Temel köyde imamlık yapıyormuş. Ramazan ayında iftar saati yaklaşmış. Bütün köylü de haliyle oturmuş sofranın başına, iftar açmak için ezanı bekliyormuş.

Temel çıkmış minareye:

- Allahu Ekber, Allahu Ekber...

Köylü, Temel'in sesini duyunca "Bismillah" deyip oruçlarını açmış.

Hemen akabinde minareden Temel'in sesi gelmiş:

- Allahu Ekber, Allahu Ekber... Ses deneme 1-2-3, ses deneme!...

***

Ramazan ayı her yıl 10 gün önce geldiği için ortalama bir ömür yaşayan Müslüman, Ramazan orucunu dört mevsimde de tutuyor. 

İçinde bulunduğumuz yaz mevsiminde ise günlerin uzun gecelerin kısa olması nedeniyle orucu en uzun tuttuğumuz dönemi yaşıyoruz. 21 Haziran tarihinde gün dönüyor. 21 Haziran'a kadar günler uzamaya devam ediyor. 21 Haziran'da ise tam tersine dönüyor, günler kısalıyor, geceler uzamaya başlıyor.  

Tabi 21 Haziran tarihine en yakın olduğumuz dönemde Ramazan ayını yaşıyor olduğumuz için de daha uzun süre oruç tutuyoruz. 

Oruçlu olması süresi yaklaşık 17 saat olunca insan haliyle biraz zorlanıyor. Akşam saatleri yaklaştıkça derman takat kalmıyor. Akşam vakti geldiğinde gözlerin feri kaçıyor. 

Orucunu açmadan önce her şeyi yiyeceğini sanıyor insan. Bu nedenle de sofralarını da en zengin haliyle beziyor. 

Ezanın merkezi sistemde okunmaması, her cami imamının kendi ezanını okuması nedeniyle de zaman zaman kafalar karışabiliyor. Tanıdığım bazı imamlar var. Önce birkaç yudum su veya hurma ile orucunu açıp sonrasında ezan okuyorlar. Bu nedenle ezan okunma vaktinde birkaç dakikalık esnemeler olabiliyor. Rahmetli dedem, bizim caminin imamı okumadan orucunu açmazdı. O açmayınca da biz açamazdık. Elimizde su bekler dururduk. 

Allah'tan Temel gibi ezan iftara 5 kala ezan denemesi yapan hocalarımız yok. 

Ama oruç açıldıktan sonra çorbadan öteye pek gitmiyor yiyilip içilenler. Tabi aziz olan su tüm nezaketiyle her yudumda iftar saati mutluluğunu içinize dolduruyor.

Özellikle vücutlarını zorlayarak çalışanlara, güneş altında çalışmak zorunda olanlara, bu sıcakta ateşe ve sıcağa maruz kalanlara Allah daha bol ecir ve daha çok sabır versin. Yaz döneminde oruçlu olmak hakikaten çok zor. 

Ha tutmayanlar da yok mu? Var elbet. Adam açık açık söylüyor. Hiçbir rahatsızlığının olmadığını, istese tutabileceğini ancak güç koşullarda çalıştığı için tutmamayı tercih ettiğini söyleyenlerin sayısı bir hayli fazla. 

Oruç tutmak ve oruç tutmamak arasında algıdaki seçiciliği bir kenara koyarsak pek de fark kalmıyor yani. Oruç tutmayan insanlar, tutanlara saygı göstermekten acizler.

Dahası, dikkatinizi çekiyor, bir an oruç yiyene bakıyorsunuz. Bir şey demenize dahi gerek yok. Gözlerinden, “Tutuyorsan kendine tutuyorsun. Sana ne benim orucumdan. İster tutarım, ister tutmam” gibi cümleler bakıyor. Oruç tutmayana saygısızlık etmiş hissine kapılıyorsunuz.