Mart ayı etkinlikleri takvimine adını yazdıran Konya Tarım Fuarı, her yıl kendisini yenileyerek daha büyük, daha çarpıcı, daha dikkat çekici, daha çok katılımcının yer aldığı bir hale bürünüyor. 

Her yıl bir öncekinden daha profesyonel ve daha kaliteli bir fuar organize ediliyor. Sadece fuar organizasyonunu düzenleyenler değil, organizasyona katılım sağlayan firmalar da en profesyonel şekliyle kendilerini sergiliyorlar. 

Yurt içi ve yurtdışı bağlantıların merkezi haline gelen fuarlar, Konya'da başka bir anlam kazanıyor. Konya'da yapılan fuarda sadece Konyalı firmalar değil, Türkiye'nin dört bir yanından firmalar yer alırken, dünya markaları birbirileriyle kıyasıya yarışıyor

Fuar dün itibariyle Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı görkemli bir törenle hizmete açıldı. 

Başbakan Davutoğlu, fuarı açmadan önce Karapınar'a gitti. Oradaki atış test merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Program saatlerinde de ciddi bir kayma oluştu. Fuarın açılışı da buna bağlı olarak yaklaşık 2 saat gecikti.

Açılış geciktikçe içerideki hengame daha da arttı. Hatta bir ara fuar alanına girenin çıkamadığı, dışarıya çıkanın da giremediği bir durum söz konusu oldu. Açıkçası fuardaki yüksek kaliteyi, organizasyonda yakalayamamışız...

Belli hollerde insanlar yığın oluşturmuş bekliyorken, bazı hollere hiç giriş yaptırılmadı. Gerekçesiyse Başbakan için alınan güvenlik önlemleriydi. Başbakan ile halk arasına demirden çitler koyulmuş, demir çitlerin arkasına da etten duvar örülmüştü. 

Bir şey unutulmuştu sanki.

Başbakan bu toprakların çocuğuydu. Uzaydan gelmemişti. Herkes onu selamlamak, sevgilerini hissettirmek, görmek için bekliyordu. Öcü değillerdi, Başbakan'ı yemezlerdi

Özellikle Konya dışından gelenler, “Bu kadar traktörü, tarım aletini Başbakan mı satın alacak? Madem gidip göremeyeceğiz, madem inceleyemeyeceğiz, neden burada sergileniyor bu ürünler?” diye tepki gösterdi. Tepkilerinde kısmen haklıydılar. 'Bir arkadaşa bakıp çıkacağız' demiyorlardı. 

Daha bitmedi... 

Bir hanımefendi, hollerden birinin az ilerisinde bulunan lavaboyu kullanmak istedi. Demir çitlerle örülmüş olan antrenin orta yerinde duran Başbakanlık korumalarının kulağına sessizce fısıldadı. Görevlinin tepkisi de görmeye değerdi. 

“Burası olmaz başka bir yere gidin...”

Böylesi güzel bir organizasyonu eleştirerek, kem bakmak doğru olmaz elbet. Ancak ufak tefek eksiklikleri yapıcı bir şekilde eleştirirsek, yakaladığımız kaliteyi daha üst seviyelere taşırız kanaatindeyim. 

Dün fuarın açılış günüydü. Tüm protokol üyeleri oradaydı. Konya'nın dışında çevre illerden de oldukça büyük bir katılım vardı. Fuarda stant açmış olan dev firmaların yetkilileri, müdürleri, amirleri, sahipleri hep oradaydılar...

Fuar, sözde saat 14:00'te açılacaktı. Ancak Başbakan'ın programındaki aksama nedeniyle açılış ancak 16:00'da gerçekleştirilebildi. 

Fuarın ilk gününde sivil vatandaşlar olmasa, sadece protokolün katılımı ile bir açılış yapılsa bundan çok daha iyi olurdu. Çünkü ilk günün ve özellikle Başbakan'ın açılışı gerçekleştirecek olmasının vermiş olduğu kargaşa ortamında fuarı gezmek mümkün değildi. En azından protokol nedeniyle yaşanan yoğunluk ve gergin atmosfer ilk günde biter, sonraki günlerde fuarı gezmek isteyen gönlünce gezerdi. 

İş bağlantıları kurmak için yapılmadı mı bu fuar? İçerde stant açmış olanlar bile giriş ve çıkışlarda yapılan eziyetlerden yakınıyordu. Bu kadar sıkmaya, bu kadar germeye ne gerek var?

Mesnevi'den:

“Kulak, hakikate nüfuz ederse göz kesilir. Yoksa söz kulakta kalır, gönle tesir etmez.”