Geçtiğimiz Perşembe günü AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun'un davetlisi olarak Ankara'da çeşitli ziyaretlerde bulunduk, AK Parti Genel Merkezi'nde ve Türkiye büyük Millet Meclisi'nde çeşitli istişarelerde bulunduk. 

Bu tür bir organizasyondan dolayı öncelikle Ahmet Sorgun Bey'e teşekkür ederim. Kendisi, Konya'da basınla bir araya geliyor sık sık aslında. Ancak, Türkiye'nin başkenti Ankara'da bizleri ağırlaması, farklı buluşmalara vesile olması Konya basınını ayrıca mutlu etti.

Ziyaretlerde Konya'ya dair çeşitli görüş alışverişleri yapıldı. Ancak, gündemde olması hasebiyle Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un açıklamalarına dikkat çekmek isterim. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı T.A.Ş Genel Müdürlüğü ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun kendisine bağlı olması, onun basın yayın organları ile ilgili düşünceleri de önem arz ediyor. Kurtulmuş da Konya basınıyla bir araya geldiği için daha çok bu konuda bilgiler verdi. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra, FETÖ'nün darbe girişiminin başarısız olmasıyla, geri çekilmediğini halen çeşitli saldırılar gerçekleştirdiğini söyledi.

Bu saldırıların daha çok algı operasyonları şeklinde yapıldığını söyledi Kurtulmuş. Kurtulmuş'a bu konuda katılmamak elde değil.

Çünkü FETÖ'yü geçmişten günümüze iyi analiz edersek, algı operasyonları konusunda oldukça iyi olduklarını bilmekteyiz. Şahıslar ve olaylar üzerinde gerek medyada gerek sosyal medyada, son yıllarda bu konuda büyük operasyonlar yürütmüşlerdi. Şu anda medyada yapılan operasyonların ardından herhangi bir güçleri kalmadı ancak; geniş bir kitleye ulaşan sosyal medyada, algı operasyonlarını sürdürdüklerini düşünüyorum.

***

Konuya güncel bir örnekle açıklık getirmek gerekirse; sosyal medyada başlayan "cinsel istismar" suçlarına ilişkin kanun önergesinin "tecavüze af" olarak algılanan tartışmalar, ülkenin gündemine bomba gibi düştü. Son birkaç gündür hem sosyal medyada hem medyada hem de siyasiler tarafından bu olay, konuşulan tek odak nokta haline geldi. Konu önemli evet ancak sosyal medyada yazılan çizilenlerin, art niyetli bir şekilde çarpıtıldığını düşünüyorum. Önergenin tecavüzcülere af verilmesi gibi yorumlanıp sosyal medyada bu şekilde bir algı oluşturulması, herkesin böyle bir algıyla konuya tepki göstermesini sağladı. Hukukçu olmadığımız için önergeyle ilgili elbette teknik bilgiler veremeyiz. Ancak; şunu söylemek gerekirse, olayın tartışılacaksa, eksiklikleri ya da suistimale açık olup olmaması ile ilgili bir tartışma yürütülebilir. Bunda hiçbir sıkıntı yoktur. Sosyal medyada, önergenin amacında olmayan bir şey üzerinden yapılan tartışmalar ne yazık ki gündemi boş yere yormaktan başka bir şey değildir.

Gerek Başbakan Binali Yıldırım, gerek Adalet Bakanı Bekir Bozdağ en yetkili isimler olarak konuyla ilgili bilgilendirme yapmalarına rağmen, halen ortadaki yanlış bilgi halen yayılıyorsa, bu durum birilerinin işine geliyor demektir. Şu bilinmelidir ki; kimse bu ülkede tecavüzcüleri serbest bırakacak bir düzenleme yapamaz. Özellikle zorlu bir süreçten geçilirken, FETÖ ile ve diğer hain terör örgütleri ile mücadele edilirken, böyle yanlış bir topun ağzına kimse giremez. 

Olaya hukukçular daha aklıselim yaklaşıyor. Hukukçuların genel kanaati de bu yönde. Ancak; başta da belirttiğim gibi önergenin bazı suiistimalleri beraberinde getirebileceği, eksikliklerin olduğu da belirtiliyor. Bu da siyaset kurumunun hukuk sistemi içerisinde çözebileceği bir meseledir ve önerge bu kapsamda çözülecektir diye düşünüyorum. Tartışmalar bu yönlü yapılırsa, gündemin de 'Tecavüzden' kurtulmasına yardımcı oluruz diye düşünüyorum. Başbakan Binali Yıldırım konuyla ilgili muhalefet partileri ile görüşme talimatını verdi zaten. İktidar ve muhalefet konuyu aklıselim bir şekilde çözecektir diye inanıyor ve umut ediyorum. Bu nedenle, FETÖ veya herhangi birilerinin peşine takılıp, algı operasyonlarına destek vermemek gerektiğini düşünüyor, bu konuda dikkatli olmak gerektiğine inanıyorum. Sevgi, saygı ve dua ile...