Allah'ın insana yeryüzünde verdiği en büyük zenginlik imandır.  Hayatın kıymeti ve değeri ancak imanla anlam kazanır. İmansız yapılan her türlü iyilik ve güzellikler öldükten sonra ahirette sahibine herhangi bir fayda sağlamayacaktır. İman insanı Allah katında yüksek derecelere çıkardığı gibi meleklerden de üstün kılar. Biz insanlar dünyada imanın hemen karşılığı verilmediği için değerini bilmez, değer ve kıymeti dünyalıklarda ararız. Her zenginlik ve nimet bir gün sona erecektir. Baki kalan Allah'a iman ve onun gereği salih amellerdir. Bizler büyük adam olmayı yahut seçkin insan olabilmeyi parada, servette ararız. Halbuki onların hepsi fani olan dünyada kalacak olup, insanın ebedi yolculuğunda beraberinde gelemeyecektir. Oysa iman ve ameller kişiyle beraber ebedi âleme intikal ederler. Dolayısıyla bizler ahirete beraberimizde götürebileceğimiz zenginliğe sahip olmanın derdinde olalım. Fani hayat her gün tükettiğimiz günler geçtikçe azalırken, varlığımız olan sermayemiz elimizden avucumuzdan çıkmak için gün sayıyor. O halde sahip olduklarımızı neden ebedileştirmeyelim.  Sürekli hayır işleyen bir adama sormuşlar neden hep infak eder, hayır söz konusu oldu mu en başta sen koşarsın diye: "Ben paramı çok seviyorum. Kıyamet günü de yanımda olmasını istiyorum" demiştir. Keşke para sevgimiz hep böyle olsa...

Varlığı anlamlandırma ve hayatı okuma çabalarımız hep seküler/dünyevi yönde olduğu için dünyalıkları çok olan insanlara değer verir, onların büyük adamlar olduklarını düşünürüz. Onlar da kendilerinin dünya için eşi bulunmaz bir çalışma içerisinde olduklarını zannederler. Halbuki Kur'an böyle düşünenler için şöyle buyurur:  "Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar." (Kehf Suresi, 104)

Rabbimiz Asr Suresinde İman edip Salih amel işleyenler, Birbirlerine Hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin dışında herkesin hayat imtihanını kaybettiğini beyan ediyor. (Asr Suresi, 2-3) Yani bunları yapmayanların ömrünün boşa gittiğini, sizin yanınızda başka maharetleri olsa bile, çok güzel konuşma kabiliyeti olsa, sanatın ve sanatçının yanında yer almış olsa, büyük ilim adamı olsa bile şayet cennetin anahtarı iman yok ise ahiret fukarası, belki mahşerin dilencisi olacaktır.

Kıyamet günü kâfirler, inkâr etmelerinin cezasını ödemeye kalkışsalar, bu ceza için de yeryüzünün dağlarıyla vadileriyle denizleri ve okyanuslarıyla tamamını altın olarak getirseler bile bu cezanın kefareti olarak onlardan kabul edilmeyecektir. "Doğrusu inkâr edip, inkârcı olarak ölenlerin hiçbirinden, yeryüzünü dolduracak kadar altını fidye vermiş olsa bile, bu kabul edilmeyecektir. İşte elem verici azap onlaradır, onların hiç yardımcıları da yoktur."(A'li-İmran Suresi, 91) Bu ayet İmanın Allah katında tüm yeryüzü dolusu altından daha kıymetli olduğunu anlatıyor. Ne üzülürsün ki Ey Müslüman! Kalbinde taşıdığın İman, senin en büyük hazinenmiş, zıddı imansızlık ise yeryüzü dolusu altınla telafi edilemeyecek bir büyük bir mahrumiyetmiş. 

Rabbimiz insanı cennete girsin diye yaratmıştır. Onun için akıl vermiş, irade bahşetmiştir. Cennet için yaratılan insan neden kendisine kolaylaştırılan cenneti bırakıp zor olan cehenneme girmeye talip olur. "Gerçekten sizin işiniz başka başkadır. Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa ve en güzel olanı doğrularsa, Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız. Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür. Ve en güzeli de yalanlarsa, Onu da en zor yola hazırlarız. (Leyl Suresi 4-10) Görüldüğü gibi ayette en güzel olanı tasdik ederse kolay yola muvaffak ederiz. En güzelini yalanlarsa en zor olanı onun için kolaylaştırırız. Yani insan fıtratı imanı kabullenecek şekilde yaratılıp, cennet yolcusu olması hedeflenmişken, fıtrattan sapmalar olduğu zaman zor da olsa cehenneme giden yol onun için açılacağı da hatırlatılmıştır. En güzel olanı nedir? "Tâğut'a kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır. (Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır."(Zumer Suresi,17-18) Sözün en güzeli Allah'ın ayetlerine yönelip ona iman etmedir. İşte Nefis düşmanın seni aslında yeryüzünde her türlü inançsızlık, serbestilik ve ahlaksızlıkla senin değerli olduğunu fısıldar. Oysa hayat hiç de öyle değildir. İnsan İki dünyalı bir hayatın güzergahlarını düşünür, yolculuğunda baş başa kalacağı sermayesinin neler olacağını aklına getirirse tüm hakikatleri görecektir. Rabbim bizleri sözün tamamını dinleyip, en güzeline tabi olanlardan eylesin.