ABDULLAH b. ZÜBEYR b. AVVÂM(R.A.)

Künyesi;  Ebu Bekir Abdullah b. ez-Zübeyr b. el-Avvâm el-Kureşî (ö. 73/692) Emevî hanedanına karşı halifeliğini ilân eden Sahabe.

    Kureyş kabilesinin Esed b. Abdüluzzâ koluna mensuptur. Babası aşere-i mübeşşere den Zübeyr b. Avvâm, annesi Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma'dır. Hicretin ikinci yılı zilkade ayında (Mayıs 624) Medine'de doğdu. Muhacirin Medine'de dünyaya gelen ilk çocuğu olması dolayısıyla doğumu büyük bir sevinç uyandırdı ve adı Hz. Peygamber tarafından konuldu. Henüz çocuk denecek bir yaşta babası ile birlikte Suriye'nin fethine katıldı ve Yermük Savaşı'nda bulundu. Amr b. Âs'ın Mısır'ın fethine gönderilmesinden sonra babası Zübeyr b. Avvâm kumandasında sevk edilen 5000 kişilik yardımcı kuvvet arasında o da vardı. Mısır'ın fethi sırasında bütün askerî harekâta iştirak etti. Hz. Osman devrinde Mısır Valisi Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh'in, merkezi Sübeytıla olan İfrîkıyye bölgesinde yaptığı seferde bulundu (647). Bizans'a karşı isyan edip bağımsızlığını kazanan İfrîkıyye Genel Valisi Gregorius'un Müslüman kuvvetlere karşı da şiddetle mukavemet etmesi üzerine çıkan ve her iki tarafın ağır kayıplar verdiği savaşta, Abdullah b. Zübeyir'in Gregorius'un bizzat öldürmesiyle Müslümanlar galip geldi. Onun bu kahramanlığı özellikle Medine'de büyük yankı uyandırdı. Ayrıca Kûfe Valisi Saîd b. Âs'ın 650 yılında Taberistan ve Gürcan'a yaptığı sefere de katılarak büyük yararlılıklar gösterdi.

     Halife Osman, Hz. Ebu Bekir tarafından mushaf haline getirilen Kur'an-ı Kerîm'in nüshalarını çoğaltmak için kurduğu dört kişilik heyete, kurrâdan olması sebebiyle onu da dâhil etmişti. Abdullah, Hz. Osman'ın evinin Mısırlılar tarafından kuşatılması sırasında diğer büyük sahâbelerin oğullarıyla birlikte halifeyi savunduysa da şehid edilmesine engel olamadı. . Cemel Vakasında piyadelerin kumandanlığını yaptı ve teyzesi Hz. Âişe'nin devesinin önünde kahramanca savaştı. Hz. Ali'nin galip gelmesi üzerine Âişe ile birlikte Medine'ye dönmek zorunda kaldı. Amr b. As ve Ebu Mûsâ el-Eş'arî'nin Ezruh'taki toplantılarında hazır bulunduysa da (Şubat 658) hakemlerin faaliyetlerine müdahale etmedi. Muaviye devrinde Medine'de oturan Abdullah, Muaviye'nin oğlu Yezîd'i veliaht tayin etmek istemesi üzerine Hz. Hüseyin, Abdullah b. Ömer ve Abdurrahman b. Ebu Bekir ile birlikte ona şiddetle karşı çıktı. Muaviye'nin kendileriyle görüşmek için Medine'ye geldiğini öğrenince onlar da kendisiyle karşılaşmamak için Mekke'ye gittiler. Buna rağmen Muaviye arkalarından giderek onlarla görüştüyse de ikna edemedi.

     İslâm dünyasının yarıya yakın kesiminde on yıl kadar halife olarak hüküm süren Abdullah b. Zübeyr genç sahâbîlerin önde gelenlerinden biridir. Cesur bir asker, iyi bir kumandan, ihtiraslı bir siyaset adamı idi. Mekke'nin ileri gelen ailelerinden birine mensup olup iyi bir eğitim görmüştür. Bizzat Hz. Peygamber'den, babasından, annesinden, dedesi Ebu Bekir ile teyzesi Âişe 'den Ömer ve Osman gibi büyük sahâbelerden rivayette bulunmuştur. Rivayet ettiği hadislerin sayısı otuz üç kadardır. Bunlardan altısı Sahih-i Buhari'de, ikisi Sahih-i Müslim'de, biri de her ikisinde yer almıştır. Kendisinden hadis rivayet eden meşhur tabiiler arasında iki oğlu Abbâd ve Âmir, kardeşi Urve, yeğenleri Hişâm ve Muhammed b. Urve, Tavus, Atâ, İbn Ebu Müleyke gibi âlimler vardır. Abdullah tefsirde söz sahibi olan sahâbelerdendir. İbadete olan aşırı meyli sebebiyle “Mescid güvercini” (hamâmetü'l-mescid) diye anılırdı. Namazı derin bir vecd ile kılardı. Mekke kuşatmasında mancınıkla atılan taşların çok yakınına düşmesi bile onun namazdaki huzurunu bozamamıştır. Saatlerce kıyamda, rükû ve secdede kaldığı olurdu. Hz. Peygamber'in hiç iftar etmeden oruç tutmayı yasakladığını duymamış olmalı ki, yedi gün boyunca oruç tutar ve bundan dolayı herhangi bir rahatsızlık hissetmezdi. Cesaret, ibadet ve hitabet söz konusu olduğunda onunla kimsenin boy ölçüşemeyeceği bilinmektedir.

   

 

                                                                       KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

 

“BİRİNİN BAŞINA TOPRAK SAÇSAN YARILMAZ SUYU BAŞINA DÖKSEN, BAŞI KIRILMAZ. TOPRAKLA SUYLA BAŞ YARMAK İSTİYORSAN TOPRAĞI SUYA KARIŞTIRIP KERPİÇ YAPMAN GEREK.”

                                                                                                                          MEVLANA CELALEDDİN RUMİ