Geçen hafta sonu hakem kararıyla kaybeden Atiker Konyaspor, hafta içinde kısır döngüde bir kupa maçı galibiyeti almıştı. Çaykur Rize önceki yıllardaki görüntüsünden uzak ama format olarak hızlı hücuma çıkan, gol attığında tehlikeli olan bir takımdı. Saha içi yerleşime baktığımızda Galatasaray maçından değişik Barry Douglas ve Halil İbrahim var ama takım şablonu aynı. Top rakip takımdayken 4+2+3+1, top kendisindeyken 4+4+2 oynuyor. Bu oyun sistemi öyle yerleşti ki Atiker Konyaspor'da hangi oyuncu oynarsa oynasın, verilen görevi eksiksiz yapmaya çalışıyor. Bu da kolay mağlubiyetleri önlüyor. Aykut Kocaman geçen hafta takım olarak 120 km koştuk ama yenildik demişti. Hemen her maç aynı mesafeleri koşan Konyaspor özellikle rakip takım topa sahip olduğunda topu kendi kalesinden uzak tutmak için ekstra çaba sarf ediyor. Ancak bu maçın 20 ile 35. dakikaları arasında öyle fırsatlardan faydalanamadı ki Çaykur Rize'ye karşı 1-0 önde olan takım bir anda 1-3 mağlup duruma düşebilir ve hatta farklı mağlup olabilirdi. Ben verilmiş bir sadakanın karşılık geldiğini düşünüyorum. 

Maçın bu 15 dakikalık periyodunda ki genel problem, orta sahanın merkezinde kolay kaybedilen toplar ile hamle zamanlamasındaki yanlışlardan kaynaklandı. Birde orta sahanın sağında ve solunda oynayan oyuncuların yeterince yardıma gelmemesi, rakip takımın topları beklerin olduğu bölgeye indirmesi, driplinglere, ortalara, dolayısıyla Çaykur Rizeli oyuncuların tehlikeler yaratmasına neden oldu. Önce direkten döndü, sonra Serkan kurtardı. Sonunda Ali Çamdalı asisti yaptı Recep Niyaz golü buldu. Bir de üstüne karşı karşıya çaprazdan vuruş auta gitti ve biraz rüzgar duruldu. 

İkinci devre ile birlikte orta saha mücadelesi, saman alevi misali pozisyonlar, üretkenlikten uzak tipik beraberlik maçı oynanmaya başladı. 80. dakikada Bajic bireysel yeteneğini konuşturdu ve belki de bu sezon ceza alanı dışından atılan ilk golü kaydetti. Yüzde olarak (%55) topa hakim oldu Atiker Konyaspor, isabet oranı da yüksekti (%82) ama yine kendi birinci ve ikinci bölgesinde yapılan bu paslar üretkenlikten uzaktı. Bu maçta Çaykur Rize topu bize verdi kendi ikinci bölgesinde bekledi. Orta alanda gerektiğinde sert fauller yaparak hızlı atakları durdurdu ve hatta bazı pozisyonlarda oyuncularımızı gerdi. Kendileri için çok önemli bir puana yakınken, beceri vuruşuna mağlup oldu. 

Uzun zamandır oynadığımız bütün maçlarda rakip takımların ceza alanımızın içine sağdan ve soldan yaptığı ortalar sıkıntılar yaratıyor. Bu maçta bile Çaykur Rizespor kenarlardan ceza alanı içine 35 orta yapmış bunların 6 tanesinde topları arkadaşları ile buluşturmuş, bir tanesi de direkten döndü. Kweuke gibi uzun boylu ve kuvvetli bir forvet için avantaj olacak bu ortalar sıkıntı yaratabilir. Atiker Konyaspor ise kenarları o kadar az kullanıyor ki ceza alanı içine sadece 16 orta yapmış, bunların 3 tanesinde forvet oyuncuları topla buluşabilmiş. Bu oranları tersine çevirecek önlemler alınmalı ve kanat kombinasyonlarına biraz daha önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Maçtan ilginç bir istatistik ise gördüğümüz sarı kartların çokluğu cezaları artırabilir, ilerleyen haftalarda sakatlıkların olabileceğini düşündüğümüzde zaten 13-14 kişi ile oynayan Atiker Konyaspor sıkıntılar yaşayabilir. Hatırlayalım geçen yılı, takım peş peşe puanlar alırken kadro hemen hiç değişmeden haftalarca oynamış ve başarı gelmişti. 

Fofana şu ana kadar ki tek transfer, Kızılcabölük kupa maçında temposuz oyunun içinde kaybolmuştu. Bireysel yeteneklerini göstermek ister gibi topla gereksiz oynadı ve kalabalık rakip içinde çok top ezdi.  Fofana'ya birileri Aykut Hoca'nın topla az oynayan ama çok koşan ve çalışan oyuncu tipinden hoşlandığını hatırlatmalı. Djalma'lar, Torje'ler seyircinin çok istemesine rağmen sisteme uymadıkları için takımda yer bulamamışlardı. Fofana da böyle devam ederse 4 aylık kısa bir Mevlana tecrübesi yaşar ve memleketine döner. 

Transfer konusunda iki girişimden birinin bitmek üzere olduğu duyumunu aldım. Bu iki girişimin birinin orta saha birinin forvet pozisyonu olduğu bilgisi mevcut! Ama ne kadar doğrudur bilinmez, özellikle Aykut Hoca'nın göreve başlamasından sonra anlaşma aşamasına kadar oyuncuların deşifre edilmediklerini gördük. Bu sabırsız taraftarları biraz üzebilir ama orta halli takımlar için bu kadar çok transfer rakibinin olduğu bir ortamda,  bence doğru uygulamadır. 

Önümüzdeki hafta Beşiktaş'a konuk olacak Atiker Konyaspor. Zor bir maç olacak ama deplasmanda alınacak puan ya da puanlar geleceğimiz için önemli anlamlar ihtiva ediyor. Zira son birkaç haftada içerde ve dışarda kaybedilen puanlar bizim yerimize başka takımları potanın içine soktu. Hedef Avrupa ise hafta içinde iyi hazırlık yapmak şart. Teknik ekibin iyi hazırlanacağını tahmin ediyorum umarım oyuncular da Vodafone Arena'nın tılsımına kapılmaz ve güzel bir skorla Kartal Yuvası'na dönerler.