Akören Tarihi yazı diziyle Konya’nın şirince ilçesi Akören’i farklı yönleriyle ele alan Araştırmacı Yazar Muzaffer Tulukcu, ilçede lakapların ardından Akören’deki özel lakapları da kaleme aldı. Tulukcu, bazı anılardan esinlenerek verilen lakapların yanı sıra bazı soyadların da lakaplara eşdeğer olarak verildiğine dikkat çekti.

FOTOĞRAF ALTI: Akören'e ilk telefonun gelmesindeki gayreti nedeni ile Ömer Çetinel'e Telefoncu Omar dendi.

DUDU BİLENKUŞU

Dudu hanım, kocası savaşta şehit olmuş, özürlü bir oğlu ile Akören'in güneyindeki Bilen Tepesi’nde derme çatma bir göz evde yaşamaktadır. 1934 Soyadı Kanunu sonrası Gezici Komisyon mahalleye gelir ve ‘burada kim yaşıyor’ sorusu üzerine komşuları, ‘Kimi kimsesi yok. Allah'ın garip bir kuşu’ sözü üzerine soyadını oturduğu yerden de esinlenerek Bilenkuşu olarak kayda geçerler.

FOTOĞRAF ALTI: Akören'in mugallitliği ile meşhur Tahsildar Halil İbrahim  i (Bayrakcı) nın aslı Avdan'dan gelme.

Tabii ki engelli olan oğlundan da soyu devam etmeyince Bilenkuşu soyadı da tarih olur. O günlerden kalan Bilenkuşu kazımalı mührü hemşehrimiz Feyyaz Karaburun tarafından saklanmakta.

SOYADLARINA EŞ DEĞER LAKAPLAR

1934 Soyadı Kanunu döneminde 10’u aşkın lakap sahiplerine eşdeğer soyad verildiği görülmekte. İşte bu konuya örnekler:

Canbazlar (Canbaz), Embeller (Embel), Aşıkgil (Aşık), Ataçgil (Ataç), Ipılgil (Ipıl), Karanlıkgil (Karanlık), Gümüşgil (Gümüş), Kıyakgil (Kıyak), Fındıklar (Fındık), Karabübergil (Karabüber)

FOTOĞRAF ALTI: Annesinin memleketinden ünvan alan Maylı Murat (Küçükcartlak).

‘Tribünlerden gelen sese göre yargı sistemi olmaz!’ ‘Tribünlerden gelen sese göre yargı sistemi olmaz!’

ŞAHISLARINA MAHSUS LAKAP ALANLAR

Akören'de yalnızca kendilerine ait lakap alan büyüklerimiz de eksik değil. İşte bu konuda hatırlayabildiğimiz isimler:

Akif Çavuş (Akif Tulukcu), Fevzi Çavuş (Fevzi Ertaş ), Nuh Çavuş (Nuh Ersoy), Hüseyin Çavuş (Hüseyin Alp), İbiş Çavuş (İbiş Ünal), Halil Çavuş (Halil Ercengiz), Abdullah Çavuş (Abdullah Türkoğlu), Nuri Çavuş (Nuri Uysal), Ahmet Çavuş (Ahmet Ünlü), Seyit Çavuş (Seyit Atay), Onbaşı (Mustafa Cartlak), Sucu Mehmet (Mehmet Kol), Dağanacı Nuh-Koca Nuh (Nuh Acar ), Şekerci Arif (Arif Çetin), Terzi Duran (Duran Aydın), Terzi Muzaffer (Muzaffer Aydın), Terzi Musa( Özyavuz ), Tahsildar Halil İbrahim (H.İbrahim Bayrakçı), Demirci Rasim (Rasim Çetinkaya), Demirci M. Ali (M.Ali Çetinkaya), Tercüman Osman (Osman Erden), M.Emin Hoca (M.Emin Bilgiç), Palanın Hafız (Mehmet Mınık), Sofu Memet (Mehmet Çalışkan ), Topal Hafız (Ahmet Küçükercan), Ebeleğin Ali (Ali Perçinkaya), Çerkezin Abdullah (Abdullah Turcan), Çetin Öğretmen ( Mustafa Çetin ), Dalgacı (Hüseyin Ceylan), Mersinli (M.Ali Harmankaya), Çerçi Mehmet (Mehmet Ersoy), Nalbant Muharrem (Muharrem Mermer),Berber Yakup (Yakup Ceylan), Polis Amca (M.Ali Doğaner), Selahattin Efe (Selahattin Yiğin), Cicili (Ali Osman Turgut), Goca Abdurrahim (Abdurrahim Soydemir), Boyacı İsmail (İsmail Ünver),Güdek Halil (Halil  Kayhan), Kurukafa (Mustafa Öner), Memiş Efe (Memiş Ersoy), Tatoğlan (Mustafa Özkan ),Buyruk (M.Ali Buyruk), Gaccanın Hasan (Hasan Erbiş ), Golcunun İsmail (İsmail Özselek ), Sarı Ziya (Ziya Muştu), Burganın Omur (Ömer Karadoğan), Yağmuroğlu (Hasan Hocanın Abdullah Gültekin), Taşbaş Öğretmen ( Mustafa Taşbaş ), Cöddür (Zühtü Hocanın babası M.Ali Özertaş ) , Mazak ( 13 Mart 1971 fırtınasında , Küçük Koruda kar fırtınasında  vefat eden Osman İncekara ) ,Tüpçü Omar ( Ömer Akyol ) , Çolak Mustafa ( Mustafa Mermer), Avcı (Mustafa Avcı), Katip (Mustafa Doğru), Mehmet Çavuş (Mehmet Karaçelebi), Pancar Omar (Ömer Pancar), Deli Durmuş (Durmuş Çoşar) Yamalının Hasan (Hasan Ünsal), Hakim Ahmet (Ahmet Coşar).

FOTOĞRAF ALTI: Arnavutgil sülalesinin eskilerinden Eyüp Sabri Tufan.

YAĞMUROĞLU

1946-1947 yılları Kocakerimin Muhammet rahmetlinin düğünü, o günlerde çok önemli olan kendine alınan şalvar kumaşını gelin beğenmez.

FOTOĞRAF ALTI:  Özel mührü olan Dudu Bilenkuşu'nun soyadı tarih oldu, artık Akören'de bulunmuyor.

Damadın yakın akrabası Hasan Hoca’nın Abdullah Gültekin rahmetli baktı ki yeni kurulacak aile için büyük sıkıntı olacağını anlayınca, pazar günü olacak düğün öncesi cumartesi sabah namazı sonrası yürüyerek Akören'den çıkar. O yıllarda Hasanköy üzerinden 50 kilometre olan Konya'ya ya öğle sonu ulaşır. Kapu Cami yakınından şalvarlık kumaşı değiştirir ve tekrar aynı yoldan yatsı namazı sonrası Akören'e ulaşır. Tabii ki sonrasında gelen yeni kumaştan yeni şalvar dikilir ve ertesi günü gelin memnuniyetle şalvarı giyer ve at üstünde evinden alınır, düğün konvoyu ile oğlan evine gider ve iş tatlıya bağlanır.

FOTOĞRAF ALTI: Bozkır Soycak'tan Akören'e göç eden Hilim Soycak ve ailesi.

Günümüzde 42 195 metre olan maraton yarışı ile kıyas edilirse bir günde 100 kilometre yol kat eden Hasan Hoca’nın Abdullah Gültekin’e Yağmuroğlu lakabı takılması tabii ki gayet doğaldır.

FOTOĞRAF ALTI:  Çeşmecilik mesleği nedeniyle Akören'de Sucu Memed olarak bildiğimiz Mehmet Kol.

BORTLACI (MEHMET)

Akören’de Camız’ın (manda) doğum yapmasına ‘camız bortladı’ denirdi. Çocuk ahıra girer ve bakar ki camızlarından biri bortlamıştır. Sevinçle sokağa çıkar ve kapı önündeki kadınlarla oturan anasına seslenir: ‘Anaaaa! Bizim camız bortlamış’ diye heyecanla bağırınca komşuları gülüşerek ‘Bortlacı’ lakabını takarlar. Soyadı Kanunu ile de Eğren soyadını aldılar.

FOTOĞRAF ALTI:  Güdül Usta lakaplı Ahmet Taşkın uzun yıllar 2. Akviran Konya'nın Aydoğdu semtinde yaşadı.

Oğlu Murat, onun oğlu Ramazan Eğren, sağ olup Akören’de çiftçilik yapmakta. Karaböcügil ile emmeteler, yani amca çocukları olurlar.

OMUZUN ÖMER

Eski zamanlardı köy kenarında, özellikle harman yerlerinde çocuklar gülle atmaya benzer, taş fırlatma yarışması yaparlardı.

Çocuklar yuvarlak taşı ellerine alırlar az uzakça çizdikleri çizgiyi geçmeye çalışır, kim o çizgiyi geçerse birinci olurmuş.

FOTOĞRAF ALTI: Karakülahın Abdullah Eralp ve torunu Metin Eralp.

Çiftten gelen baba kendi aralarında taş fırlatma yarışması yapan çocukları izlemeye başlamış, sırası oğluna gelince de, oğluna -oğlum omuzlayıver , omuzlayıver deyince lakapları Omuzun Ömer, onun çocukları da Veyis  , Mustafa , Seyit Mehmet Ersöz ( Omuzlar ) olarak bilinmekte.

FOTOĞRAF ALTI: Katip (Mustafa Doğru) uzun yıllar Akviran Ortaokulunda görev yaparak Katip ünvanını almıştı.

EBELEKGİL

Perçinkaya soyadını taşıyanların anneleri çok cevahir ve hareketliymiş. Bir iş yapılacaksa çabucak halleder, bir yere gidilecekse çabucak, yola çıkar herkesten önce hedefe ulaşırmış . Çevresindekiler Maşaallah ebelek (kelebek) gibi çabucak gider gelir deyince lakapları Ebelekgil olmuş.

FOTOĞRAF ALTI:  Mersinli lakaplı Mehmet Harmankaya 1960 - 1980 yılları arasında toplam 20 yıl Hacılar Mahalle Muhtarlığı yapmıştı.

SERHOŞGİL

Soyadları Gülkara olan sülalenin büyük dedeleri gayet dindar ve sakin birisi imiş. Bir gün kalabalık bir yerde otururken ayağa kalkmış ve dengesini kaybedip sendelemiş ve başı dönmüş. Kendine geldiğinde sarhoş gibi oldum demiş . Bu olaydan dolayı da serhoşgil lakabı takılmış .1934 soyadı kanunu ile Gülkara soyadı verilmiş.

FOTOĞRAF ALTI:  Solak Mehmet oğlu Onbaşı lakaplı Mustafa Cartlak ve torunu.

MERSİNLİ MEHMET HARMANKAYA

1920 yılında Akören’de doğmasına rağmen babası Ahmet ve dedesi Ömer’de Akörenli olmasına rağmen Akören’de Belen Tepesi batısında ikamet edip, 18 Mayıs 2016 tarihinde vefat eden ve Akören Tahtalı Mezarlığında meftun bulunan halk arasında M. Ali olarak bilinen nüfusta Mehmet Harmankaya’nın Mersinli lakabı çocukluğundan gelmektedir.

FOTOĞRAF ALTI: Uzun Süre Çumra Nüfus Müdürlüğünde görev yapınca Nüfuscu Kara Ali ünvanı ile tanınan Ali Erdoğan.

Çocukken oyun oynarlarken oyun icabı birisi demişki ben İstanbul’a, bir diğeri bende İzmir’e, üçüncüsü de bende Ankara’ya gideceğim derken rahmetli Mehmet amcamızda – bende Mersin’e gideceğim deyince lakap perçinlenmiş. Geldi Mersinli, gitti Mersinli olmuş.

FOTOĞRAF ALTI:  Ünvanını annesinin çabukluğundan alan Ebeleğin Ali Perçinkaya.

MAYLI MURAT

Akören Hacılar Camisi yanında ikamet eden Mustafa (Cartlak)’nın hanımı Sare annemiz rahmetli olur, bunun üzerine May’dan (Kayasu) Fadime hanımı gelin getirir. Bu hanımından 4 kız ve Murat diye bir oğlu olur. Konu komşu buna ne diyelim derler ve yakıştırırlar. Bunun lakabı artık ‘Maylı Murat’ olsun derler. Bu lakap perçinlenir ve onun çocukları da olur, Maylı Murat’ın oğlu Atila……

FOTOĞRAF ALTI:  Yamalı Hasan nın Hasan ın lakabı dedesi rahatsızlığı nedeniyle gözünün birini bantlar yakınlarıda ona gözünü yamamış deyip yamalı Hasan lakabını takarlar.

FOTOĞRAF ALTI: Yürüyerek 1 günde Akören den Konya gidip gelen Yağmuroğlu Lakaplı Abdullah Gültekin'e yaşlılığında baston dayanak oldu.

Kaynak: MUZAFFER TULUKCU