Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından  düzenlenen birbirinden farklı lezzetlere ve etkinliklere ev sahipliği yapacak Konya GastroFest, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Vali Vahdettin Özkan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Hacı Ahmet Özdemir, Gülay Samancı, Selman Özboyacı, Orhan Erdem, MHP Konya Milletvekili Esin Kara, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, MHP Konya İl Başkanı Remzi Karaarslan ile  İlçe Belediye Başkanları, Kurum ve Kuruluş Müdürleri, STK Temsilcileri ile katılımı ile açıldı.

‘KONYA, KELİMELERLE ANLATILAMAYACAK KADAR GÜZEL VE BÜYÜK BİR COĞRAFYA’

Düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’nın her anlamda eşsiz bir mirasa ev sahipliği yaptığına dikkat çekerek, “Çatalhöyük’le başlayan serüvenini, on bin yıldır aralıksız sürdüren ve onca medeniyete beşiklik eden Konya’mız, her anlamda eşsiz bir mirasa ev sahipliği yapıyor. Şehrimizin her sokağı tarihin köklü izlerini, her köşesi seyrine doyulmaz doğal güzellikleri barındırıyor. Konya, kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel ve büyük bir coğrafya. Sahip olduğu tüm güzelliklerinin yanında, Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini çeken zengin bir mutfak kültürüyle de ünlenmiş durumda. Konya’mızda on bin yıl önce Çatalhöyük’le başlayan yemek pişirme geleneği, binlerce yıl aralıksız devam etti. Topraklarımızda yaşayan her bir medeniyet, yemek kültürümüzü daha da yükseğe taşıdı. Selçuklu ve Osmanlı devrinde ise Konya mutfağı adeta altın çağını yaşadı. Özellikle 200 yıllık Selçuklu başkentliği döneminde, saray mutfağının en güzel lezzetlerinin merkezi oldu. Konya’mız aynı zamanda dünyada türbesi yapılan tek aşçı olan, Mevlânâ Hazretleri’nin baş aşçısı Ateşbaz-ı Veli Hazretleri’nin de şehridir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin; “Senin tuzundan alan şifa bulsun, seni ziyaret edenler huzur bulsun. Aşları artsın eksilmesin; taşsın dökülmesin” duasıyla övdüğü Ateşbaz-ı Veli Hazretleri; ateşe gönlünü nakşedip yemeklerini hikmetle pişirmiş, hepimizi derinden etkileyen sırlarıyla manevi iklimimizde müstesna bir yer edinmiştir” ifadelerini kullandı.

 ‘KONYA MUTFAĞINI GASTRONOMİ TURİZMİNE KAZANDRIMAK İÇİN GAYRET EDİYORUZ’

Konya’nın saray mutfağını ve yöresel lezzetlerini gastronomi turizmine kazandırmak için yoğun gayret gösterdiklerine dikkat çeken Başkan Altay, “Bizler, şehrimizin sahip olduğu bu eşsiz değerleri, sizlerin destekleriyle en iyi şekilde korumak, dünyaya tanıtmak ve Konya’nın saray mutfağını ve yöresel lezzetlerini gastronomi turizmine kazandırmak için yoğun gayret gösteriyoruz. Bu konuda bizlere yol gösterici olan ve hiçbir zaman desteğini esirgemeyen zat-ı âlinize şükranlarımızı sunuyorum. Konya’mızın gastronomi konusunda ön plana çıkması için birçok çalışmayı hayata geçirdik. Bu çalışmalar neticesinde Konya gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ulusal Listesine dâhil oldu. Yemeklerimizin tescilini almak için toplamda 101 ürünümüz için başvuruda bulunduk. Bugün itibariyle Konya’mızın birbirinden güzel 60 lezzeti, coğrafi olarak işaretlendi ve Konya’mıza has ürünler olarak tüm dünyada kabul gördü. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak; “Benim Şehrimde Yemek Bir Medeniyettir” sloganıyla geçen yıl ilk defa gerçekleştirdiğimiz ve üç günde 300 bin misafirin ziyaret ettiği Konya GastroFest, bu alandaki çalışmalarımızın zirvesi oldu. Bu yıl ikinci kez düzenlediğimiz Konya GastroFest’te; yalnızca yemeği değil, yemeğin hikâyesini de anlatacak bir konsept oluşturduk. Konya mutfağının Çatalhöyük’le yoğrulan, Selçuklu sarayında pişen ve Mevlevi mutfağında olgunlaşan öyküsü, Konya GastroFest’te en güzel etkinliklerle adeta yeniden hayat bulacak. GastroFest kapsamında yapılacak söyleşiler, konserler, müzikaller, çocuklara yönelik etkinlikler ve yemek yarışmalarıyla, festivalimiz bir şölen havasında gerçekleşecek” dedi.

‘FESTİVALLER DOSTLUKLARA VESİLE OLUYOR’

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta da Konya’yı çok büyük medeniyet halinde tanıtmayı hedeflediklerine dikkat çekerek, “Konya’da yemek bir medeniyettir diyoruz. Medeniyet kardeşlerimizle birliğimizi pekiştirmektir. Sadece karınlarımızı doyurmak değil gönüllerimizi doyurmaktır. 10 bin yıllık medeniyetinde yer edinmiş tüm yemek çeşitlerinin sergileneceği bu festivalimiz için büyükşehir belediyemizin ve ekiplerinin katkılarıyla ortaya koyulan bu güzel festival için büyükşehir Belediye başkanımıza teşekkür ediyoruz. Bakanımız Murat Kurum'a verdiği desteklerden dolayı teşekkür ederiz. İsraftan uzak paylaşmayı bilen nevi iklimi ne her ortamda artırmaya çalışan Konyalı vatandaşlarımız olarak bu festivallerin çok güzel dostluklarla bağlarımızla beraber Konya'yı çok büyük medeniyet halinde tanıtmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

‘KONYA MUTFAĞI MUHTEŞEM BİR BİRİKİM’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da Konya Mutfağı’nın Çatalhöyük’te doğan medeniyetlerle başlayan, Selçuklu saraylarında gelişen ve Mevlevî adap ve erkanıyla yoğrulan muhteşem bir birikim olduğuna dikkat çekerek, “Konya mutfağı için “Yiyen hayran, yemeyen pişman!” derler.  Konya Mutfağı; Çatalhöyük’te doğan medeniyetlerle başlayan, Selçuklu saraylarında gelişen ve Mevlevî adap ve erkanıyla yoğrulan muhteşem bir birikimdir. Dünyada tek anıt mezarı olan, Mevlevî dergahının baş aşçısı Ateşbazı Veli, Konya mutfağımızın, çok önemli tarihi bir ismidir. Saygıdeğer Hanımefendi’nin “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabında “TÜRK MUTFAĞI, ASIRLARDAN BERİ OCAKTAN TÜTEN BİR BİLGELİK BİRİKİMİDİR” cümlesi geçer. Aslında bu anlatım, Konya mutfağını tarif eder.  Çünkü yıllara sâri olan gelenek, sönmeyen ocaklar, büyük birikim, kadim bilgelik denilince akla; şehrimizin zamanları ve çağları aşan, tarifsiz lezzetleri gelir. Hz. Mevlana’nın cömertliği, Ahiliğin ikram ve paylaşma kültürü, şehrimizin gastronomisinin özetidir. Bizim kültürümüzde yemek; sofra ile özdeşleşmiştir. Sofra; etrafında birlik ve beraberliğin sağlandığı, misafirlerin ağırlandığı bir semboldür. Bu sofralarda ünü artık Türkiye’yi aşmış Konya yemeklerini; bamya çorbasını, etli ekmek ve fırın kebabımızı, su böreğimizi, sac aramızı, zerdemizi misafirlerimize ikram ederiz. Binlerce yıllık geçmişe dayanan bereketli Konya mutfağı, bugün Türkiye’nin her yerinde artık bir marka olmuştur. Bu markayı uluslararası platformlara taşımak hepimizin görevidir. Konya mutfağının bu potansiyeli vardır, bu lezzeti vardır. Gelen bu lezzeti görmüştür, tatmıştır ve inanın; gittiği her yerde Konya mutfağını hayranlıkla anlatmıştır. Bu bakımdan gastronomi kültürüyle Konya mutfağı, Büyükşehir Belediyemizin yoğun çalışmalarıyla inşallah küresel bir marka olacak. Adeta etrafında kurulduğu muhabbetlerle gönülleri doyuran, Konya’nın insanlık birikimini, hoşgörüsünü, birlikte yaşama ahlakını dünyaya taşıma vesilesi olan Konya mutfağı; milyonlarca insanı bir araya getirmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.

‘KONYA’NIN ANADOLU’DA ÖZEL BİR YERİ VAR’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Konya’nın Anadolu’nun özünü ruhunda yaşatan son derece özel bir yer olduğuna dikkat çekerek, “Her coğrafyanın, her şehrin, kendine ait bir karakteri vardır. Bu anlamda, Konya, Anadolu’nun özünü ruhunda yaşatan son derece özel bir yer. Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olan bu kadim şehirde, birçok medeniyetin ve kültürün izini sürüyoruz. Yüzümüzü çevirdiğimiz her yerde bizi karşılayan tarihi eser zenginliği, insanda adeta bir açık hava müzesi etkisi bırakıyor. Burada, tarih boyunca, ünlü âlimler, şairler, sanatkârlar, mutasavvıflar ve Allah dostları yaşamış, arkalarında büyük bir miras bırakmışlar. Son derece yüksek bir manevi atmosferi olan bu diyar; iç yolcuklara çıkan ve mana uyanışları arayan herkesin de önemli bir durağıdır. Elbette, Konya denilince akla ilk olarak büyük İslam mütefekkiri, Mevlâna Hazretleri geliyor. Onun, iyiliğe, doğruluğa, sevgiye, hoşgörüye; kısacası güzel ahlaka daveti, insanlığa büyük bir yadigârıdır. İlahi sevgiyi öğreten Hazreti Pîr, hakikati arayan herkesin kalbine şifa sunmuştur. Yaşamın her alanına sirayet eden Mevlevilik müessesinin en önemli etkilerinden birini, mutfak kültürü üzerinde görüyoruz. Edeple, adapla yoğrulmuş mutfak pratikleri, manevi eğitimin bir parçası haline gelmiştir. Dervişler eğitimlerine mutfakta başlamıştır. Sadece yemek pişirmeyi ve biyolojik bir ihtiyacı karşılamayı değil, Allah’ın insanlara lütfettiği rızka hürmeti öğrenmişlerdir. Yiyecekleri en verimli şekilde pişirmiş ve ellerindeki malzemeyi her zaman “nimet” nazarıyla değerlendirmişlerdir. Aşçılık mesleği, kulların beslenmesine aracılık etmek olarak görülmüş ve ziyadesiyle itibar edilen bir meslek haline gelmiştir. Hz. Mevlana’nın aşçıbaşı Ateşbâz-ı Velî, dünyada türbesi olduğu bilinen tek aşçıbaşıdır” dedi.

‘TÜRK MUTFAĞI, TÜM DÜNYADA TANINAN VE SEVİLEN BİR MUTFAK’

Türk Mutfağının tüm dünyada tanınan ve sevilen bir mutfak olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Türk Mutfağı, tüm dünyada tanınan ve sevilen bir mutfak. Ancak, her zaman söylediğimiz gibi, bu şöhret, belli başlı birkaç yemekle sınırlı kalırsa, elimizin altındaki bu muazzam potansiyeli ziyan etmiş oluruz. Bugün gastronomi başlığının yanına hızla yeni başlıklar ekleniyor. Gastro-kültür, gastro-turizm, gastro-diplomasi gibi yeni alanlar, mutfağın ne kadar etkin bir güç olduğunu gösteriyor. Başka kültürlerin yeme içme alışkanlıklarını adapte etmek, kültürel alışverişin en yaygın pratiği oldu. Lezzet arayışları, seyahatlerin neredeyse ana motivasyonu haline geldi. Bunun yanında, mutfak, devletlerin en önemli yumuşak güç unsurunu oluşturuyor. Ülkemizi bu alanda dünyada en ön sıraya yükseltmek için, 21-27 Mayıs tarihlerini “Türk Mutfağı Haftası” ilan ettik. Büyük bir mutlulukla ifade ediyorum ki, bu sene, dünyanın birçok yerinde görkemli kutlamalar yapıldı. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı içerisinde yer alan şehirlerimiz, UNESCO tarafından koruma altına alınan yemeklerimiz var. İnanıyorum ki el birliğiyle, bu şehirlerin, yemeklerin ve coğrafi işaretli ürünlerin sayılarını hızla artırabiliriz. Ülkemizin her bir köşesinde, sayısız farklı yemeğin olması ve yerel ürün çeşitliliğimiz, topraklarımızın adeta bir yeryüzü laboratuvarı olduğunun göstergesidir. Bu anlamda, geleneksel mutfağımıza sahip çıkarak, bu eşsiz biyoçeşitliliğe de sahip çıkmış oluyoruz. Ülkemizin her şehrinin birer gastronomi şehri olmaya aday olduğunu düşünüyorum. Konya’mız da, Anadolu irfanıyla şekillenmiş mutfağıyla başlı başına bir gastronomi şehri ve bu alanda büyük bir güçtür. Mutfak mimarisinden, pişirme yöntemlerine kadar, Konya’nın engin mutfak kültürünü, tüm yönleriyle dünyaya tanıtma gayretinde olmalıyız! Bir örnek vermek gerekirse, Konya Tiridi, mutfağımızın atıksız özelliğini çok iyi anlatan sembollerinden biridir. Kutsal saydığımız ekmeğin bayatladığında atılmayarak yeniden kullanılması, lezzet kadar, başlı başına bir bilgeliktir. Bunun yanında, bamya çorbası, tandır kebabı, kayısılı yemeği, reyhan şerbeti ve höşmerim gibi nice geleneksel lezzet, mutfağımızın karakteristik özelliklerini yansıtır” şeklinde konuştu.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim