Kırsal alanlardan kentlere doğru devam eden göç ve kentleşme tarım sektöründe derin izler bırakıyor. Geleneksel tarım pratiklerinin değiştiği, teknolojinin ve endüstrileşmenin etkisiyle tarımın kentleşmeye uyum sağladığı bir döneme tanık oluyoruz. Kentleşmenin tarıma olan etkisi hem tarımın kendisi hem de kentsel alanların gıda tedarik zincirindeki rolü açısından önemli bir konu haline geliyor. Özellikle Konya, tarım şehri olduğu için bu alanda politikalar yürüterek ve planlama yaparak üretimi devam ettirmeye çalışıyor.

Dkgkmjdxghmjdöm

KENTLEŞME DOĞA ÜZERİNDE BASKI KURDU

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Konya Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Prof. Dr. Öğretim Üyesi M. Çağlar Meşhur, son yıllarda hızla artan dünya nüfusunun, gelişen teknolojiyle beraber hızlı kentleşmeye neden olduğunu belirterek kentsel alanların genişlemesinin birçok çevre sorunlarına yol açtığını aktardı. Prof. Dr. Meşhur, şehirlerin; hava, su ve toprak kirliliğini artırdığını kaydederek, “Kentsel yayılma; ormanlar, su kaynakları ve kenti çevreleyen alanlar üzerinde baskı oluşturdu. Bu baskıdan en çok etkilenen şüphesiz tarım alanları. Kentsel yayılma; verimli toprakların kaybı, ekonomik ve ekolojik sorunlar doğurmasının yanı sıra ülke ile kentlerin kendi kendini besleme potansiyelini düşürerek dışa bağımlı hale gelmesine neden oldu. Konya ise 1950’lerden sonra kentsel alanda büyük ölçüde genişledi. 1970’li yıllardan sonra büyük miktarda tarım arazisi ve yaklaşık 15 bin hektar alan kentsel yayılma ile yapılaştı. Bu dönemde kentin, özellikle güney ve batı kısmında bulunan 1. ve 2. sınıf tarım toprağı yapılaşmaya açıldı. 1960’lardan sonra hazırlanan imar planıyla tarım alanları korunmaya çalışılsa da ekonomik çözümlerin yetersizliği nedeniyle istenilen ölçüde başarı sağlanamadı” şeklinde konuştu.

Lkhkghlghl

Pekyatırmacı, öğrencilerin karne heyecanına ortak oldu Pekyatırmacı, öğrencilerin karne heyecanına ortak oldu

KONYA’DA BÜYÜK BİR ALAN TARIM ARAZİLERİNİN YERİNİ ALDI

Konya Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Hale Öncel ise, son 200 yıl boyunca insan nüfusundaki ve teknolojideki hızlı gelişmelerin, insanın doğaya müdahalesini ve çevre üzerindeki baskısını büyük boyutlara ulaştırdığını dile getirdi. Dr. Öncel, “Kentleşme ve sanayileşme toplumun ekonomik ve toplumsal gelişmesine katkıda bulunan olumlu etmenleri kentlerde toplamasına karşın, insan eliyle şekillenen, çevresindeki tarım alanlarına doğru yayılan kentler, geçirimsiz yüzeylerin artması ile jeomorfolojik ve hidrolojik döngüleri etkilemiş; kentleşme ve sanayileşme süreci tarım topraklarının amacı dışında kullanılmasına yönelik ciddi bir baskı oluşturmuştur. Konya’da da büyük bir alan, kentleşmenin artması nedeniyle tarım arazilerinin yerini aldı. Konya’da yapılan üst ölçekli planlarda kenti çevreleyen verimli tarım arazilerinin korunmasına yönelik bir irade ortaya konmasına karşın alt ölçekli planlarda bu kararları göz ardı eden bir yaklaşımın sergilendiği görüldü. Burada ülkemize ilişkin genel bir eksiklik ve yetersizlik olarak, tarım topraklarının kentsel baskıya direnebilmesine yönelik ekonomik politikaların ve araçların yeterli düzeyde üretilemediğini vurgulamak gerekir. Tarım topraklarının planlar kapsamında tarımsal niteliği korunacak alan olarak gösterilmesi korunabilmesi için yeterli olmaz” ifadelerini kullandı.

J D F H J X

SORUNLAR İÇİN POLİTİKALAR DEVREYE GİRDİ

Nüfusun artması ile besin maddelerine duyulan ihtiyacın da yükseldiği bir dönemde tarım topraklarının öneminin daha da arttığını vurgulayan Öncel, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Bu süreçte kentsel yayılmanın yol açtığı kaygılar, merkezi ve yerel yönetimleri yeni politikalar üretmeye zorladı. Bunlar; yeşil kuşak uygulamaları, kentsel büyüme sınırı ile kentsel hizmet sınırına yönelik politikalardır. Konya’nın yaşadığı deneyimlerle de somutlaştırıldığı üzere, tarım alanlarının, kentin oluşturduğu baskıya direnebilmesinin temel koşulu, alınan planlama kararlarının yanı sıra bu kararları destekleyecek ekonomik araçların ve kentte üretilen artı değerin paylaşımına yönelik politikaların üretilmesidir.”

Muhabir: TUBA KAYA