Konyaspor Teknik Direktörü İlhan Palut’un kulübün internet sitesine verdiği röportajı okudum…

Transferler konusunda yaptığı açıklama, sokaktaki insanların, yani taraftarların sahipleneceği, daha doğrusu taraftarları memnun edecek bir açıklama gibi gelmedi bana…

“Her istediğimiz transfer istediğimiz zamanda olmuyor. Transferin birçok koşulu var. Bunların hepsinin aynı anda gerçekleşip oyuncunun katılımı gerekiyor. Şu ana kadar 4 oyuncu transferi yaptık” diyen İlhan Hoca, açık açık dillendirmese de, transferde geç kalındığını ima ediyor…

Takıma elzem olan oyuncuların, yani orta saha, kanat ve forvet oyuncu arayışlarının sürdüğünü ifade eden İlhan Palut, bu oyuncuların bir an önce takıma katılmasını, takımla çalışmasını, takıma uyum ve katkı sağlamasının şiddetle gerekli olduğunun altını çiziyor…

Haklı mı?

Bağdat’tan Basra’ya kadar…

Hoca kısaca, “bu transferlerin en kısa zamanda gerçekleşmesi lazım” diyor…

Geç kalınıyor mu?

Kesinlikle…

Ama, madalyonun bir başka yüzünü de ıskalamamak lazım…

Napolyon!

Her iş onda bitiyor…

Teferruatlar çokta önemli değil…

Ancak, İlhan Palut’un gösterdiği, bundan sonra da göstereceği reaksiyonu önemsiyorum…

Çünkü, İlhan Hoca, salla başı al maaşı aklıyla hareket ederse, kaybeden kendisi olur…

Konyaspor ligdeki 5. maçı olan Giresunspor deplasmanına, büyük bir ihtimalle yeni bir teknik direktör ile gider…

Gerçi, Hocanın kendisi de biliyordur bu durumu, çünkü bu ülkede istenilen sonuçları alamayan bir takımdan yönetim ya da futbolcular gitmeyeceğine göre, ilk paketlenecek olan Hocalardır…

İsmin ne olursa olsun…

Tabela kötü gitti mi, ne hatır kalır, ne de gönül.

Anlayacağınız “hatır”ın yerine “satır” alır…

İlhan Hocanın transferler konusunda bir duruşu olmalı…

Hoca bir duruş sergiliyor mu?

Bilemiyorum…

Ya da karar vericiler, Hocaya bu konuda ne kadar sorumluluk veriyorlar?

Onu da bilemiyorum…

Geçen dönemde transferin önemli adamları Adnan Erkan ile Seçkin Özdil transferlerde ne kadar etkinler?

Adnan Erkan’ın bu konuda aktif olduğu pompalanıyor sosyal medyada!

Ne kadar doğru bilemem…

Ancak, şunu net biliyorum ki, geçen sene yapılan transferlerin hemen hemen hepsinin imza töreninde Adnan Erkan, zaman zaman da Seçkin Özdil bulunuyor ve objektiflere poz veriyorlardı…

Konyaspor’da şu ana kadar iç ve dış transferde 7-8 oyuncu ile masaya oturuldu, masa da ne Adnan Erkan’ı, ne de Seçkin Özdil’i gördük!

Demek ki, idareciler böyle uygun görmüşler…

Kendilerine göre mutlaka bir haklı gerekçeleri vardır…

Bu da bize karar verici, yani idareci kardeşlerimizin, hem futbol, hem de yabancı dil konusunda bir eksiklerinin olmadığını gösteriyor…

Konyaspor yıllardır bunun eksikliğini yaşıyordu, bunun da bir kazanç olduğunu düşünüyorum!

xxx

Konyaspor’da şu ana kadar dişe dokunur bir transfer yapıldığını söylemek mümkün değil…

İlhan Hoca da bunu ima etmiş aslında…

Jevtoviç ve Milosevic kulüpten ayrıldılar…

Milosevic Konyaspor’a, Konyaspor’da Milosevic’e doydu…

Uyumsuzluk başlamıştı aralarında, yollarını ayırmaları doğru bir karardı…

Aynı şeyler Jevtoviç için söylenemez…

Gidişi biraz erken oldu…

İnşallah yerini doldurur, kendisini aramayız.

xxx

Konyaspor’daki en büyük eksiklerden birisi bana göre futbol şubesinin olmayışıdır…

Fenerbahçe Kulübünde de futbol şubesi yok, ama Başkan Ali Koç,” Başarı için gereken havayı ve disiplini 3 senede sağlayamadık. Ama artık bu işle bizzat ben ilgileneceğim” ifadelerini kullanarak, futbol şubesindeki tüm ipleri eline aldı…

Bizim Başkan bu sorumluluğu alır mı?

Diyelim ki aldı, bu yükü taşıyabilir mi?

Bilemem…

Dolayısıyla bu boşluk doldurulmalı ve doğru bir tercih yapılmalı…

Konyaspor, işini bilen iyi bir futbol aklına emanet edilmeli…

Futbol başka bir şey, sanayici, müteahhit ya da iş insanı günün 7-8 saatini bu işe ayıramaz…

Geçmişte bunları yaşadık ve gördük…

Dolayısıyla, şehrin değerlerini ve yapısını bilen, ülke futbolundaki sistemin farkında olan bir futbol aklı ile buluşmalı Konyaspor…

Futbol aklına, bilgisine, namusuna, dürüstlüğüne, güvenilir oluşuna inandığınız bir insana futbol şubesini teslim edecek, gerekirse de hesap soracaksınız…

Yerlinin yerlisi olma, yani ‘ille de Konyalı olsun’ gibi bir zorunluluk da olmamalı…

Yeter ki, işini iyi yapan, helalı haramı bilen, kulübün çıkarlarını gözeten birisi olsun yeter…

Kimse bu söylediklerimi de yabana atmasın…

Böyle işlere kafası basmayan, ancak eline “tuz” alıp “hıyar” arayan “iblis” ve  “münafık”ların yanı sıra, özellikle de her kongre öncesinde ismi Konyaspor’la anılan “amele sümüğü” gibi yapışıp  kalanlara bu laflarım…

Kim mi onlar?

Bilirler kendilerini…

Saygıda kusur ettiğim, sevgide cimri davrandığım, kırk yıl değil, kırk saniye bile hatırı olmayan acı kahve kılıklılar.

xxx

Türkiye Futbol Federasyonu’nda Mali Genel Kurul Çarşamba günü Ankara’da yapıldı…

Bu toplantıda sanki kulüplerin eli biraz daha güçlendi gibi…

Özellikle Tahkim, Disiplin, Çözüm Kurulları atama ile değil, seçimle iş başına gelecek…

Bana göre radikal bir karar…

Bunun devamı gelebilir…

Merkez Hakem Komitesi de atama ile değil, seçimle iş başına gelebilir…

TFF yönetimi de belirli bir delege ile değil, çok katılımlı bir seçimle futbolumuzu yönetebilir…

Ama, bunun için de isteğe bağlı olarak Genel Kurulun oluruna ihtiyaç var…

Kulüplerin yayıncı kuruluş ile ödemeler ve sorunlar noktasında bir duruş göstermesi önemliydi, inşallah bu konuda taviz vermezler de, Katarlılar indirdikçe indirmez, kulüplerin sırtına da bindirdikçe bindirmezler.