Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konya Şubesi, MÜSİAD olarak uygulanan Karz-ı Hasen Sandığı’nın taınıtıldığı ‘Faize Alternatif Bir Finansman Aracı Karz-ı Hasen’ programı düzenledi. Programa MÜSİAD Konya Şube Başkanı Mehmet Hilmi Kağnıcı, MÜSİAD Karz-I Hasen Sandığı Başkanı Muhammet Ali Özeken, İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge, MÜSİAD Konya yönetim kurulu ve üyeleri katıldı.
‘KIVILCIMLARI MÜSİAD’LA ATILAN BİR PROJE’
Karz-ı Hasen olarak bilinen faizsiz borç verme ve alma geleneğinin MÜSİAD’şa birlikte kurumsallaştığına dikkat çeken MÜSİAD Karz-I Hasen Sandığı Başkanı Muhammet Ali Özeken, MÜSİAD üyelerinin sandığa üye olarak faizsiz olarak borç alabildiğini ifade etti. Sandıkta biriken üyelik bedelleri ve geri alınmak üzere sandığa verilen borçlardan oluşan fonlardan ticarette nakit sorunu yaşayan üyelere 5-6 ay vadeyle borç verildiğini aktaran Özeken, “İstişarelerimiz sonucu MÜSİAD ailemizin dayanışma örneği olarak Türk lirası olarak verip değer kaybetse bile Türk lirası olarak geri alıyoruz. Yüzde 70’ini geri alınmak üzere geçici olarak fonlarken yüzde 25’ini ise sosyal yardım amacıyla zor durumda olan üyelerimize geri alınmaksızın veriyoruz.” dedi. 2016 yılından bu yana sandıkta yer alan üyelerin katlanarak arttığını ifade eden Özeken, “2016 yılında 351 kişiyle başladığımız bu yolda 2023 yılında 888 kişiye ulaştık. MÜSİAD olarak kısıtlı kişiye ulaşsak da faize alternatif bir model olarak bu kıvılcımlarının MÜSİAD’la yakıldığını düşünüyoruz.” diye konuştu. MÜSİAD Konya Şube Başkanı Mehmet Hilmi Kağnıcı da MÜSİAD olarak Zimem Defteri ve Karz-I Hasene geleneklerinin önemine değindi.
‘HELAL VE GÖSTERİŞSİZ YAPILAN TÜM İYİLİKLER KARZ-I HASENE SAYILABİLİR’
Karşılıksız zekatlardan farklı olarak borç olarak alınan anlamına gelen ‘karz’ kelimesinden oluşan Karz-ı Hasene’nin dini boyutunu aktaran İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge, “Geri ödenmek koşuluyla başkasına verilen mal ya parayı ifade eden Karz-ı Hasene, Allah’tan başka herkesin borca düşebileceğini bize hatırlatır. Bir başkasından yardım almanın söz konusu olduğu bu ifade, Kur’an’da da Allah’a borç vermek ya da güzel borç olarak Türkçe’ye geçer ancak tabi ki buradaki anlam, Allah’a borç vermek değildir. Gösteriş ve menfaat karışmamış, karşılığının dünyevi menfaat beklenmeden uhrevi olarak beklenmesi demektir. Borcu veren karşılığını ahirette alacağı için ‘Allah’a borç vermek’ anlamına gelir. Borcun geri ödenmesi, alan kişiyi ilgilendirir. Aslında Allah için yapılan tüm iyilikler Karz-ı Hasene olarak kabul edilebilir. Nasıl ki Allah, bir hastaya ziyareti kendisine yapılan ziyaret olarak kabul ediliyorsa verilen helal ve gösterişsiz borcu da kendisine yapılmış gibi kabul eder.” ifadelerini kullandı.
