Şükürler olsun ki bir Ramazan Ayına daha erişmenin huzuru ve mutluluğu içerisindeyiz. Mübarek üç ayların başlangıcı ile birlikte büyük bir bekleyiş vardı. Manevi susuzlukların ırmaklarla giderileceği, üç aylarda rahmete susamış gönüllerimize derman olacak bir bekleyiş. Allah’a şükürler olsun ki Ramazan’ın gelişi tüm bekleyişlerimize değdi ve bu mübarek ayı yenide tatmak nasip oldu. On bir ayın sultanı Ramazan; kararan ruhlarımızı nur ile doldurmak, ham gönüllerimizi sevap ile oldurmak, nefislerimizi bizlere bir kez daha tarttırmak için, şifa için, bağışlanmamız için, vefa diyerek biraz daha aşkın ateşinde yanmamız için yeniden geldi.

Kardeşlerimizi hatırlayalım, küskünsek barışalım diye. Yoksullara yardım edip meleklere karışalım diye. Selamımız salavatımız olsun diye, kurtuluşumuz beratımız olsun diye. İşte tüm bu güzellikleri ve maneviyatı ile gelen on bir ayın sultanı Ramazan’ı, sultanlar gibi karşılamak ona gerektiğinden daha hürmetkâr davranmak bizim başlıca görevimiz olmalı. Tüm bunları yaptığımız takdirde bu ayı sultanlar gibi yaşayacağımız da büyük bir gerçek. Bu bağlamda inşallah bu sene orucumuzu oruç gibi tutalım ve mahyalarımızı gönüllerimize bağlayarak bu sene oruç ile çelişen günahlarımıza durmadan bağış isteyerek dua edelim. İbadetlerimiz gündüzümüzden gecemize karışmış olsun, oruçlarımızda inşallah hidayetimiz olsun.

Dinimizin de gerektirdiği gibi ilk olarak mazlumların ahını giderelim. Hem imsak da hem iftarda ellerimiz dualar ile uzansın, daha uzaklara gitsin. Birlik ve beraberlikten uzak olduğumuz son zamanlarda ve hatta birlikteliğimize kast eden tüm hainlere karşı gelin bu sene caddelerimiz zarafetle buluşturalım ve sokaklarımızda evlerimizde renk renk iftarlar oluşturalım. Birlikteliğimizi yeniden idrak ederek dik durmayı bir durmayı yeniden öğrenelim.