Dini bayramlarda tüm gazetelerin aynı baskıyı yaptığı, böylece basın emekçilerine de tatil imkânı sağlayan veülkeyi birleştiren, bayram havası oluşturanbir etkinlikti Bayram Gazetesi.Ülkemizde yayınlanmakta olan gazeteler arasında her kesime hitap edebilen, resmi gazete ve ticaret sicili gazetesinden sonra üçüncü gazeteydi.

Şu an faal durumda olan ve her gün bizi ötekileştiren medya kuruluşlarını da göz önüne alırsak Bayram Gazetesi:Dinin; özellikle bayramlar için vaat ettiği birlik, beraberlik duygusunu da temsil ederdi.

Bayram gazetesi, 1993 yılı ramazan bayramına kadar dini bayramların ilk günleri hariç yayınlanan tek gazetedir.

1993 yılına kadar ulusal gazeteler ramazan ve kurban bayramlarının sadece ilk günlerinde yayınlanır, diğer günler yayınlanmazdı. Bu uygulama 1950'li yılların başında yasa ile de düzenlenmişti. Bunun sebebi bayramda farklı görüşteki tümmedya gruplarını bayramda birleştirmek ve bayramın içine basın emekçilerini de katmaktı. Fakat 1992 Haziran ayı kurban bayramında sabah gazetesi bayram günlerinde de yayınına devam edeceğini açıkladı. Bu olay basın camiasında büyük tartışmalara yol açtı. Sabah gazetesi dışındaki bütün gazeteler bu olaya karşı çıktı ve olay mahkemelik oldu. Ocak 1993'te ise anayasa mahkemesi gazetelerin bayram günlerinde çıkmasını yasaklayan yasayı anayasaya aykırı bularak yürürlükten kaldırdı ve ilk kez 1993 yılı ramazan bayramında geçerli olmak üzere bütün gazeteler bayram günlerinin tamamında yayınlanmaya başladı.Okuyucu için çok faydalı olduğu söylenemese de bir dönemin bugün anlaşılmayacak alışkanlıklarından olduğunun bilinmesini istiyorum.

Ne yani şimdi Sözcü, Posta, Cumhuriyet, Sabah, Akit ve Yeni Şafak gibi gazeteler tek elden yazılmış gazeteyi nasıl çıkarır? Diyebilirsiniz.

Eskiden, en azından bayramlarda bir araya gelen-gelebilen bir toplumduk. Şimdi ise din tüccarlığı yapan sakallı amcalar, cemaatler yüzünden ülkede ne yazık ki din; ekseriya bir ticaret metası oldu. Dini bayramlar da bu sebepten eskisi gibi değil. Bozulma bu hızla devam ederse ileride dini bayramlar bir hatıra olarak kalacak gibi.

Davutoğlunun efsanevi dış siyaseti sonucu boş kalan Antalya otellerinin 9 günlük bayram tatilleri(ramazan-kurban) ile doldurulmaya çalışıldığını düşünecek olursak. Bu yılki dini bayramlar;ülkedeki hâkim zümrenin menfaatlerini sağlarken, ezilen gurupların ise özlemlerini terennüm etmektedir. Tatilini deniz kenarında geçirenlere de, evinde köyünde geçirenlere de iyi bayramlar. Bizi bizden alan, ötekileştiren, nerede o eski bayramlar dedirten kapitalist sisteme de selam olsun. 

[email protected]