YENİGÜN ÖZEL

Akören’de her unvan yeni bir hikaye demek

Akören’in tarihini farklı konularda ele alarak araştıran Araştırmacı Yazar Muzaffer Tulukcu, ilçedeki farklı lakap örneklerini ele aldı. Tulukcu, unvan alanların her birinin aldıkları unvan ile ilgili hikayelerini de aktardı

Abone Ol

Kevrinin Hilmi, Fındık Fatması, gibi çok farklı lakapların yer aldığını söyleyen Tulukcu, “Babası küçük yaşta vefat eden Mustafa Kınaç’a annesine sarılarak ‘Bu benim ömrüm’ diyerek severmiş. Kınaç’ın lakabı ‘ömür’ olmuş” dedi

FOTO: Güdek Halil lakaplı Halil Kayhan.

Her unvan  yeni hikaye!     

Anadolu’nun birçok yerinde soyadı kanunu öncesi insanlar lakaplarıyla tanınır, çağırılırdı. Akören’de de soyadı kanunu öncesi ailelere ya da kişilere verilen lakaplar, ilçenin muhterem yaşı ilerlemiş kişilikleri ya da araştırmacıları tarafından biliniyor; araştırılıyor. Akören’in tarihini farklı konularda ele alarak araştıran Araştırmacı Yazar Muzaffer Tulukcu, ilçedeki farklı lakap örneklerini ele aldı. Tulukcu, unvan alanların her birinin aldıkları unvan ile ilgili hikayelerini de aktardı.

FOTO: Askerliğini ER olarak yapan Mustafa Çetin Konya Belediyesi nde görevini sürdürürken TEĞMEN ünvanına sahip oldu.

FARKLI LAKAPLARDAN ÖRNEKLER

Kevrinin Hilim (Hilim Çağdaş) Teğmen (Mustafa Çetin) , Ömür (Mustafa Kınaç) Karnıyarık (Mehmet Samur), Omuzun Omar (Ömer Ersöz)

FOTO: Akören'in Polis Amcası M.Ali Doğaner.

Akörenli bayanlardan da şahıslarına mahsus unvanı olanlar da eksik değil. İşte hatırlayabildiğimiz bu unvan ve isimler:

Gelin Ayşa (Ayşe Selvi), Geli Ayşa (Ayşe Çağlar) ,Deli Ayşa (Atiye Kıytık) ,Ebe Şirif (Şerife Kabakcı) ,Gök Şirif (Şerife Kayhan) , Senem Hatcası (Hatice Çaldağ) ,Fındık Fatması ( Fatma Soycak ) ,Goca Naciye (Naciye Çakır) ,Ramazanın Fatma (Fatma Karataş) , Sarı  (Ak ) Zehra ( Zehra Tosun) ,Deli İraz ( Iraz Doğaner ) ,Civan Ümmüsü (Ümmü  Uysal ) ,Hay Döndü ( Döndü Kışnak) ,Tömekeligilin Zekiye (Zekiye Yatır) , Gağışdaklı (Fatma)

Unvan alanların her birinin aldıkları unvan ile ilgili hikayeleri olduğu da malum.

FOTO: Venedik Oğulları kabir taşı Akören Kadıburnu Mezarlığı Belen tarafında.

KEVRİNİN HİLİM

1928 doğumlu, Akörenlilerin ilk şoförlerinden,uzun yıllar Akyokuş’taki evinde ikamet eden ve otobüs ile bir çok Akörenliyi Hac’ca götüren , o nedenle Şoför Hacı Hilim olarak bilinen Rahmetli Hilim Çağdaş ,1950li yıllarda bir vesile ile yolcu olarak bir firmanın otobüsü ile Konya’dan Adana’ya gitmektedir. Aynı koltukta aslen Adanalı bir yolcu ile yan yana oturmaktadır. Tanışırla, sonrada Hilim Amca yol arkadaşına yolculuk sebebini sorar.

Genç Adanalı,sünnet olacak yiğenin KİRVESİ olduğunu söyler. Hilim amcamız bu kelimeyi ilk defa duyduğu için yol arkadaşına Kirve’nin ne olduğunu sorar. Adanalı konuyu güzelce tarif eder ve sohbete devam ederler.

Yolculuk sonrası Akören’e dönen Hilim amcamız komşusu, eşi dostuna konuyu anlatır, KİRVE den söz eder. Zamanla Akörenli KİRVE kelimesini kendine göre yorumlar ve Kirve, Kevri olur . Sonrasında da Hilim Çağdaş’a KEVRİNİN HİLİM lakabı takılır.

FOTO: Akörende afyon ekimi yapıldığı yıllarda Golcu(bir çeşit zabıta) olarak görev yapan İsmail Özselek in sülalesi GOLCU lakabı ile anılır.

GAĞIŞDAKLI

1940’lı yıllar Akören’in dört esnafından biri olan Topal Hafız Mehmet Özkan ve Köy Hocası Hüseyin Öğüt bir vesile ile  Beyşehir yöresindedirler. Yolları o günkü adıyla KAŞAKLI (Yeşilköy) köyüne düşer. Fatma isminde öksüz bir kız çocuğu ile karşılaşırlar. İki arkadaş öksüz olan çocuğu evlatlık olarak yanlarına alır ve Akören’e getirirler. Köy hocası küçük çocuğunun olması nedeni ile Kaşaklı’dan gelen çocuğa arkadaşının bakmasını söyler.

FOTO: Akören'de birçok öğrenciyi okutan Palanın Hafız Mehmet Mınık in  ünvanı mesleğindeki marifetiyle geliyor.

Topal Hafız Mehmet Özkan yavruyu sahiplenir ve büyütür.

Zamanla öksüzün geldiği Kaşaklı köy ismi Akörenlilerce yakıştırılır ve Gağıştaklı Fatma olur.Onun çocuklarınada aynı şekilde Gağıştaklı’nın Aliye gibi lakaplar takılır. Gağıştaklının çocukları Hasan Gençtürk (Deli Hasan) ,Seyit Mehmet Gençtürk (Şoför) ,Mustafa Gençtürk (terzi),Aliye Varol (Palanın İhsan Varol’un hanımı) ,Şerife Hanım Toydemir (Marangoz  M.Ali Toydemir’in hanımı)

FOTO: Kevrinin Hilim lakaplı Hilim Çağdaş'ın ömrü şoförlükle geçti.

GEZLEVİLİ ALİ EFE

Hepimizin malumu eskiden dağ köylerinde , özellikle Bozkır ve Bozkır’a yakın Hadim Köyleri, Alan, Akkise gibi bazı köylerde efelik meşhurdu.

Hadim ilçemizin batısında Bozkır’ın köylerine sınır olan Korualan köyünün eski adı Gezlevi idi. Bu köyde de birkaç efe var idi ve aralarında rekabet vardı.Bu efelerden biride Ali Efe idi.

FOTO: Berber Yakup (Ceylan) ünvanını mesleğinden aldı.

Ali Efe bir gün küçük çocuğunuda alıp köyün yukarısında olan batı taraftaki tarlasına gider. Bir süre sonra tüfek ışıltısı gözüne takılır ve köy tarafından üç kişinin gelmekte olduğunu görür, bir taşın arkasına geçer biraz daha yaklaşan üç kişinin hasımları olduğunu görür.Gecikmeden onların göremiyeceği bir yere saklanır.

FOTO: Gezlevili Ali Efe (Yatır) nin aslı Hadim Korualan (Gezlevi) den gelme.

Tüfekli üç efe, çocuğunun yanına gelirler, sağa bakarlar sola bakarlar hasımlarını göremezler. Efenin biri

-          Gel lan onu bulamadık şu çocuğunu bari öldürelim der.

Diğer efenin biri

-          Ulen çocuğun ne kabahati var.

Deyince köye dönerler.

FOTO:  Güden Halil Lakaplı Halil Kayhan.

Ali Efe oda bir süre sonra çocuğunu alır ve köye döner ve derin derin  düşünür .Sonunda, ben bu köyde kalırsam ya onlar beni öldürür , yada ben onları öldürürüm der ve en iyisi kendimi ve çocuklarımı kurtarayım diyerek göçmeye karar verir.

Bu karar sonrası göçünü alır ve asker arkadaşının olduğu Orhaniye’ye göçer, ne yazıkki bir süre sonra hanımı Ayşe vefat eder ve sonrasında da Orhaniye’de aynı isimle bir hanımla evlenir.Bir müddet sonra evlilik iyi gitmez ve Orhaniye’yi terk eder ve Eksile’ye ( Çöteren ) taşınır. Çok geçmeden de aynı Ayşe ismiyle bir hanımla evlenir.

FOTO: Boyacı İsmail (Ünver) in lakabı kilim dokumada kullanılan iplerin boyanmasındaki marifetinden gelmekte.

1934 Soyadı Kanunu’nda da daha önce Korualan’da iken Hapis yattığına işaret ederek, bu hapis yattığına göre YATIR soyadı verelim derler ve öylede olur. Lakabı Gezlevili Ali Efe , Nüfusta ismi Ali Yatır olarak kayıtlara geçer.

FOTO: Sarı Ziya lakaplı Ziya Muştu.

FARTLI KADİR

Aslen Bozkır Fart (Yeni adı Yolören) ’lı olan Kadir ve kardeşi anne ve  babaları genç yaşta vefat edince yeni yetişmekte olan iki kardeş ekmek kapısı için Avdan’da çobanlık yapmaya başlarlar. Bir kış günü dağda ağıldadırlar, bir gün bolca bir kar yağar , azıkları biter  sonrada mecbur kalır kuzunun birini keser ve yerler. Ağa gelirse bizi döğer düşüncesi ile ağıldan kaçar önce Alan köyüne sonrada Karahüyük’te bir sarnıca su içmeye dururlar.Kadının biride boducuna su doldurmak için ordadır.Kadın çocukların durumunu öğrenince

FOTO: Akören Yüğ Tepesinde ikamet eden Cicili lakaplı Ali Osman Turgut Akören'de 2000'li yıllarda.

-          Yavrum burada kalırsanız aç kalırsınız. Şurada az ilerde Akviran var, oraya giderseniz hiç değilse hizmetkar durursunuz.

Sözü ile iki kardeş yürüyerek Akören’e gelirler, Kadir Akören’de kalır ve hizmetkar durur. Kardeşi ise yoluna devam eder. İzmir’e ulaşır, hayatını orda sürdürür.

FOTO: Akören Yüğ Tepesinde ikamet eden Cicili lakaplı Ali Osman Turgut Akören'de 2000'li yıllarda.

TEĞMEN MUSTAFA

1960’lı yıllar hemşehrimiz Mustafa Çetin Konya Belediyesi Temizlik İşlerinde çalışmaktadır. Form mevkiinde Askeri Hastane’nin ön tarafında olan askeri lojmanların çöpünü aldıkları bir gün , subay hanımlarından biri çöp toplayan işçilerin giydikleri eski elbiseleri görünce acır ve kocasının eski askeri rütbeli elbiselerini onlara verir ve onlara giymeden önce rütbelerini sökmeleri gerektiğini söyler.

Bizim Akviranlı, işçi Mustafa bunu duymamıştır. Çöp arabasının arkasında ayakta gitmekte olan Mustafa’yı rütbeli elbisesi ile görenler, Konya Merkez Komutanlığını arayarak, çöp kamyonunun arkasında elinde süpürgeli bir teğmenin çöp topladıklarını ifade ederler. Bilginiz dahilindemi , yoksa provakasyonmu diye ihbarı alan komutanlık ,hemen jeep ile devriye elemanlarını gönderir ve Teğmen Mustafa Çetin’i yakalar ve Komutanlığa getirirler.

FOTO:  Akören de Tatoğlan lakabı ile bilinen Mustafa Özkan Akören Ortaokulu inşaatında tüm Akörenliler gibi çalıştı gönüllü olarak yapı ustalığı yaptı. Dağanası Yarbay in Camisi karşısındaydı.

Olayın tamamen masumane olduğu anlaşılınca bizim çöpçü olur Teğmen Mustafa. Bu olayı duyan Akörenli geldi bizim Teğmen, gitti bizim Teğmen.. diye takılır  ve Mustafa Çetin Teğmen lakabını alır.Çocukları Abdurrahman ve Mehmet Çetin’ede Teğmenin çocukları denir.

FOTO: Boyacı İsmail (Ünver) in lakabı kilim dokumada kullanılan iplerin boyanmasındaki marifetinden gelmekte.

ÖMÜR

Babası küçük yaşta vefat eden Mustafa Kınaç’a annesine sarılarak ‘Bu benim ömrüm’ diyerek severmiş. Bu nedenle yetim kalan Mustafa Kınaç’ın lakabı ÖMÜR olmuş. Büyük oğlu İsmail Kınaç Seydişehir Etibank emeklisi, diğer oğlu ayakkabıcı Kadir Kınaç.

KARNIYARIK

Halen Akören Tülce Mahallesi Göbet yanında ikamet Mehmet Samur amcamızın babası Mustafa Samur askerde iken rahatsızlanır ve karın kısmından ameliyat olur. Tabii ki o yıllarda hastalar küçük bir noktadan veya ufak bir yerden ameliyat edilmezdi. Çok geniş karın yarılarak iç organlara müdahale edilirdi. Dolayısıyla bir anda iyileşmeyip , uzunca bir süre yara belli olunca  KARNIYARIK lakabını alır .Çocuklarına da Karnıyarığın Mehmet ve Karnıyarığın Hüseyin Ali lakabı yakıştırılır.

FOTO: Akören nin Memis Efesi (Ersoy) gençken Konya ya göç ederek Aydoğ duda yaşadı.

ARNAVUTGİL-VENEDİK OĞULLARI

2002- 2009 yılları arasında Akören Dergisi’ni yayın hayatına kazandırdığımız dönemde Arnavutgil lakabı ve ilçemiz Kadıburnu Mezarlığı Belen tarafındaki mezar taşında yazan ‘‘Venedik Oğullarından Os Stararı veya Stafarı ’’ ifadesi hayli ilgimizi çekmişti .

Arnavutgil lakabı için Milli Şairimiz M. Akif ve Makedonya aklımıza geldi. Demek ki bu sülalenin menşei Arnavut diye düşünmüştüm.

 

FOTO: Selahattin Efe olarak ünsalan Selahattin Yiğin'in soyadı artık Akören'de bulunmuyor.

Merakla Erol Tufan hemşehriye sorduk ve konuyu öğrenmiş olduk Nenesi torununu kucağına alıp severken iriliğinden dolayı -Arnavudum benim Arnavudum benim.

 Diyerek severmiş; malum Arnavutluk basketbol takımı gayet uzun boylu sporculardan kaynaklanır çünkü fizik olarak Arnavutlar oldukça iri uzun boyludur.

 Burası tamam da. Akören'deki bir nene nasıl olur da iriliğinden dolayı torununa -Arnavudum benim Arnavudum benim gibi benzetme yapmakta demek ki nenelerimiz bile genel kültür yönü ile oldukça güçlülerdi kanaatine ulaştık.

VENEDİK OĞULLARI

Kadıburnu Mezarlığı batısı Belen tarafındaki kabir taşının mahiyetini öğrenmek zor olmadı. 2005 yılında dergimiz sekreterliğini yürüten Ali Bekir Gültekin konu ile ilgili o yıllarda sağ olan Ömer Pancar amcamızı ziyaret ederek ondan aldığımız bilgi ile merakımız gitmişti.

FOTO: Kırahathanesi ile meşhur Buyruk lakaplı Mehmet Ali Buyruk.1914-1918 1 Cihan Harbi döneminde İtalyanlar, Konya'yı işgal edip bir süre Konya'da kaldıktan sonra İtalya'ya dönmüşlerdi.

 Tüm savaşlarda olduğu gibi çok az askerin memleketine dönmeyip o ülkede kaldığı gerçeği ile OS STARARI ( STAFARİ )  İtalya'ya gitmez Konya'da kalır ve bir vesile ile Akören'e gelir ve yerleşir, ticaretle uğraşmaya başlar .Dükkanında çok çeşit bulundurduğu bugünkü tabirle küçük bir süpermarkettir .Özellikle Hac’ca gideceklere gösterdiği ilgi nedeniyle Müslüman olduğu halde açıktan bildirmediğini Pancar Ömer ifade ederdi , bilgisine ulaştık.