Açılışta konuşan İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, peynirde katma değer için en önemli araçlardan birinin coğrafi işaret olduğunu ifade etti. Türk Patent ve Marka Kurumunca 45 peynir çeşidinin tescillendiğine dikkati çeken Kasap, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği'nde (AB) ise tescilli tek peynirimiz Ezine peyniri. 3 peynirimiz de tescil aşamasında. Fransa ve İtalya 56’şar coğrafi işaret tescilli ürünüyle zirveyi paylaşıyor. Bizimle benzer iklim ve bitki örtüsüne sahip olan komşumuz Yunanistan’ın 24 tescilli peyniri bulunuyor. Maalesef geleneksel peynirlerimiz, küresel pazarda potansiyelimizin çok altında yer bulabiliyor."
"Katma değerli ürün üretmek için yüksek potansiyele sahibiz"
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) kurucusu Prof. Dr. Tekelioğlu da Türkiye'de ulusal düzeyde coğrafi işaret politikasındaki eksiklerden dolayı tescilli ürünlerin potansiyeli kadar katma değer oluşturulamadığını anlattı.
Coğrafi işaret sürecinin, tescil, yönetişim ve denetim mekanizmasından oluştuğuna işaret eden Tekelioğlu, "Ülkemizde ve AB’de tescil edilen ürünlerimiz yeterince katma değer üretemiyor. Yönetişim hususunda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, denetim konusunda da denetim yönetmeliği çıkarılmalı. Ülkemizdeki flora çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda katma değerli ürünler üretmek için birçok ülkeden daha yüksek potansiyele sahibiz. Gelecek coğrafi işaretler ile gelecek." değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Kopuz ise Türkiye'de özellikle gençlerde tüketim alışkanlığı ve damak tadının değiştiğini vurguladı.
Bu sebeple taze ürünler olan eritme peynir ve tost peynirlerine yönelim olduğuna işaret eden Kopuz, "Bu tarz peynir türevlerinin üretim maliyetlerinin düşük olması, üretim sektörünü de daha çok bu tür mamullerin imalatına yönlendiriyor. Ayrıca katma değerli üretim için geleneksel peynirler kadar inovasyona da odaklanmalıyız. Her sektörde olduğu gibi peynirde de yenilikler katma değer katıyor." ifadelerini kullandı.