Türkiye'de geçtiğimiz gün çok güzel şeyler oldu. 

Milletvekili sıfatıyla bu ülkenin hem ekmeğini yiyip hem de hainlik yapanlar  tutuklandı. 

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'la birlikte HDP'li 4 milletvekili terör propagandası yapmak ve terör örgütü adına suç işlemekten dolayı tutuklandı. 

Tutuklanma nedenleri; 

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak.

Terör örgütü üyesi olmak.

Silahlı terör örgütüne üye olmak

Örgüt adına suç işlemek.

Türkiye Cumhuriyeti'ni alenen aşağılamak.

Terör örgütü propagandası yapmak.

Cumhurbaşkanına hakaret, devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak. 

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.

Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs...

***

Haklarındaki bu suçlar geçmişte olsa idamı gerektiren suçlardır. 

Bu kapsamda Türk Milleti'nin beklediği bir şeydi; tutuklamalar...

Türkiye bir taraftan terörle mücadele ederken, şehit haberleri ile Türk Milleti'nin yüreği yanarken sırtını Kandil ve PYD'ye dayamış olan milletvekillerinin terör propagandası yapması, teröristlerin cenazelerine katılması, teröristlerle fotoğraf çektirmeleri cezasız kalacak değil de ya...

Türkiye verilen kararları sevinçle karşılamıştır. Bin yıllık kardeşliği bozmaya çalışan sözde milletvekillerinin tutuklanmaları şehit ailelerini mutlu etmiştir, şehitlerimizin ruhları rahatlamıştır, devletin, milletin onurunun daha fazla ayaklar altına alınmasının önüne geçilmiştir...

***

Ülkeyi karanlığa götürmek isteyen Haçlı-Siyonist İttifakı ve onların yerli işbirlikçileri bir kez daha hüsrana uğramıştır...

Fakat yine de hedeflerinden vazgeçmemişlerdir. Batı medyasında tutuklanmalarının eleştirilmesi, Türkiye'nin anti-demokratik tavır takındığının yazılması, söylenmesi aslında tutuklanmaların yerinde olduğunu göstermiştir. 

Batı ne zaman Türkiye'yi eleştirse bilin ki Türkiye doğru yoldadır. 

Çünkü hayrımıza bir şey istemezler. Övdükleri bir şey varsa o da şerlerdir...

Bu noktada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına bakalım. 

Tutuklanan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ı telefonla arıyor; karanlık günlerin en kısa sürede geride kalacağına duyduğu inancı ifade ediyor...

Evet, terörü öven ve savunanların tutuklanmasını karanlık günler olarak görüyor; CHP'nin Genel Başkanı...

Neyin karanlığı, Sayın Kılıçdaroğlu! Ülkede her gün şehit haberleri gelirken, Sur'un acıları daha tazeyken, Suriye'de, Irak'ta terörle mücadele edilirken, terörün savunuculuğunu yapanların tutuklanmasını karanlık günler olarak görmek oturduğunuz koltuğa yakışmamaktadır...

Evet bir noktada haklısınız! Kendinize uygun bir Türkiye oluşturma adına kol kola girdiğiniz HDP'nin milletvekillerinin, FETÖ'cülerin tutuklanmasından rahatsızsınız. 

Türkiye aydınlığa giderken planlarınızla birlikte karanlığa gömülmek üzere olduğunuz için rahatsızsınız. 

Bu nedenle, "Karanlık günler" ifadenizi bilinç altındaki düşüncelerinizin bir tezahürü olarak görüyorum.

Ama korkmayın. Türkiye'nin karanlığa gittiği filan yok. Ve güneş Doğu'dan doğduğu sürece Anadolu karanlığa gömülmeyecektir. 

Anadolu üzerine hesap yapanların akıbetini tarih yazmıştır. Bundan sonra da yazacaktır. 

Karanlığa gömülecekler varsa onlar da Haçlı-Siyonist ittifakı ve onların işbirlikçi köpekleri olacaktır. 

***

Türk Milleti'nin terörle mücadelede yapması gereken ise şer güçlerin oyunlarına gelmeden, söylemlerine kanmadan devletinin yanında olmasıdır. 

Türkiye'de artık siyasetin, medyanın teröre kılıf olmadığı ortaya çıkmıştır. Herkesin milli birlik ve bütünlük içinde hareket etmesi elzemdir.

Bu süreçte Sivil Toplum Kuruluşları'na, odalara, üniversitelere büyük görev düşmektedir. 

Açıklamalarıyla yaşananların doğruluğu halka anlatılmalı, dünyaya milletin devletinin yanındadır mesajı verilmelidir.

Karanlık günlerden ziyade aydınlık günlere doğru gidildiğinin şer güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin yüzüne haykırılmalıdır...