Değerli okurlar, her gün gazete, dergi, televizyon gibi kitle iletişim araçlarında onlarca “şok diyetler” ile karşılaşıyoruz. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka “kişiye özel” olarak hazırlanır. Çünkü herkesin metabolizması farklılıklar gösterir. Öte yandan kilo fazlası olanlar genelde aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışır. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve “kıtlık” moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her besini yağ şeklinde depolama yoluna gider. Buna karşılık sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem hızlı hem de fazla yemek yenilmesine neden olur. Bu nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlamamalı, 3 saatlik aralıklarla beslenmeye özen gösterme önerilir. Günlük su tüketimini artırın. Bardağınız sürekli suyla dolu olsun Her zaman yudum yudum su için. Katı margarin, tereyağı, kaymak, krema, mayonez, cipsler, soslar, kuruyemişler gibi enerji değeri yüksek, öte yandan hiçbir besleyici değeri olmayan yağlı yiyeceklerden, kızartma ve kavurma işlemlerinden olabildiğince kaçınmakta yarar var.

 Şeker ve şeker içeren besinler (bal, reçel, pekmez, hazır meyve suları, gazlı içecekler, tatlılar vs) kana tamamen ve hızla karışırlar. Dolayısıyla şeker ve şeker içeren besinler kan şekerinde ani dalgalanmalara yol açarlar. Halbuki şeker tadından vazgeçemeyenler için üretilen, şeker yerine kullanılabilen, aynı tadı verebilen, sağlık açısından sakıncası bulunmayan, düşük kalorili veya kalori içermeyen yapay tatlandırıcılar ile kan şekerindeki dalgalanmaları ve tatlı isteğini ortadan kaldırmak mümkün olabilir. Ayrıca posalı yani lifli besinlerin tüketimini artırmak gerekir. Posalı besinler kan şekerini, tansiyonu ve kan kolesterolünü istenilen seviyede tutmaya yardımcı olur. Kabızlık şikayeti varsa ortadan kaldırır, böylelikle kilo vermeye de yardımcı olurlar. Kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkileri de bulunur. Bu yüzden haftada 2-3 kere kurubaklagil yenmesi tavsiye edilir. Ayrıca buğday ekmeği yerine kepek, çavdar, yulaf ekmeğini; pirinç yerine de bulguru tercih etmekte yarar vardır. Hatta pirinç, makarna, erişte ve unun da kepekli olanlarını kullanmak daha sağlıklı olacaktır. Sebze ve meyveler de posa içerir. Ancak posaları kabuk ve kabuğa yakın yerlerde bulunduğu için, soyulmadan yenilebilenleri iyi bir şekilde yıkadıktan sonra kabukları ile tüketmek her zaman için daha yararlı olur. Akşam saat 8'den sonra, uyumanıza dört saat kala ve sonrasında yemek yemeyin. Gece uyanıp birşeyler yemek zararlı ve kilo aldırıcı bir alışkanlıktır. Akşam ya da gece gereğinden fazla besine ihtiyaç duymayan bedeniniz, bunları yağ olarak kalçanızda ve karnınızda depolar. Sevgili dostlar, kilonuzu ideal sınırlar içinde tutmak, kilo vermek ve almamak için mutlaka doğru şeyler yapmalısınız. Bu amaçla alacağınız bir kararda ilk hedefiniz, “mevcut kilonuzun yüzde 10'unun verilmesi” olmalıdır. Bu amaçla gerekirse doktorunuz ve diyetisyeninizden yardım isteyin. İdeal kilonuzun sağlığınız için önemini unutmayın.