Tarihimizde, yurdumuzda, sporumuzda ve ekonomimizde atın önemli bir yeri var. Eskiden atlarla savaşlar kazanırdık, atlarla tarla ve saplarımızı sürerdik. Arabalarımızı atlar çekerdi, yükümüzü atlar taşırdı. Atlara binip yolculuk yaptık, atlara bindik yarışlar kazandık. Atların kişnemelerine, atların bakışlarına doyamazsınız. Endüstri ve sanayi devrimleri atları bizlerden, bizleri atlardan ayırdı. Atlı yıllarımız devam etseydi, daha mutlu olmaz mıydık?

Biraz at hasreti giderdikten, atların hakkını teslim ettikten sonra yazımıza geçelim. “At gözlüğü” denen bir eşya var. Atlarla bir iş yapacağımız, bir yere gideceğimiz zaman atların gözlerinin dış kısımlarına onları takarız ki, atlar sağdan soldan gelenleri görmesinler, ürkmesinler, işlerini yapsınlar. At gözlükleri bunun için kullanılır. Bu gözlükler atların çevreyle olan ilişkisini keser. At gözlükleri atların dünyayı tam görmelerine engeldir.

İnsanlar, çıkarları için atlara uyguladıkları yöntemi insanlara da uyguluyorlar. Yani bazı menfaat düşkünleri kendi çıkarları için insanları at yerine koyuyorlar; insanlara belli görüşler kazandırıyor, o görüş açılarına göre insanların desteğini, oyunu, enerjisini, ürettiğini, gücünü elde ediyorlar. Bu uygulama tarihin her döneminde var ama günümüzde daha çok var. 

Çevremize dikkatlice bakarsak bazı kişilerin milyonlarca insanı at yerine koyduklarını, iyi niyetli insanları izole ettiklerini görürüz. Bir insanın elindeki atlara at gözlüğü takarak egosunu tatmin etmesi belki doğrudur ama o insanın insanları at yerine koyması, insanları atlaştırması doğru değildir. Burada doğru olmayan bir husus daha var: İnsanların kendilerini at yerine koyanlara tepki göstermemeleri, dünyayı at gözlüğüyle görmeleridir, atlaşmalarıdır.

Herkese görmek için göz, duymak için kulak, düşünmek için akıl verilmiş. Bu yüzden kimimiz kimimizden çok üstün veya çok geri değiliz. Herkes duyu organlarını kullanırsa; yolunu kendisi bulur, işi değerli olur. Biz böyle yapmıyoruz; örneğin A, B, C partilerinden birini beğendiysek, beğendiğimiz partinin başkanı ne diyorsa onu aynen kabul ediyoruz. Bu noktadan sonra başka doğru tanımıyor, partinin başkanını putlaştırıyoruz. Bu kötü durum tarikat ve cemaatler, onların başındaki şeyhler için de, ideolojik düşünce ve hareketler için de geçerlidir. İnsan kendisini bu kadar ucuza satmamalı, insanoğlu at gözlüklerini bu kadar çabuk takmamalı. Gözlüklü atlar gibi görüp yaşayan insanlar, insanlar gibi değil atlar gibi yaşarlar.

Kararlarını düşünmeden veren insanların, başkalarının yönlendirmesiyle yaşayan insanların çocuklarına, yurtlarına ve dünyaya sağlayacağı bir yarar, bırakacağı bir değer yoktur. Düşünce tembeli insanlar, fili değişik şekillerde tanımlayan körlere benzerler. Dünyayı at gözlükleriyle görenler dünyanın renklerini göremezler, tatlı yaşayamazlar. At gözlüklüler barışı yok ederler, insanlığın huzurunu bozarlar.