamış bu kadim dostları birbirinden ayırma noktasına gelmiştir.

Ezilenlerin sosyalist partisi(ESP) GENÇLİK YAPILANMASINA MENSUP 300 KADAR GENÇ İstanbul'dan kalkıp Suruç'a gidiyor. Oradan da Kobane ye geçerek oranın “yeniden imarını” yapacaklar(!).Çantalarında birkaç oyuncak ve kitaptan baş bir şeyde yok. Yani içlerinde mimar, mühendis, inşaat kalfası, müteahhit, iş adamı yok. Çoğu üniversite öğrencisi!

Ama bu geçler Kobane i imar edecekler(!) 

Öyle kandırılmışlar mı, yoksa bilerek mi oraya gittiler bilmiyoruz. Ama şimdi 32 genç yok. Yüz tanesi de hastanelerde yaşam mücadelesi veriyor.

Benim anlamadığım, bendeniz işi gücü olan biriyim.140 km uzaktaki memleketim Taşkent'e giderken bile ekonomik boyutunu düşünürken, bu dar gelirli insanlar nasıl oluyor da Türkiye'nin her neresinde bir eylem olsa orada bitiveriyorlar?

Gazetelere de yansıdı matbuada çalışan bir genç daha öncede Kobane olaylarını protesto etmek için Adana'daki eyleme, Soma'da, Ermenek'te, gezide!

Ne kadar ücret alıyor da bu eylemleri yapabiliyor?

Yâda iş yeri bunlara ne kadar izin verebiliyor?

Şimdi herkes düşünsün bakalım; İstanbul'da bir yerden bir yere gitmenin maliyeti nedir?

Bunların arasında masum idealist gençlerin çoğunlukta olduğunu biliyorum. Ancak bunları organize eden ölüme sürükleyen provokatörlerini açığa çıkartmadan bu ülkede huzur bulamayacağız.

Kobane ve o bölgenin karışık olduğunu bile bile o gençleri oraya sürükleyen karanlık eller maalesef o çocukları da katletmiştir. Yani bu çocukları oraya kim davet etmişse, kim finanse etmişse, onları katledende bombacıyı oraya gönderende, basın toplantısında onları yalnız bırakanda aynı kişilerdir, yâda aynı örgüttür.

Kamera karşısına geçip masum pozlar takınıp, ah edip vah ettikten sonra halkı silahlanmaya çağırıp sokağa dökenler artık maskelerini çıkartmalıdır. Çıkartmasanız da biz biliyoruz, sizin terörizmin kucağında dans ettiğinizi. Ve bu Devlet sizin maskenizi çıkartıp elinize verecek layık olduğunuz fare deliğine tıkacaktır.

Son olaylar bin yıllık kardeşlik hukukunu zedelemiştir. Hatta ortadan kaldırmak üzeredir.

Bu ülkenin Kürtleri artık potansiyel suçluluğa doğru ilerlemektedir.

Birlikte yaşadığımız insanlara başka gözle bakma algısı oluşmaya başlamıştır.

Devlet Van da depreminin yaralarını 6 ay gibi kısa bir zamanda sarıp, bölge insanının her türlü konforunu sağlamasına rağmen, karşılığında aldığı cevap; Bölge yatırımlarını baltalayan, barajları dinamitlemek, iş makinelerini yakmak, askere saldırmak, kamu mallarına zarar vermek gibi eylemler olmuştur. Irkçı bir yaklaşımla seçimlere gidilmiştir. Türk askerine taş atan Kürt kadınlar, PKK'lıları zılgıtla halay çekerek karşılamışlardır.

Artık bölge halkı karar vermelidir. Ya PKK'lı teröristleri içinizde saklamaya devam edip topyekûn savaşmayı seçeceksiniz, yâda sizi hiçbir vatandaşından ayrı tutmayan devletinizden yana olup içinizdeki safraları temizleyeceksiniz.

Artık lafı eğip bükmenin bir anlamı yok! Yüzüne “ele dümdük” söyleme zamanıdır.

Eskiden Kürt halkı ayrı PKK ayrı diyorduk ama son olaylar gösterdi ki Kürtlerde PKK'lılarda aynı zihniyette insanlar. Hala PKK'nın yanında yer alıp devlete düşmanlık edecekseniz kimse kusura bakmasın çocuğumuzun nafakasından kesip verdiğimiz vergilerimizle orada onların elektrik su parasını ödemeye niyetimiz yok. Herkes aklını başına alıp öyle devam etmelidir.

Aksi batıdaki insanlarda isyan edip kazançlarının büyük bölümü ile sizi beslemeye devam etmeyecektir.

Her fırsatta sokağa dökülmek, birkaç kişinin ölümüne yaralanmasına sebep olmak İstanbul'un göbeğinde cenazede bile ellerinizde silahlar, üniformalar, yüzleriniz örtülü bir şekilde gösteri düzenlemek şımarıklıktan da ileri devleti tahrik etmek değil de nedir?

Polis müdahale etse “siz müdahale etmeseydiniz bu olaylar olmayacaktı diyorsunuz”. Müdahale etmese “nerede devlet, nerede bu polis” diyorsunuz.  Yasalar polise soruyor niye hukuksuzluğa göz yumuyorsunuz diye. Şayet iyi niyetli bir cenaze töreni ise silahlı militanları içinize almamanız gerekmez mi?

Siz ve sizin haminiz siyasi partinin iyi niyetli olduğu dolmasını kimseye yutturamazsınız.!

Olayın bir başka boyutu ise işin içine DAEŞ silahlı örgütün yaptığı söylenen bu eylemle Türkiye'nin savaşa bilfiil dahil edilmesi sağlanmak istenmektedir. Aslında DAEŞ(IŞİD), PYD, PKK, YPG aynı el tarafından, Türkiye'nin bölgesel güç olmasını engellemek için kurulmuş terör örgütleridir. Bunların derdi ne İslam devleti, nede Kürt devletidir. Tek Türkiye'nin büyümesini önlemek... Kendilerini kuran İngiltere, İsrail ve ABD'nin NEO CON kanadının çıkarlarını korumaktır.

Siz hiç gördünüz mü IŞİD'in İsrail'e saldırdığını?

 Sözde İslam halifesinin emrinde! Ama hep Müslümanları hunharca katletmektedir. PKK ise Kürtleri katletmektedir. Yani asıl o bölgeyi yıllarca sömüren ve sömürmeye devam eden, ne İngiliz'e, ne Alman'a nede Yahudi'ye saldırmamaktadır. Kürtleri devlete düşman edip emperyalistlerin değirmenine su taşımaktadırlar.

Bu bölgede kim güçlenirse gücünü kırmak için var güçleriyle savaşmaktadırlar. İşin garibi, Marksist ve sosyalist olan bu insanların liderleri, beyin takımının hiç biri; Rusya, Çin, Kuzey Kore, Küba gibi ülkelerde değil, vahşi kapitalizmin hüküm sürdüğü ABD, Belçika, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde yaşamaktadırlar.

Sosyalizmin seçimle iş başına geldiği Yunanistan'daki Aleksis Çipras'ın, faşist Merkel'in kapısında nasıl bekçi köpeği olduğunu gördükleri halde hala hangi Marksizmi savunuyorlar doğrusu merak ediyorum.

DAEŞ ve PYD, PKK, YPG aslında birbirleri ile savaşmıyorlar aksine işbirliği içindeler. Önce DAEŞ Kürt nüfusun az olduğu, Arap ve Türkmenlerin yoğun olduğu yerleri işgal ediyor, katliam ve soykırım yapıyor sonrasında PYD-YPG-PKK ikilisi ile savaşıyor gibi yapıp geri çekiliyor. Sonra orayı YPG işgal ediyor. Yani güneyimizde Akdeniz'e açılan bir Kürt koridoru açıp Türkiye'yi devre dışı bırakıp orta doğu enerji hatlarını bu bölgeden geçirmek istiyorlar.

Türkiye bu tehlikeyi gördüğü için o bölgeye askeri yığınak yapıp angajman kurallarını değiştirdi. DAEŞ'i gördüğünüz yerde ateş açın talimatı verdi. PKK-PYD ikilisinin oynadığı oyun tutmadığının ertesinde Suruç'taki katliamı gerçekleştirdiler.

Bakın; Saldırıda hayatını kaybeden Alican Vural'ın babası HDP'ye nasıl isyan etti: "Çocuğumu bir türlü kurtaramadım. Oğlumun idam fermanını bunlar imzaladı. HDP'liler çocuğumu kandırdı. Bir de bana cenazeyi vermek istemediler. Neymiş miting düzenleyip propaganda yapacaklarmış. 'Eğer oğlumun cenazesini bana vermezseniz' beni burada öldürün dedim"

HDP'in çok yüzlü ve sürekli yalan söyleyen eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın son günlerdeki tutumu, ağzı Türkiye'nin yüzde 13 nü temsil ediyor değil de kandildeki terör örgütü sözcüsü gibi davranması, insanları sokağa döküp silahlı mücadeleye davet etmesini nasıl anlayacağız?

Kandildeki teröristin; “Türkiye'nin barajları artık bizim bombalama alanımıza girmiştir” tehdidini onaylayıp haklı bulan tavrını nasıl anlayacağız?

Seçimlerde batıda barış güvercinleri uçuran sahte yüzlü Demirtaş'ın bu kokmuş ayak oyunlarını hala yutacağımızı mı sanıyorsunuz?

İstanbul'dan toplanan bu 300 genci, ölümün kol gezdiği bir bölgeye götürmekteki asıl amacınız neydi?

- Toplanan oyuncakları 300 kişinin mi götürmesi gerekiyordu?

- Bu gençler Kobani'yi nasıl imar edeceklerdi?

- MLKP kökenli Figen Yüksekdağ'ın günlerdir Kobani'de bulunmasının, MLKP'nin legal uzantısı olan ESP'li gençlerin ziyareti ile bir ilgisi var mı?

Ya da bu gençleri eğitip bölgedeki savaşa mı dahil edecektiniz?

Türkiye'yi o bölgede savaşa sokarak kiminle savaştıracaksınız?

Karşınızda nizami bir ordunun olmadığı bölgede 35 yıl PKK belası ile savaştığı gibi YPG-DAEŞ gibi örgütler mi yıpratacaksınız? Yoksa Esed'in arkasını her fırsatta toplayan İran ve Rusya ile mi karşı karşıya getireceksiniz?

Yâda İran ve Rusya ile yapılan enerji anlaşmalarda ağabeylerinizin çıkarları kesildiği için mi?

Sahi siz; Türkiye'nin partisi misiniz? Yoksa İsrail ve uşaklarının mı?

Bütün bunları gören vitrine yerleştirilen birkaç temiz yüzlü milletvekilleri hala orada kalıp neyin siyasetini yapacaklar?

İnançsızlığı savunan Yahudi asıllı Marks'ı mı? Kardeşliği, bütünleşmeyi, yardım etmeyi temel düstur olan İslam akide sinimi? 

 

BİZ YALNIZCA DAEŞ YAPTI DERSEK YANILIRIZ. SANIRIM İSTİHBARAT RAPORLARIDA BİZİM TEZİMİZİ DESTEKLEYECEKTİR. BU İŞİN İÇİNDEN; HDP, PYD, PKK, YPG VE SİVİL YAPILANMASI VE HDP, KCK ÇIKTIĞINI KISA SÜRE SONRA GÖRECEĞİZ.

HDP; TÜRKİYELİLEŞME ŞANSINI YİTİRMİŞTİR. ELİNE KAN BULAŞMIŞTIR. BUNDAN SONRA O KANI NASIL TEMİZLEYECEK ONU DÜŞÜNMEK DURUMUNDADIR. YOK! DİYORSANIZKİ BİZİM PKK İLE BİR BAĞIMIZ YOK! O ZAMAN SAYIN BAŞBAKANIN DÖRT PARTİNİN İMZALAYACAĞI, DAEŞ VE PKK NINDA DAHİL OLDUĞU BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİNİ LANETLEYEN ORTAK DEKLARASYONA İMZA ATARSINIZ.

SİZİN MARKS'NIZDA, SOSYALİZMİNİZDE, MİLLİYETÇİLİĞİNİZDE, LİBERALİZMİNİZDE VE NE KADAR SONU İZM LE BİTEN İDEOLOJİ VARSA HEPSİ SİYONİZMİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ HEGOMANYASINI DEVAM ETTİRMEK İÇİN ÜRETTİĞİ PİYONLARDIR. KURTULUŞ ANCAK MİLLİ GÖRÜŞÜN ÇÖZÜMÜNDEDİR.

MHP aldığı talimattan mıdır yoksa partisinin menfaatinden midir bilinmez. AKP ile koalisyon yolunu kapatıp ülkeyi CHP ye muhtaç etmiştir.

YENİDEN SEÇİME GİDEN TÜRKİYE BUNLARIN İŞİNE GELMEMEKTEDİR. ÜLKEDE ÇIKARILMAK İSTENEN KAOSUN, SEÇİME GİDİLMESİNİ ÖNLEMEK VE CHP İLE KOALİSYONA ZORLAMAKTIR.

BİZ YUKARIDA OYUNUN TAMAMEN TAYYİP BEYİN CUMHURBAŞKANLIĞINDAN İNDİRİLMESİ GERÇEĞİNE İNANMAKTAYIZ.

BAKINIZ; HDP'nin yayın organlarından birisi “Sana rağmen, ne olursa olsun biz o devleti kuracağız, seni de o sınırların içine gömeceğiz” diyerek Erdoğan'ı hedef gösteriyor.

Freni tutmayan Figen Yüksekdağ'da “Türkiye Cumhuriyeti devletinden hesap soracağız” Diyen HDP eş genel başkanı, “şımarık” hanımefendi, kendisini devletin üstünde görme cesaretini nereden almaktadır?

 

SİYONİZMİN ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL SAYIN CUMHURBAŞKANI VE ONA SAHİP ÇIKAN MİLLİ GÖRÜŞÇÜLERDİR. 

-İSLAM ORTAK PAZARI

-İSLAM BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİ

-İSLAM PARA BİRİMİ

-İSLAM ORTAK SAVUNMA PATKI

-YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE

-YENİ BİR DÜYA DÜZENİ

-YAŞANABİLİR BİR DÜNYA! ÜLKEMİZ SELAMETİNİN REÇETESİ! KAVUŞMAK TEMENNİSİ İLE.