KALAYCI'DAN KONYA ÖZEL HAREKAT PROJESİNE DESTEK CAĞRISI
Kalaycı, Konya Özel Harekat Müdürlüğü Uluslararası Eğitim Merkezi Yatırım Projesi hakkında açıklamalarda bulundu. "Konya Özel Harekat Müdürlüğü Uluslararası Eğitim Merkezi Yatırım Projesinin fizibilite raporu hazırlanmış, bu kapsamda ülkemizdeki ve yurt dışındaki eğitim merkezleri incelenmiştir. Uluslararası Eğitim Merkezi farklı branşlarda uzmanlaşan özel harekatçılar yetiştirme kabiliyetinin yanısıra 9 ayrı dalda eğitim hizmetini sunabilecektir.
Bu proje savunma ve güvenlik alanında ülkemizin gurur abidesi ve kaynağı olacaktır. Başta Türk Cumhuriyetleri ve İslam Ülkeleri olmak üzere tüm dost ülkelerin özel güvenlik birimlerinin yatıştırılacağı bir kampüs tasarlanmıştır. Savunma kapasitesinin geliştirilmesine yönelik ülkede örneği bulunmayan milli bir projedir, hazineye de döviz getirisi olacaktır.
Konya Özel Harekat Müdürlüğü’nün görev yapacağı Meram Dutlukır’da dünyada bir eşi olmayan yerleşkenin bu ayın başında açılışı yapılmıştır. Konyalı hayırsever iş adamları, büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile odalar, dernekler, kurumlar, kuruluşlar maddi destek vererek yüreklerini ortayla koymuştur. Sayın Bakanım Konyalıların sahiplendiği, Konya Özel Harekat Müdürlüğü Uluslararası Eğitim Merkezi Yatırım Projesinin yatırım programına alınması için desteğinizi bekliyoruz. Bu desteği vereceğinize yürekten inanıyorum."dedi.
GÜVENLİK GÜÇLERİNİN MÜCADELESİ
İçişleri Bakanlığı’nın, ülke güvenliğini sağlama noktasında büyük bir azimle görevlerini yerine getirdiğine dikkat çeken Kalaycı, güvenlik güçlerinin suçla mücadele konusunda kararlılıkla çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. "İçişleri Bakanlığımız Ülkemizde huzur ve güvenliğin sağlanması konusunda gece gündüz demeden büyük bir inanç, azim ve fedakarlıkla görevlerini yerine getirmektedir. Güvenlik güçlerimiz suç ve suçlularla mücadeleyi kararlılıkla ve başarıyla yürütmekte olup, organize suç örgütlerine, çetelere, kaçakçılara, terör örgütlerine, kanun kaçaklarına, ahlak kaçkınlarına göz açtırmama azmindedir Kahraman güvenlik güçlerimizle iftihar ediyor, hepsine teşekkür ediyoruz. İçişleri Bakanımızın üstün gayretini takdirle karşılıyor ve destekliyoruz. Türk milleti desteğiyle dualarıyla güvenlik güçlerimizin her zaman arkasındadır. Onlar varsa güvendeyiz, onların fedakârlıklarıyla huzur buluyoruz." dedi
TERÖRLE MÜCADELE VE SİYASİ AYRIM
Mustafa Kalaycı, terörle mücadelenin siyasetin üstünde bir mesele olduğunu belirterek," Ülkemiz, terör illetinin pek çok badire ve belasına yıllarca doğrudan muhatap kalmıştır. Terör örgütleri millî devletimizi kundaklamak, millî varlığımızı dağıtmak amacıyla iç ve dış mihraklar tarafından alçakça kullanılmış, milletimizin huzur ve güvenliği tehdit edilmiştir. Bölücü terör sorunu ülkemize pek çok zaman, kaynak, insan ve enerji kaybettirmiştir. Türkiye, devlet olmaktan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini savunmak amacıyla milli varlığını koruma görevini ne pahasına olursa olsun yerine getirme mecburiyetindedir. Terörle mücadele bekamızla doğrudan ilgili, milli birlik ve bağımsızlığımızla yakından ilişkilidir. Terörle mücadele süreci partiler üstü bir muhtevayı taşımakta ve kapsamaktadır. Terör başka siyaset başkadır. Hem siyaset hem terör aynı kalıba giremez Terörün kökünü kazımak her şart ve durumda görevimizdir. Kahraman güvenlik güçlerimiz terörle amansız mücadeleyi başarıyla yürütmektedir. Terörle mücadele stratejisi neticesinde, terör mücavir topraklardan tümüyle kazınacaktır. Artık yeni yüzyıl, terörün ve bölücülüğün kökünü kurutma yüzyılıdır. Terörü hayatımızdan söküp çıkarmanın vakti gelmiştir. Terörsüz Türkiye hedefimizdir. Türkiye terörizm belasının üstesinden milli birlik ve dayanışma ruhuyla gelecektir. Terörün yaktığı ihanet ateşi ya sönecek ya da yakanları kavuracaktır." dedi.
"HAKLARINDA TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYELİK, YARDIM VE YATAKLIK İDDİALARI BULUNANLARI, GÖREVDEN ALMAYACAKSINIZ DA NE YAPACAKSINIZ?"
Kalaycı, hukuk ve demokrasiye olan bağlılığını yineleyerek, seçilmiş kişilerin suç işlemeleri halinde cezasız kalmamaları gerektiğini ifade ederek" Evrensel bir hukuk ilkesidir. Görevi, unvanı, siyasi pozisyonu, makam ve konumu ne olursa olsun hiç kimse suç işleme özgürlüğüne sahip olamaz. Kanunların açıkça suç saydığı bir fiili işleyen kim olursa olsun bunun sonuçlarına katlanmak durumundadır. Seçilmek hiç kimseye hukuken ayrıcalık sağlamaz. Seçimle işbaşına gelinmesi, seçilene suç işleme hak ve yetkisi vermez. Hukuk karşısında herkes bir ve eşittir. Seçilmiş olanların suç işleyip cezasız kalması, hukuk ve demokrasinin gereği değil tam aksine hukuk ve demokrasinin katli demektir. Suç işlendiğine dair güçlü emareler varsa geçici tedbir kararı alınması, yine hukukun meşru araçlarından biridir. Görevden geçici uzaklaştırma tedbiri idare hukukunda bir müessesedir. Terör örgütüne üye olduğu, yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarını sırf sandıktan çıktılar diye savunmak ve sahiplenmek arızalı bir siyasettir.
Aksine İspanya örneğinde görüldüğü üzere, terör örgütüyle ilişkisi olan bir siyasi partinin kapatılması dahi demokrasi ve hukukun üstünlüğü için bir zorunluluktur. Ne demokrasi ne özgürlük ne de insan hak ve hukuku terörün banisi ve bahanesi olamaz. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren çağrıların sonu ve sonucu olmayacaktır. Milletimiz de bunlara itibar etmemektedir." dedi
ADAYLIK ŞARTLARI YENİDEN DÜZENLENMELİ
Kalaycı, seçim öncesi görevden uzaklaştırılanların belediye başkanlığı adaylıklarının kabul edilmesini eleştirerek" Görevden uzaklaştırılanların belediye başkanı adaylığının neden kabul edildiği de sorgulanmaktadır. Haklarında kesinleşmiş hüküm bulunmayan kişiler Adli Sicil Belgesi temiz çıktığı için seçime girebilmektedir. Ancak seçime girmelerinde yasal engel olmamasına rağmen haklarında terör suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturma devam edenler Anayasa ve Belediye Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca görevinden uzaklaştırılmaktadır. Aslında Anayasa’nın ve Belediye Kanunu’nun ilgili hükümleri açık iken haklarında terör suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturma devam eden kişilerin aday olması ve aday gösterilmesi sorgulanmalıdır. Ayrıca, darbe dönemi ürünü olan Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunları yeniden düzenlenmeli, milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyeliğine aday olabilme şartları tartışılarak, objektif bir şekilde düzenlenmelidir."dedi.
SURUYELİ SIĞINMACILARLA İLGİLİ ASILSIZ RAKAMLAR ORTAYA ATILMAKTADIR.
Türkiye’de bulunan 4,3 milyon yabancı sayısının, 2,9 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler, 1,1 milyonu ikamet izniyle ülkemizde bulunan yabancılar, 230 bini uluslararası koruma başvuru sahibi kişiler ve 160 bini yakalanan düzensiz göçmendir. Türkiye bulunan yabancı sayısı konusunda art niyetli olarak afaki, kafadan uydurma uçuk rakamlar telaffuz edilmekte, Suriyelilerin vatandaş yapıldığı ve oy kullandırıldığı gibi gerçek dışı beyanlarda bulunulmaktadır. Şubat 2023 depremlerinde Suriyelilerin yaklaşık yarısının yaşadığı 11 ilde hayatını kaybeden sığınmacılardan kaydı olmayan birkaç kişi olmuştur. Bu durum resmi sayıları teyit etmektedir. Geçici koruma altındaki Suriyeliler, ikamet izinliler ve uluslararası koruma altındakilerin tamamına yönelik adres tahkikatları yapılmaktadır. Türkiye’de ne olduğu net bilinmektedir. Türkiye’de doğuma dayalı vatandaş olma uygulaması yoktur. Türk vatandaşlığına geçen Suriyeli sayısı ise 238 bindir. Bunlar Türkiye’ye önemli katkıda bulunanlardır."dedi.