Suriye’de rejimin değişmesiyle birlikte Türkiye’de bulunan Suriyelilerin ülkelerine geri döneceği düşüncesi, kiralık ev ve ikinci el araç piyasasında kısa süreli bir düşüşü de beraberinde getirdi. Ancak konutlarda yaşanan talep-arz dengesizliği ve farklı nedenlere bağlı olarak piyasa yeniden yükselişe geçti. Ev kiralarındaki son durumu Erkan Başar Gayrimenkul İşletme Sahibi Erkan Başar aktardı.
ALGININ ETKİSİ KISA SÜRDÜ
Suriye’de yaşananlarla birlikte akıllara gelen ‘dönüş olacak mı’ algısının, piyasada büyük bir etki oluşturmuş gibi gözüktüğüne dikkat çeken Başar, hem emlak hem de ikinci el araç piyasasının bu durumdan büyük ölçüde etkilenebilmesi için bazı faktörlerin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. Başar, “Kiralık ev piyasasında fiyat hareketliliği çoğunlukla arz-talep dengesiyle şekilleniyor. Suriyelilerin geri dönüşü, özellikle büyük şehirlerde talebin azalacağı beklentisiyle başlangıçta kira fiyatlarında kısa vadeli bir gevşeme yaratmış olabilir. Ancak bu etkinin uzun süreli ve kalıcı olduğunu söylemek zor. Örneğin, dönüş sürecinde netleşmeyen rakamlar ve dönüş yapan kişilerin büyük çoğunluğunun ekonomik şartlar nedeniyle halen Türkiye'deki şehirlerde ikamet etmeye devam etmesi, piyasa üzerinde beklenen kadar büyük bir boşluk yaratmadı. Dolayısıyla, kiralık ev piyasasında fiyatların kısa süreli bir düşüş yaşamasına rağmen, özellikle büyük şehirlerde hızla eski seviyelerine döndüğünü söyleyebiliriz. Bunun ana nedenlerinden biri, genel ekonomik koşullar, artan inşaat maliyetleri ve nüfus yoğunluğu gibi yapısal faktörlerdir.” diye konuştu.
FARKLI BİRÇOK NEDENİ VAR
Kira fiyatlarının değişmesinin yalnızca Suriyelilerin gitmesiyle olabilecek bir durum olmadığına açıklık getiren Başar, birçok farklı faktörün bir araya gelmesiyle kira fiyatlarının belirlendiğini ifade etti. Arz- talep dengesizliğinin yanı sıra diğer nedenleri de sıralayan Başar, “Son yıllarda inşaat sektöründe malzeme ve işçilik maliyetleri ciddi oranda yükseldi. Bu durum, yeni konutların yapım maliyetlerini artırdığı gibi, mevcut konutların da kira fiyatlarına yansıdı. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enflasyon ve genel ekonomik belirsizlikler, hem konut sahiplerini hem de kiracıları etkiliyor. Özellikle ev sahipleri, ekonomik risklere karşı kendilerini korumak için kira fiyatlarını yüksek tutmayı tercih ediyor. Ayrıca son dönemde yaşanan depremler, güvenli ve sağlam yapılara olan talebi artırdı. Bu da özellikle yeni binalarda ve deprem yönetmeliğine uygun konutlarda kira fiyatlarının yükselmesine yol açtı.” ifadelerini kullandı. Başar, konut sayısında artış olsa dahi bu sebeplerden ötürü, konut talebinin, özellikle merkezi ve güvenli bölgelerde, arzı aşmasından kaynaklı olarak fiyat artışının tetiklendiğine dikkat çekti.
YÜKÜ KISA SÜRELİ HAFİFLETEBİLİR ANCAK…
Kira fiyatlarında bir süreliğine uygulanan yüzde 25 zam sınırı hakkında da görüş bildiren Başar, bu uygulamayı, özellikle ekonomik belirsizlik ve enflasyonist ortamda kiracıları koruma amacı taşıyan bir önlem olarak gördüğünü ifade etti. Başar, kısa vadede kiracının yükünü alan bu uygulamanın uzun vadede kiralık konut arzını azaltabileceğini ve yatırımcıların piyasadan çekilmesine yol açabileceğini de belirtti. Başar, konuyla ilgili, “Serbest piyasa, arz-talep dengesine dayalı olarak fiyatların belirlenmesi gerektiğini savunur. Ancak, toplumsal fayda ve konut hakkı gibi faktörler göz önüne alındığında, sınırlamaların geçici olarak uygulanması, kiracılar için bir nebze rahatlama sağlayabilir. Buna benzer bir uygulamanın yeniden devreye sokulması, piyasanın genel durumu ve ekonomik koşullar göz önüne alınarak değerlendirilmeli. Ancak, kalıcı bir çözüm için daha sürdürülebilir politikalar, konut arzının artırılması ve yatırımcı dostu ortamların yaratılması gerektiği görüşündeyim.” şeklinde konuştu.