Bir dönem, “Karapınar’da doğalgaz bulundu” haberleri dolaşmaya başlamıştı.

2000’li yılların başlarıydı…

Aynı haberler, beraberinde “buralar yeraltı zenginlikleri bakımından önemli bölgeler, üzerine gidilmeli” yorumlarının yapılmasına da sebep olmuştu.

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Karapınar’da, Türkiye’nin en büyük kömür rezervlerinden birisi bulundu.

Tesis kurma yeterliliğine sahip olmasa da, doğalgaz rezervi de vardır.

Araştırılmalı…

Bir şey daha araştırılmalı…

O günkü haberleri kontrol ederseniz birkaç tane mühendisin bu aramalar sırasında öldürüldüğü iddiasını görebilirsiniz.

Cinayet mi, kaza mı? başlığıyla…

Mühendis öldü, aramalar durduruldu, arama kuyularının üzerine beton dökülerek de ilelebet kapatıldı.

Süreci doğru takip ederseniz bazı bilgiler önünüze geliveriyor.

Hangisi?

Kuyular kapatıldı, aramalar durduruldu ama ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Karapınar’dan bahsediyorum.

Şu anda Karapınar’a önü alınamaz bir şekilde yabancı yatırımcı geliyor.

Kötü mü?

Kesinlikle değil…

Lakin…

Yabancı yatırımcıdan kastımı iyi anlamak lazım.

Efendim, Karapınar, Konya’nın toprak anlamında en geniş arazisine sahip ilçelerden birisi.

Hatta ilçesi diyebiliriz.

Ekilebilir arazilerden bahsediyorum.

Karapınar’ın yerli halkının elinde olan bu araziler son zamanlarda 20-30-40-50 yıllığına birilerine kiralanıyor.

Kimlere?

Çoğunluğu İsrail ortaklı firmalar…

Garip değil mi?

Adamlar tarlaları kiralayıp elma yetiştiriyorlar. Hatta sadece elma değil çeşit çeşit meyveleri…

‘Ya, bu meyve burada yetişir miymiş?’ denilecek meyveleri yetiştiriyorlar.

Benim bizzat bilip şahit olduğum yüzlerce dönüm arazi var.

30 yıllığına kiralamış, etrafını telle çevirmiş üretim yapıyor.

Kiralamış demek yanlış zira 30 yıl sonra kim öle, kim kala?

Resmen satın almışlar.

Kiralanan bu arazilerin büyük çoğunluğu da kömür rezervinin olduğu bölgeye en yakın yerler.

Sadece bunlar mı?

Değil…

Son yıllarda bir de Karapınar’da yabancılar, el altından arsa ya da tarla satın alıyorlarmış.

Neden?

Rezerv var…

Bunları neden anlattım?

Dün MTA Bölge Müdürü’ Metin Bulut'u aradım. Bölgenin maden haritası konusunda bir haber çalışması yapacağımı söyledim.

Konya için geniş bir kaynak eser olarak da matbu yayınlanacağını da ekledim.

Bu konuda da kendisinden ayrıntılı bir yazı ya da bilgi rica ettim. MTA Genel Müdürlüğü’nden izinsiz böyle bir çalışma yapamayacağını ekledi.

Burası da normal karşılanabilir.

Değil mi?

Hiyerarşiyi kabul ediyorum.

Lakin, ”Bilgileri genel müdürlükten isteyin bu konuda beni rahatsız etmeyin” cümlesi sonrası Karapınar’daki yabancılara toprak satışını düşündürdü.

Nedense…

Karapınar’ın maden haritasını istemedim ama istesem de zaten bu cevabı veren birisinin böyle bir kaygısı olduğunu düşünmüyorum.

Bu düşüncede olanların tek kaygısı, mesai dolsun, emekliliğim gelsin, rahat edeyim…

Bölge için çalışma yapmaktan imtina edenler Karapınar’daki arazilerin yabancıların eline bir şekilde geçmesine izin verenlerdir.

Belki gelin alın, demiyor ama dolaylı olarak buna sebep olmuyorlar mı?

Bölgedeki satın alınan ya da kiralanan tarlalar ya rezervin üstü ya da yakınıdır. Adam 30-40 yıl kiralık olarak işlettiği tarlayı satın alıp rezervin üzerine de konmuş olmuyor mu?

Oluyor…

Kusura bakma müdürüm, seni rahatsız ettim ama bundan sonra etmem. Sen emekliliğine hazırlan. Emekliliğin yakın değilse mesainin bitmesini bekle.

Yazık…

Bu şehre yazık…

Bu ülkeye yazık.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın emeklerine yazık.

Konya’da milletvekillerine de bir çağrı yapalım.

Bölgeye atananlara iyi bakın!

Sakın rahatsız etmeyin.