Kış mevsiminin tercih edilen meyvelerinden narın yararları saymakla bitmiyor. Uzmanlar, narın antioksidan özelliğinin yanı sıra içerdiği vitamin ve minerallerle vücut direncini artırdığına dikkat çekiyor.


Kış aylarının gelmesiyle beraber tüketimi son günlerde artan narın sağlık açısından birçok faydası bulunuyor. Nar antioksidan özelliğinin yanı sıra içerdiği vitamin ve minerallerle vücuda birçok fayda sağlıyor.

“Nar suyu arterlerde plak oluşumu riskini azaltır”
Nar meyvesinin içerdiği vitaminlerle ‘süper besin' olarak bilindiğine dikkat çeken Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Uzm. Dyt. Beyza Vural Öten, “Nar, çok eski zamanlardan beri çeşitli kültürlerde şifa sembolü olarak bilinen bir meyvedir. Çünkü içerdiği biyoaktif bileşenler sebebiyle ‘süper besin' olarak da adlandırılır. Geleneksel yöntemlerde kabuğu prediyabetik tedavide kullanılmaktadır. Hem meyvesi hem çekirdeği hem kabuğu çeşitli biyoaktif bileşenler, asitler içerir ve böylelikle birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Günlük 50 ml nar suyu arterlerde plak oluşumu riskini azaltır. Kan lipitlerini düşürür, yüksek tansiyonu, kan basıncını düşürür. Narın çekirdeğinde bulunan konjuge linoleik asit gibi çoklu doymamış yağ asitleri vardır. Bunlar cilt esnekliği, parlaklığı, cilt yaşlanmasını geciktirici etkiye sahiptir. Aynı zamanda nar çekirdekleri fitoöstrojeniktir, menopoza bağlı yan etkilerin azaltılmasına, az hissedilmesine de yardımcı olur” dedi.

“Hatalı, hasarlı hücrelerin yok edilmesini sağlar”
Meyvenin kabuğunun kurutularak yapılan çayının da faydalı olduğunu anlatan Uzm. Dyt. Beyza Vural Öten, “Nar kabuğu büzüştürücü bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla kurutulup, çayı yapılarak ishali kesmede de halk arasında sıkça kullanılır. Aynı zamanda narda ürolitin A isimli bir madde de bulunur. Ürolitin A yaşlanmayı geciktirici, önleyici, yaşlanmaya bağlı hastalıkların oluşumunu engelleyici bir maddedir ve aynı zamanda üroloji antikanserojen etki gösterir. Hatalı, hasarlı hücrelerin yok edilmesini sağlar” ifadelerini kullandı.

“Nar meyvesinin ağırlığının yüzde 50’si fenolik bileşiklerden oluşur”
Meyvenin bağışıklık sistemine de oldukça etkili olduğunu belirten Uzm. Dyt. Öten, “Bir porsiyon yani yarım nar olarak düşünebiliriz, bir fincan ayıklanmış nar meyvesi olarak da tüketilebilir, suyu da bir çay bardağı kadar tüketilebilir. Diyabetik hastalarda da nar suyunu önerebiliriz, glisemik indeksi düşüktür. Diğer meyve sularına oranla nar suyunu ayırabiliriz. Diyabetik hastalarda da porsiyon kontrolüne uyarak nar suyu tüketilebilir. Yüksek antioksidan kapasitesi sebebiyle çocukları da hastalıktan korumak adına her gün yarım ayıklanmış nar çocuklara yedirilmesini tavsiye ediyorum. Nar meyvesi ağırlığının yüzde 50’si fenolik bileşiklerden oluşur. Bunlar antioksidandır, C vitamini vardır. Magnezyum, fosfor, kalsiyum gibi mineraller içerir. Birçok vitamini içinde barındırır. Dolayısıyla bizim bağışıklığımızı yükseltir, kış mevsimine bağlı hastalıklardan bizleri korur” şeklinde konuştu.
Pazarda nar satan Muammer Candemir, kendilerinin de evde narı severek tükettiklerini belirterek, “Geçen yıla oranla satışlarımız biraz daha arttı. Çünkü havalar soğuyunca nar, portakal, mandalina yeme isteği artıyor. Böyle olunca tabii ki satışlar biraz yükseldi. Kendimiz de evde tüketiyoruz devamlı” dedi.

'Az miktarda bile ölümcül olabiliyor' 'Az miktarda bile ölümcül olabiliyor'


Pazara nar almaya gelen bir vatandaş ise “Çarşıdan aldın bir tane eve vardım bin tane, o da budur” diye konuştu.

Kaynak: İHA