Mehmet Çağlak ile sektöre dair güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Beklentilerini de anlatan Çağlak, Konya için fikirler de ortaya koydu. İşte Mehmet Çağlak ile yaptığımız o güzel söyleşi;
Çağlak’ın kuruluş hikayesini kısaca dinleyebilir miyiz?
Şirketin kurucusu dedem 1960 yılında köyden Konya'ya gelmiş. Buradaki evinde ufak çapta yağ yaparak geçimini sağlamış. Daha sonra 1980'li yıllarda Toptancılar Çarşısı'ndaki dükkanı tutmuşlar. Dolayısıyla tereyağ imalatı da artmış o zamanlar. İlerleyen vakitlerde babam ve amcam da sektöre dahil olup, sırt sırta vermişler. 1993 yılında ise Oto Galericiler mevkisine yakın bir yerde 750 metrekarelik bir yer satın almışlar. 1996 yılında mevcut dükkanı genişletip, öyle hizmet vermeye başlamışlar. O günden bugüne de çok şükür hizmet sahamızı genişleterek geldik. Biz aile şirketiyiz. Ben Mehmet Çağlak ve üçüncü nesilim. 1960’larda dedem başlamış, sonrasında babam ve amcam devam ediyoruz. 2004^ten beri üretimi ben takip ediyorum. İş güvenliği, yeni ürünler gibi konularda firmanın işlerini ben takip ediyorum.
Çağlak ismi nereden geliyor?
Çağlak, bizim köyümüzün adı. Aksaray'a bağlı bir köy. Eskiden köyümüzün ilerisinde su birikintisi varmış. Girip içerisine yüzülürmüş. Göl gibi. İşte onun adını Çağlak koymuşlar. Çağlayandan Çağlak. Yani su birikintisi anlamın geliyor. Soyadımız da Çağlak zaten. Çağlak, marka olarak mutfaklara girdi, benimsendi. Marka olmaktaki sır nedir?Mehmet Çağlak- Piyasada bizim gibi tereyağı üreten firma çok. Ama o kadar çok hileli mal üreten insanlar var ki, millet artık onlardan kaçıyor. Bakanlık'ta sağolsunlar merdiven altı üretim yapan, sağlığı tehlikeye atan firmaları açıklıyor. Adamlar bitkisel yağ ile kaymağı karıştırıyor tereyağ diye satıyor. Vatandaş da bir alıyor, iki oluyor, üçüncüsünde almıyor. Dolayısıyla ne oluyor? Bizim gibi düzgün üretim yapan firmalar bir adım öne çıkartıyor. Biz kaymak alıp tereyağ yapıyoruz. Yağsız süt tozu yapan firmalardan krema temin ediyoruz. Genelde de kaymağı Trakya bölgesinden satın alıyoruz.
Üretim kapasiteniz ne kadar?
Şu anda hiçbir işletme kendi kapasitesini kullanmıyor. Tahsil edebileceği kadar üretim yapıyor. Kapasitemiz çok daha fazla, üretim yapabiliriz ama talepte sıkıntı olduğu için gerçek kapasitemizle çalışamıyoruz. Tabi bunda süt zamlarının da etkisi var.
Çağlak’ta şu anda kaç istihdam var?
Şu anda 30 kişi çalışıyoruz. Ne kadar çok adam çalıştırırsanız o kadar çok hapishane kapatırsınız. Parasızlık insana her şeyi yaptırır. Biz bu ülkede üretimi artırıp işsiz genç bırakmamamız lazım. İş beğenmemek ayrı bir şey ama hiçbir kaynakta Türkiye’de şu kadar süt üretebiliyoruz diyemeyiz. Çok fazla kayıt dışı işletmemiz var. Enerjimizi doğru kullanıp çok fazla şey üretemiyoruz.
Ürünleri nerelere gönderiyorsunuz?
Konya ve çevresinde birçok ilde varız. Karaman, Kayseri, Eskişehir, Nevşehir gibi 20’ye yakın ilde tedarikçi olarak çalışıyoruz. Bazı yerlerde direkt bayilerimiz aracılığıyla tüketiciye ulaşıyor.
Sütteki zamla ilgili neler söylersiniz?
Son gelen süt zamları bizleri de etkiledi. Bazı şeyler vatandaşın alım gücüyle alakalı. Süt zamları tüketimde azalmaya gidilmesine neden oldu. Hammadde ve girdiler yükseldiği için de sütün fiyatları yükseldi.
Pandemi döneminde üretim azaldı mı?
Pandemide döneminde ev dışı üretimi azaldı. Yani restoranlar kafeler gibi işletmeler kapalı olduğu için oralarda tüketim azaldı ama evlerde tüketim arttı. Yine de tam olmasa da dengelemeye çalıştık diyebilirim. Market satışları arttı. Bittik diyeceğimiz bir şey olmadı hamdolsun. İnsanlar gıdadan vazgeçemez, salgın var ben yemeyeceğim diyemez. Sonuçta hayatiyetini devam ettirebilmek adına alım gücüne göre alıp tüketecek. Dolayısıyla pandemide de market satışlarımız arttı. Gıda sektörü salgından en az etkilenen sektör. Önceden 5 kilogram yağ alıyorsa pandemide 1 kilograma düşürdü. Dolayısıyla insanların alım gücü düştü.
Süt fiyatlarındaki artışlar sizi nasıl etkiledi?
Süt fiyatlarının belirsizliği bizi sıkıntıya soktu. Üretici kazansın ama direkt olarak tüketiciye yansıdı. Yani fiyatlar kademeli olarak artırılacaktı. Ya da devlet üretime teşvik verecek fiyatlara yansımayacaktı. İnsanlar daha fazla üreterek birim maliyetini düşürecek tüketiciye de direkt olarak yansıyacak, biz de daha fazla arzda bulunacaktık. Bunun için de güvenli bir piyasa lazım. Doğrusu piyasa güvenli olmayınca üretim artırımında da çok hızlı değiliz.
Yerel yönetimlerden beklentileriniz var mı?
Çanakkale ya da Trakya taraflarına gittiğiniz zaman görebilirsiniz; Kuyumcudan lüks peynir dükkanları var. Bizim de çok büyük mandıralarımız var. Bu firmalar, içinde showroom gibi yerler yapıp Konya’nın marka ürünlerini sergileyebilmeliyiz. Şekercisi, peynircisinin olduğu yerler açabilmek lazım. Şehrin gözbebeği üreticilerdir. Askerimiz polisimiz kahraman ama bence üreticilerimiz de birer kahramandır. Konya’da insanın eşi, çocuğuyla rahatça yürüyüş yapabileceği yerler yok. Bu tür alanlar oluşturularak aynı zamanda ticarete de açılmalıdır. Şehir dışından misafirimiz geldiğinde de gezebileceği yerler olsun. 2’ye 2 küçük dükkanlar yaparak o sirkülasyonunu sağlayabiliriz. Hem o bölgenin ticaretini geliştirir hem markaları sergileme imkânı olur hem de yürüyüş güvenliği sağlanır. Şehrin gelişmesine de katkı sunar. Şehrin girişleri belki çok rantabl olamayabilir ama böyle bir yürüyüş yolu her anlamda şehre ve insanlara katkı sağlar.
Devletimizin desteklerini yeterli buluyor musunuz?
Devlet öncelikle üretime destek vermeli. Kimse hiçbir şeyden memnun olmaz ama bu, imkân meselesidir. Devlet bu süreçte verebileceğini verdi. Mutlaka eksikleri olmuştur ama devletimiz yapacağını yaptı. Dediğim gibi; bu destekler sadece pandemi dönemi değil sair zamanlarda da üreticiye verilmelidir.
Tereyağ harici ürünler de var mı?
Son zamanlarda herkes her şeyi yapmaya başlamış. Marketlere ben, sadece tereyağ satıyorum diye gittiğin zaman maliyetler kurtarmıyor. Dolayısıyla biz de Çağlak olarak ürün çeşitliliğine ağırlık verdik. Profesyonel olarak ne üretebiliriz? sorusunun cevabını arayıp ona göre ürünler geliştiriyoruz. Biz kendi evimizde yemediğimizi tüketiciye yedirmiyoruz. Ben evimde kendi ürünümüz gönül rahatlığıyla yiyorum. Tereyağ, tost peyniri, kahvaltılık kaymak, bidon tulum, yoğurt üretimine başladık.