GÖZÜNDE MAVİ GÖZLÜK VAR ÂLEM SANA MASMAVİ GÖRÜNÜYOR

Bir tavşana yıkılan aslan, aslanların yüz karasıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)

Ey makamını zulüm aracı yapan kendi kuyunu kazıyorsun. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728) 

Yaya doğru ok koyarlar ama eğri oklar da vardır. Ok gibi doğru ol ki yaydan kurtulasın. Doğru olmayan ok yaydan fırlayamaz. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728/ Mesnevi, c.1,s.88)

Safları dağıtıp bozan heybetli aslan önemli değildir. Asıl aslan, kendini tutup nefsine söz geçirendir. Peygamberimiz nefisle mücadeleyi büyük cihat olarak nitelendirmiştir. (Ş.M,c.2,s.514-c.3,s.728 / Mesnevi, c.1,s.88)

Akıllı insan kuyu gibi yalnızlığı seçerse kalbi hoş olur. Kuyunun karanlığı halkın sıkıntı ve kasvetine tercih edilir. Cahiller kalabalığına karışan, kafa ağrısından kurtulamaz. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)   

Zâlimlerin zulmü karanlık kuyu gibidir, demişlerdir. Kimin zulmü çoksa,  onun kuyusunun dibi daha korkunçtur. Allah'ın adaletinde daha kötüye daha büyük ceza vardır.  (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728) 

Eğer yeryüzünde bir çaresiz, dertle ah edecek olursa gökte meleklerden bir gürültü kopar. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)

İnsanlardan gördüğün birçok zulüm kendi huyundur. Sen huyunu başkalarında görüyorsun. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728) 

Allah Resulü bir hadislerinde: Mümin müminin aynasıdır, buyurdular. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728) 

Gözüne mavi bir gözlük takıyorsun ondan sonra bütün âlem sana masmavi görünüyor. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)                                        

Sen Hakk'ın ışığı ile değil, ateşin ışığı ile baktığın için iyiliği kötülükten fark edemiyorsun. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)

Ey Rabbim bizdeki istek ve duâyı veren sensin. Zulüm ve belalardan kurtulmak lütfunla mümkün. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)

Ey dost, sen dünya kuyusunun dibinde mahpus kalan bir aslansın, nefis seni oraya nasıl düşürür? (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)

Allah kalbime kuvvet ve nur verdi. Bununla muvaffak oldum. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728)

“Aklınızı başınıza alın. Geliş gidişi nöbetleşe olan mal ve mevkiye sevinmez. Bizim nefsimiz doymamak konusunda doymak bilmeyen cehenneme benzer. (Dediği yapıldıkça heves ve iştahı artar.) (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.514/ c.3,s.728/ Mesnevi, c.1,s.88)

Birbirinin dilini anlamak insanları akraba gibi birbirine yakınlaştırır. Dil bilmeyenin yanında insan, ayağı bağlı mahkûm gibi olur. (Şerh-i Mesnevi, c.3,s.659-661)

Birbirinin dilini anlayan bir Hintli ile Türk dost, birbirini anlamayan iki Türk yabancı gibi kalır. (Şerh-i Mesnevi, c.3,s.659-661)

Gönül yakınlığı dil yakınlığından daha iyidir. Kalpten kalbe yolun dili bambaşkadır. (Şerh-i Mesnevi, c.3,s.659-661) 

Büyükler huzurunda asılsız söz edebe aykırıdır. Münasebetsizliktir. (Şerh-i Mesnevi, c.3,s.659-661)

Ey ayran içmiş nasıl sarhoşluk taslıyorsun? Huzurumda yalandan utanmıyor musun?  (Şerh-i Mesnevi, c.3,s.659-661)