Son yıllarda adını sıklıkla meydana gelen obruklardan ötürü duyduğumuz Karapınar, Konya’nın en eski yerleşim yerleri arasında yer alıyor. Karapınar, bünyesinde barındırdığı ve eşine az rastlanan tabii özellikleriyle adeta bir sırlar ilçesi gibi. Öyle ki, ilçede her ne kadar yeşil alan kısırlığı olsa da krater gölleri, yeraltı şehirleri ve son dönemde sayıları her geçen gün artan obruklar dikkatleri cezbediyor.

Karapınar’ın tarihin derinlerinden gelen izleri taşıyan birçok ögesi bu ilçenin ne kadar köklü bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Bölgenin tarihi geçmişine şöyle bir göz attığımızda milattan önce 3000’li yıllardan 200’lü yıllara kadar bölgede Hyde kasabası üzerinde kurulmuş ve Proto Hititler tarafından yerleşme merkezi olarak seçilmiş alanların bulunduğu tarihi buluntuların kaynak gösterilerek tespit edildiği bilgisine ulaşılıyor. Hititlerin yanında daha sonraki yıllarda Karapınar’a Frigler, Lidyalılar, Asurlular, Persler, Büyük İskender ve Bizans İmparatorluğu’nun da hakim olduğu yine kayıtlarda yer alıyor.

Karapınar ve çevresi 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra 1076 – 1077 yılları arasında Selçuklu İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiş. 1096 yılında başlayan Haçlı Seferleri’nde Karapınar'da olumsuz etkilenmiş. Karapınar, 1308 yılında Karamanoğulları’nın hâkimiyeti altına girmiş. Fatih Sultan Mehmet’in 1467 yılında Karamanoğullarına son vermesi üzerine Karapınar, Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetine geçmiş. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim Çaldıran Seferi’ne giderken Karapınar’da konaklamış ve çevrede yasayan halkın isteği üzerine Karapınar’dan geçen ticaret yollarının korunması amacıyla Eski İl’e bağlı “Karabinar” adında bir derbentçi köyü kurulmasını ve Sultan Selim Camii’nin temellerinin atılmasını emretmiş.

Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu II. Selim ise Konya Valisi olduğu dönemde Karapınar’ın imarına önem vermiş. Başta Sultan Selim Camii’nin inşasını tamamlatmış ve ilçeye kervansaray, han, hamam, 39 dükkânlı bir bedesten, 2 yel değirmeni ve 5 çeşme inşa ettirmiş. Karapınar’da II. Selim’in eserleri görülünce buraya Sultanlar Şehri anlamına gelen “Sultaniye” ismi verilmiş. 1882 yılında belediye teşkilatını kuran Karapınar, Cumhuriyet Dönemi’nde de 1934 yılına kadar Sultaniye adıyla anılmış. 1934’te ilçenin ismi Karapınar olarak değiştirilmiş.

KRATER GÖLLERİ AÇISINDAN ZENGİN BİR İLÇE

Bir dönem toprak erozyonunun olduğu, sonrasında erozyonla mücadelede örnek gösterilen Karapınar, her ne kadar yeşil açısından kısır bir ilçe olsa da tabiat turizmini sevenleri cezbedecek bir çok değere sahip. Güneydoğusu’nda volkanik bir dağ olan Karacadağ bulunan Karapınar, geniş bozkırlarının yanında krater gölleri ve obruklarıyla da tabiat severlerin ilgisini cezbedebiliyor. İlçede, ilginç görüntüleriyle dikkatleri üzerine çeken Acıgöl, Meke Gölü, Meyil, Çıralı ve Obruk gibi krater gölleri bulunuyor.

DÜZ OVA DA OLSA BİRÇOK MAĞARASI VAR

Karapınar’ı tabiat açısından ilginç kılan bir başka yönü ise yeraltı şehirleri ve mağaralar açısından zengin olması. Bacanak Ovası Mağarası, Kumsivri Tepesi’ndeki Arap Hamamı, Meke inleri, Meke Tuzlası Mağarası, Apak Mağaraları, Yazomca Mağaraları, Çıralı Gölü’ndeki yeraltı şehirleri, Bağdaylı Köyü Mağaraları, Kayalı Kasabasındaki mağaralar ve yeraltı şehri, Akören Mahallesi’ndeki mağaralar ve yeraltı şehirleri ilçede bulunan ve henüz turistik açıdan tam manasıyla keşfedilememiş tarihi değerler içinde yer alıyor.

MEKE GÖLÜ

Meke Gölü, Karapınar yakınlarında ana yoldan 1 kilometre içerdedir. Göl girişinde ufak bir yapı bulunmaktadır. Önünden ayrılan rampa sizi göl kıyısına getirir. Yapının, doğu ve batısından devam eden kömür tozuna benzer yol, bir yandan sizi krater ağzında olduğunuza inandırırken, gölün manzarasının en güzel seyredildiği arka yüzeyine götürüp, çevresini dolaşmanıza da imkân veriyor. Kırık kömürü andıran tozsuz yolun dışı, "off-road" zevkini tatmin edecek engebeli bir arazide bodur otlar arasında yol alma olanağı da sunar. 4 km'ye yakın çevresi olan Meke Tuzlası krater gölünün içinde oluşan volkan bacası örneği adacıklar, doğa tutkunlarına ayrı bir görsel lezzet sunuyor.

Meke Gölü'nden Karapınar'a girişte yolun sonunda ve biraz içerde bulunan tepeler yoldan dikkat çekmese de, "Ketirlik" adıyla anılıyor ve ilginç bir kaya kütlesi barındırıyor. Doğanın bir hayli bonkör davrandığı bölgedeki doğal kır çiçekleri, yosun yüzlü kayalar makro fotoğraf çekimlerine meraklı olanların ilgisini çekecektir.

ACIGÖL

Karapınar ilçesi sınırları içinde yer alan volkanik maar gölüdür. Meke gölünün kuzeydoğusunda yer alır. Karapınar-Ereğli yolu üzerinde 8. kilometrededir. Denizden yüksekliği 988 metre, alanı 400 hektar, biçimi elips'tir. Genişliği 1750 m kadardır. Volkanik alanlarda patlamalarla oluşan çukurlarda maar gölleri oluşur. Acıgöl de Karacadağ'ın güneydoğu kenarında oluşmuştur. Göl kıyıları oldukça diktir. Magnezyum sülfattan dolayı suları acı ve tuzludur. Bu nedenle içinde mikroskobikte olsa canlı yaşamaz.

ÇIRALI GÖL

Konya'nın Karapınar ilçesine 26 kilometre uzaklıktaki, deniz seviyesinin 80 metre kadar altında bulunan Çıralı Göl, yerli ve yabancı turistlerin, fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekiyor. Birbirlerine koridorlarla bağlı mağara ve yeraltı şehirlerinin girişlerindeki göl manzarası bölgeye ayrı bir güzellik katıyor. Ağız çapı 375, derinliği ortalama 35 metre olan Çıralı Göl'ün 500 bin metreküp su kapasitesi bulunuyor. Oluşumuyla ilginç bir coğrafi yapıya sahip olan göl, doğa tutkunu yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Dünyanın dört bir yanından gelerek gölün serin sularında yüzen turistler, göl kenarına kurdukları kamplarda doğayla baş başa kalmanın keyfini çıkarıyor.

KARAPINAR AKÖREN OYMALI YERALTI ŞEHRİ

Karacadağ sönmüş bir yanardağ olup bölgede oluşan granit bünyeli tüf tabakaları ve kalkerleşmiş ana kayalar oyularak birbirinden bağımsız 36 adet yeraltı Şehri yapılmıştır. 8. ve 10. yüzyıllar arasında bölgeye yoğun olarak yapılan Arap akınları nedeniyle ovada yaşayan halk kendini korumak için Karacadağ vadilerinde yeraltı şehirleri meydana getirmişlerdir. İç mekânlarda Kilise, sarnıç, at tavlası, zindanlar, odalar, galeriler ve hava bacaları gibi müştelimatlar bulunmaktadır. Bazı galeriler kuyu tipinde olup yanlarda ayak koymak için kertikler yapılmıştır. Burada çocukları ve eşyaları indirmek için makara sistemi kurulmuş ve dünyanın ilk asansörü yapılmıştır. Savunma amaçlı yapıldığı için galeriler bir insanın geçebileceği şekildedir. Oda tavanlarında basıncı azaltmak için tonozlu bir sistem uygulanmıştır. Yeraltı şehirleri ihtiyaca göre odalar eklenerek büyütülmüşlerdir. 11 no’lu Yeraltı Şehri on odalı ve on bir geleriden oluşmaktadır.

SULTAN SELİM CAMİİ

Karapınar'da bulunan Sultan Selim Camii, 1563 yılında Sultan II. Selim tarafından yaptırılmıştır. Külliye halinde kurulan yapı, cami, imaret, bedesten, han ve hamamdan oluşuyor. Caminin çevresindeki külliyenin yapılma amacı İstanbul-Bağdat posta ve ticaret yolunun güvenliğini sağlamaktır. Yapılan bu külliye çok sistematik bir şekilde imar edilmiştir. Hamam günümüzde müze olarak kullanılırken, bedesten çarşı olarak han da kafeterya olarak kullanılmaktadır. Caminin kapısı, hanların kapısı ve çeşme aynı hizadadır. Caminin kapısından çeşme çok rahat görülmektedir. Hanın kuzeyden güneye uzunca bir avlusu ve dört tarafa açılan bir kapısı vardır. Kapılar ve hanlar kesme taşlarla yapılmıştır. Bu taşlar birbiriyle çok sıkı birleştirilmiştir. Hanların içine aş evi, ambar, imarethane, at ahırı, dinlenme odaları gibi binalar yapılmış.

Caminin üzeri kurşunla kaplı büyük bir kubbe ile örtülü. Caminin girişinde 6 adet beyaz mermer sütuna oturtulmuş 5 adet küçük kubbe de bulunuyor. Caminin inşasında Karapınar Yöresi’nde bulunan ve Göktaşı adı verilen koyu gri renkli maddeden yapılmış. Giriş kapısının üzerindeki mermer taşlar dişli olarak birbirine geçirilmiş. Caminin giriş kapısı üzerindeki kitabede şu dua yazar: ” Ey Rabbimiz ! Bu binayı bizden kabul et ve fazlın ile tövbemizi kabul ederek bize doğru yolu göster. Bu yüksek cami tamam olunca Rabbimiz en yüksektir. Allah onu kabul etsin. “ Caminin kapısı iki kanatlı ve ahşaptır. Kapılar geçmeli olarak yapılmıştır. Bronz kilit ağızları ve halkaları ile bezenmiştir. Caminin içinde pencereleri içten kapatan tahta kapaklar geometrik şekillerle süslenmiş ve irili ufaklı toplam 21 adet pencere yapılmıştır. Üst bölümdeki kafes şekilli pencereler küçük küçük geometrik şekillere bölünmüş ve bu bölümlere renkli camlar yerleştirilmiştir. Büyük kubbe tromplar üzerinde yükselmiş ve tek kubbe usulü yapılmış. Caminin içi, kubbe ve tromplar göz kamaştıran bitkisel çiçek motifleriyle süslenmiş.

Külliyenin dış bölümünde Valide Sultan Hamamı bulunuyor. Bu hamam II. Selim’in annesi Hürrem Sultan tarafından hayrat olarak yaptırılmış. Hamam tam bir kare biçiminde. Mimar Sinan tarafından yapılmış. Doğuda ve batıda olmak üzere 2 adet kapısı var. Her iki önemli tarihi eser, yapılan restorasyon çalışmalarıyla bugüne kadar gelebilmeyi başarmış.

ÇARŞI ÇEŞMESİ

Çeşmenin üzerinde iki ayrı mermer üzerine yazılmış farsça kitabe bulunuyor. Kitabe tarihi H.977 yılını gösteriyor. II. Selim Konya’da vali iken Karapınar’a yaptırdığı külliyeye, padişah olduktan sonrada Karacadağ’ın ovacık yaylasındaki memb suyunu getirtmiş. Çeşme klasik üslupta olup, hâlâ eski güzelliğini koruyor.

VALİDE SULTAN HAMAMI

Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan Valide Sultan Hamamı, II. Selim’in annesi Hürrem Sultan tarafından tahmini 1542–1544 yaptırılmış. Mimar Sinan eserlerinden olup klasik üslupta yapılmış, batı cephesinde bulunan giriş kapısından soyunmalık mahalline girildiğinde 10x10 m ebatlarında salon kare şeklinde olup, kenarları tromplar üstünde yükseltilmiş ve tek ve büyük bir kubbe ile örtülmüş. En son onarımı 2007 yılında yapılmıştır. 2007 yılında yapılan onarımda; hamamın köklü onarımı yapılmış. Sosyal ve Kültürel amaçlı olarak kullanılıyor.

BÜYÜKŞEHİR İLÇELERİ MERKEZDEN AYIRMIYOR

Büyükşehir Yasası ile birlikte Konya’nın tamamına hizmet eden Konya Büyükşehir Belediyesi, uzak yakın demeden, ilçelerin eksiklerini gidermek ve tanıtımlarına katkı sunmak adına çalışıyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bu kapsamda ilçelerin başta yollarının düzenlenmesi, KOSKİ marifetiyle yapılacak olan altyapı hizmetlerinin tamamlanması, itfaiye teşkilatı gibi önemli birimlerin ilçelerde sağlıklı bir şekilde işlerliğinin sürdürülmesi adına titizlikle ve hassasiyetle çalıştıklarını belirtti.

RASİM ATALAY


 

Muhabir: TE Bilişim