“Ülkelerindeki iç savaştan dolayı Türkiye'ye gelen Suriyelilerin sayısı git gide artıyor” haberlerinden sonra, artık bu tür haberlere gerek kalmadığını görüyoruz. 

Bundan sonra sıra; “Suriyeliler'in yerleştirilmesi ve bu konuda yaşanan sorunlar” olarak belirtilirken, şimdilerde bu haberlere, kaygılara da gerek kalmadı. Suriyeliler muhacir, Türkiye ensar oldu. Ensar olma konusunda Türk insanı epey de başarılı oldu sanırım. Özellikle Konya'da, bir mahalleyi Suriyelilere vermiş durumdayız. Öyle ki; mahallenin adı, sokağı bile Suriyelilerin taktığı isimlerle anılır oldu. 

Şimdi de sırada kunduracılar sanayi var. 3-5 sene sonra Aykent Kunduracılar Sanayi sitesi, tamamen Suriyelilerin iş yaptığı bir sanayi olma yolunda ilerler mi? Önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Bunu henüz bilmiyoruz; ancak bilinen bir şey varsa o da kunduracılar bu konuda baya bir dertli. “Nasılsınız?” demeye görün, sıkıntıları boncuk boncuk diziliyor karşınıza. 

Öncelikle şunu belirtmek gerek; Müslümanlar yardım etmekten, kucak açmaktan gocunmaz. Konya'nın da böyle düşündüğünü biliriz. Ancak Suriyeliler konusunda Konyalı vatandaşların da bazı noktalardaki eleştirileri, şikayetleri görmezden gelinmemeli.

Şimdi, Aykent Sanayi Sitesi'nde bir çok Suriyeli çalışıyor. Kunduracılar da Suriyelilere yardımcı olmaya çalışıyor. İş arayana iş veriyor. Burada Bazı esnaflar ilk başlarda fırsatçılık yapıp, Suriyelileri ucuz işçi gibi gördüler elbette. Ancak bu durumu genele yaymak mümkün değil. Hem Suriyeliler de gözünü açmış durumda. Önceden ucuza çalışsalar da, şimdi çok iyi haftalık verildiği halde bazılarının çalışmadığını söylüyor kunduracılar esnafı. 

Kunduracılar sanayisinde bu yıl işler bozuk. Piyasalardaki durgunluk ve sıkıntılar oraya da yansımış durumda. Suriyeliler konusundaki sıkıntılar, belki de bu iş azlığında daha iyi ortaya çıkıyor. Sanayinin içerisinde bazı karışıklıklar var. Suriyeliler arttığı için Konya'nın yerli kunduracıları, çalışanları iş konusunda sıkıntılar yaşıyor. Konya'nın kendi çocukları iş bulamaz duruma bile gelmiş. Bu konudaki şikayetlerini, sıkıntılarını birkaç yere dile getirmişler fakat ses soluk çıkmamış. 

Esnafın söylediği şey şu; “Kimse yardım etmeyelim demiyor. Edelim, ülkemize alalım. Ancak biz sadece aldık. Aldık bırakıverdik. Suriyeliler ne yapıyor, ne ediyor, nereye gidiyor, kimi etkiliyor kimse ilgilenmiyor” diyorlar.

Haksız da değiller. Türkiye'ye almak bir şey değil de, kontrolsüz almak esnafını, sanayicisini, ev sahibini kısaca bütün vatandaşları etkiliyor. Aykent esnafı; “Suriyeliler vergisiz, algısız iş yapıyor. Haksız rekabet ortaya çıkıyor. Biz bu nedenle mağdur oluyoruz” diyor. E şimdi ne olacak böyle? Esnaf haksız değil. Bu konularda düzenlemeler, denetlemeler yapmak şart. Yoksa ilerde daha büyük sorunlar ortaya çıkacak. 

Bu tür serbestlikler ve denetimsizlikler Suriyelileri ahlaki olarak da etkiliyor. 'Nasıl olsa bize kimse seslenmiyor' düşüncesiyle, kafalarına göre takılıyorlar. Aykent esnafı bu davranışları gördükten sonra şunu söylüyorlar: “(Bize ilettikleri ifadeyle) Biz ensar olalım olmasına da, biz ensarlık görevini yaparken onların da muhacirliklerini bilmeleri lazım.” E bu bilinmezse tabi ki doğal olarak sorunlar da yaşanacak. Ancak şu da bir gerçek, sanayide, otobüslerde, yollarda Suriyelilerle ilgili yaşanan sorunlar ya da göze batan davranışlar, bu başıboşluk psikolojisinden geliyor. Bu konuları görmezden gelmemek gerek. Suriyeliler yardımcı olacağız derken, kendi vatandaşımıza kötülük yapıyoruz çünkü! Dengeyi ayarlamak lazım. Sevgi, saygı ve dua ile!