İngilizceyi kaynağı olan İngiltere’de öğrenmek amacıyla katıldıkları dil kampında aynı zamanda sosyo-kültürel yapısını da inceleyerek farklı kültürler keşfetme imkânı da buldular. Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı’nın (MÜSDAV) düzenlemiş olduğu İngiltere Dil Kampına gitme fırsatı bulan Selçuklu Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu öğrenci ve öğretmenleri, İngiltere’deki deneyimlerini aktardı. 

‘ANA KAYNAĞI OLMASI, AYRICA ÖNEMLİ’

Okul olarak öğrencilerin dil konusunda kendilerini geliştirmelerini önemsediklerini belirten İngilizce Öğretmeni Kâmil Özer, yurt dışı seyahatleri hususunda da ara ara okul olarak bu tür projelerde yer aldıklarını ifade etti. Erasmus eTwinning ve kardeş okul projeleri ağırlıklı olmak üzere öğrencilerin bu tür programlarla hem seyahat etmelerini hem de dillerini geliştirmelerini amaçladıklarını söyleyen Özer, MÜSDAV kapsamında özellikle de İngilizcenin kaynağı İngiltere’de böyle bir programın yürütülmesini ayrıca önemli bulduklarını kaydetti.

‘BURAYI DA GÖRSEYDİK’ DEDİĞİMİZ BİR ALAN KALMADI!’

Öğrencilerin dil eğitimi almasının asıl vizyon hedef olduğunu ancak diğer alanlarda da gelişim kaydettiklerini belirten Özer, programı şöyle değerlendirdi: "Ulaşım kolaydı, ülkenin başkenti yer almak farklı yönlerden ekstra ayrıcalık tanıdı. Kurstaki eğitimcilerin ilgisi, bilgisi yeterli; zamanlama gayet iyiydi. Konaklama da gayet bize hitap eder nitelikteydi; aşçılarımız Türkiye’den gelmişti ve sanki ‘Türkiye’deymişiz gibi’ mutfağa özlem duymadık bile. Sosyal etkinlikler ve gezi programlarıyla donatılmış, her gün bir gezi programı olacak şekilde kampımızı gerçekleştirdik. İngiltere’nin simgeleşmiş tüm yapılarını gezdiğimizi söyleyebilirim; ‘burayı da görseydik keşke’ dediğimiz neredeyse hiçbir yer kalmadı! Öğleden önce ders, öğleden sonra ise gezi programları olması, öğrencilerin sosyal hayattaki kişilerle bağ kurmalarına da neden oldu. Gezeceğimiz yerleri önceden bilmemiz, ön araştırma için de faydalı oldu. Bizim için unutulmayacak anılar içerisinde yer edinen, faydalı ve bir o kadar da güzel bir kamp oldu.” dedi.

‘OKUL VE VELİLERİN VİZYONUNUN ÖRTÜŞMESİ, ÖĞRENCİLERİN YARARINA!’

Kampın başından sonuna kadar her aşamasında öğrencilere yeni bir kazanım sağladığını da aktaran Özer, öğrencilere bu tür gelişimleri kazandırmanın, okulun ve velinin vizyonunun örtüşmesi ile olabileceğini belirtti. Özer, öğrencilerin birlikte yaşama ve hareket etme, iletişim ve sosyal becerilerin gelişmesi bakımından oldukça faydalı bir kampın geride bırakıldığını söylerken aynı zamanda bir network ağı oluşturulduğunun altını çizdi. Özer, öğrencilere farklı açıdan kazanımlar sağlayan bu tür programların, okulda program sonrası da değerlendirmeye alınarak ‘daha faydalı’ diğer programlara da hazırlandıklarını dile getirdi.

‘HAYATIN İÇİNDEYDİK ANCAK SINAVDA GİBİ HİSETTİM’

Yurt dışı seyahatlerini sevdiğini ve bu tür programları kaçırmamaya çalıştığını belirten 11. sınıf öğrencisi Rana Şevval Koyuncuoğlu, vize bakımından gidilmesi oldukça zor olan bir ülkeye lise öğrencisi olarak adım atmanın oldukça mutluluk verici olduğuna işaret etti. Ülkeye girdiği ilk anda kendini bir sınavın içerisinde gibi hissettiğini belirten Koyuncuoğlu, “Her fırsatı değerlendirmeye çalıştık, herkesle konuşmaya; konuşulanları gözlemlemeye özen gösterdik. Birçok ülke gezdim ancak farklı bir aksanla İngilizce konuşmak, yalnızca İngiltere’de vardı. Benim için farklı ve güzel bir deneyimdi.” dedi.

‘BENCE ÇOK GEZEN BİLİR’

MÜSDAV’ın lise çağındaki gençlere böyle bir imkân sağlamasını ciddi derecede önemli bir mesele olarak gördüğünü kaydeden Koyuncuoğlu, “İngiltere gibi bir ülkeye hem de bizim yaşımızdaki kişileri götürmek, bu koordinasyonu sağlayıp faydalı olabilmek büyük başarı. Hiçbir sorun yaşamadık. ‘Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir’ sorusunun cevabı, benim için ‘çok gezen bilir’ ve bu tür programların herkes tarafından ulaşılabilir düzeyde artmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

‘AYNI MİLLETTEN OLMANIN ÖNEMİNİ ANLADIM’

Kampa katılan öğrencilerden Sabit Talha Şahin, kampın dil seviyesini bir üst seviyeye çıkardığını belirterek kamp boyunca bu gelişim kapsamında neler yaptığını anlattı. Farklı milletlerden kişilerin bulunduğu gruplarda ders aldıklarını belirten Şahin, “Gittiğimiz gezi bize yeni insanlar kazandırdı. Çevremde tanıdığım birileri eşliğinde bambaşka bir yerde bulunmak, bana özgüven de kazandırdı. Farklı insanlarla konuşurken birbirimizi yüreklendirdik. İngiltere’de yaşayan Türklerle tanışmak da bana aynı milletten olmanın ne kadar anlamlı olduğunu öğretti.” şeklinde konuştu.

‘BİRÇOK NOKTADA FİKİR EDİNDİK’

İngiltere’deki gözlemlerini de aktaran Şahin, “Kültürel gezilerde bir sürü insanla tanışma imkânı bulduk, söyledikleri hayatımızda yer edinecek kişilerle tanıştık. Böyle donanımlı kişilerin o kadar yoğunluğu arasında bize vakit ayırması bizler için kıymetliydi. Yerel halkla da konuşarak onların hem dillerini öğrendik hem de yaşam tarzlarından kültürlerine kadar birçok noktada fikir edindik. Üniversite kampüslerinin ücretli bir müze şeklinde olması, bana çok stratejik geldi.” dedi. Şahin, Türkiye’ye geldikten sonra da dil seviyesini daha da geliştirmek amacıyla çalışmaya devam ettiğini açıkladı.

İNGİLTERE’YE KONYASPOR’U DA GÖTÜRDÜLER!

Şahin, İngiltere’de arkadaşlarıyla yaşadığı ilginç bir anısını da şöyle aktardı: “İngiltere’de bir stadyum gezimizde oyuncuların heykellerini incelerken bankta oturan İngiliz bir baba oğulla tanıştık ve arkadaşlarım, yanında taşıdıkları Konyaspor forması ve atkısını baba oğula giydirdi. Takımımızı İngiltere’de tanıtmış, eğlenceli bir anı yaşamış olduk.”

‘İSTEMEYEN BİRİ BİLE RAHATLIKLA ÖĞRENİR’

İngilizceyi ana dil olarak konuşulan bir ülke olan İngiltere’de konuşmanın kendisi için farklı bir deneyim olduğunu kaydeden lise öğrencisi Ebrar Usta da, kendilerinin de hayatın her alanında İngilizce konuşarak dillerini pekiştirdiklerini ve farklı kelimeler öğrendiklerini söyledi. Usta, hayatın içerisinde dile dair yaptıkları pratikle ilgili şunları söyledi: “Gittiğimiz restoranda kendi siparişlerimizi vererek, yaptığımız alışverişlerde etkileşim içinde olmak zorunda kaldığımızı bilerek hareket ettiğimiz için öğrenmek istemeyen bir insan bile öyle bir durumda çok rahat yeni kelime ve aksan öğrenecekti. Biz bir gayret gösterdiğimiz için daha fazlasını öğrendik. Şu anda İngilizce konuşmak durumunda kalsam rahat bir şekilde konuşabilecek bir seviyeye yükseldim.” şeklinde konuştu.

‘MÜZE GEZMEYİ BU KADAR SEVECEĞİMİ DE HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM’

Çizim yapmak ayrı bir dünya Çizim yapmak ayrı bir dünya

İngiltere’deki tanıklık ettiği kültürle ilgili de bilgi veren Usta, “İngiltere’nin gelişmiş bir ülke olduğunu biliyordum ancak görmek, bambaşka bir deneyimdi. Kültürel, turistik olarak duyduğumuz yerleri gezme imkânı bulduk ve artık oradaki yaşam ve yerleri diğer insanlara daha detaylı anlatabilecek kapasiteye de sahip olduk. Müslüman bir ülkeden giden turistler olarak bu kadar hoşgörülü olmalarını beklemiyorduk ancak sandığımızdan daha nazik bir kitleyle karşılaştık. Ayrıca müze gezmeyi bu kadar seveceğimi de hiç düşünmemiştim. Daha önce görmediğim birçok şeye tanıklık ettim ve zamanımız olsaydı bütün günümü müzelerde geçirebilirdim.” diye konuştu.

Muhabir: HACER CEYLAN