Ortaokullu yıllarda Ülkü Ocağı sınıf temsilciliği, liseli yıllarda okul Başkanlığı Ülkü Ocağı Yönetim Kurulu Üyeliği derken MHP İlçe Başkanlığı dolaysıyla kırk yılın üzerinde siyaseti bir şekilde takip ediyorum.

Ben ve yol arkadaşlarımla Çumra’nın ufkunu açan projelere imza attık. Organze Sanayi, Çumra Şeker fabrikası, Konya, Kaşınhanı, Çumra Karaman yolunun yapılması …

İşin özü ne planladıysak ne söz verdiysek yapıldı. Sözümüzü tuttuk.

Şimdi gelinen noktada konuşulanları duyunca şaşırıyoruz siz de şaşıyorsunuz değil mi?

Bizden önce yaşayan akça kocamış atalarımız; Eğer köpek, çakal, tilki aynı kümese girerse dışarda BOZKURT vardır. Demişler…

Bunun yanında bizlere çamur atanların biz cemaziyyel evvelini de biliyoruz. Gerçi herkes elinde bulunanı atar bunlarında ellerinde çamurdan başka bir şey olmadığı için çamur atıyor olması abesle iştigaldir.

28 Şubat’ı yaşamak nasıl oluyor?

Kanunların emrettiği hükümleri yerine getirme sonra Endülüs Sultanı gibi ağlamak neyin nesi? Cenge giderken tüfeği alıp fişekliği mermiyi mühimmatı almadıysa kabahat bizim mi?

Herkes kendi işine baksın değil. Herkes kendi içine baksın. Diyen Cahit Zarifoğlu’na rahmet olsun.

Sahi şimdiye Allah rızası için ne yaptınız ne hizmet ürettiniz, hayrına beşik mi salladınız? Rabbena hep bana diyerek hep kendinize çalıştınız.

Hani derler ya; Bağı belle üzüm olsun. Üzüm yemeye yüzün olsun! Sizin ki üzüm yemek değil bağcıyı dövmek değil mi?

55 yıldır bütün sınavlardan alnımızın akıyla çıktık. Beş bin şehit verdik. Rahmetli Galip erdem Ağabeyin ifadesiyle;

--- “ÜLKÜCÜ BESMELE İLE BAŞLAYAN HAYATINI KELİMEİ ŞAHADETLE TACLANDIRAN, ARADA GEÇEN ÇİLELİ ÖMRÜNÜ AZİZ DAVASINA ADAYAN KİŞİDİR.”

Cumhur İttifakında Büyükşehirde Uğur İbrahim Altay’a Çumra’da Fatih Demirci’ye oyumuzu vereceğiz.

**

Bunu yanında bizi ziyarete gelen gençlere söz vermişiz ki, her zaman olduğu üzere bizler sözümüzün arkasındayız. Ki, İlkokul beşinci sınıf öğrencisi kız çocuğumuz bana;

--- Ahmet Amca sözünü tutacak mısın? Diye seslendi.

--- Evet, sana söz verilir de yerine getirilmez mi, söyle bakalım ne istiyoruz?

--- Siz Kuranı Kerim okumayı öğrenirsem sana kitap hediye edeceğim. Demiştiniz.

--- Sana sadece kitap değil daha başka hediyeler ilave edelim. Üstüne dualarımızı da ekleyiverelim. İnşallah kabul edersin!

--- Ahmet Amca senin verdiğin hediyeler kabul edilmez olur mu? İlkönce beni Kuran okumaya teşvik ettin. Sonrasında okul ödevlerime yardım ettin. Kaynak kitapları hiçbir zaman sakınmadan verdin.

--- Can kızım elimden geldiğince sizlere katkıda bulunmaya devam edeceğim. Tabi imkânlarım ölçüsünde eğer yetişemezsem, sizler bana ulaşamazsanız bunda ardıllık yoktur. Ancak imkânsızlık vardır. Bu nokta da anlaştık öyle değil mi?

--- Elbette anlaşırız.

Böylesi güzel alışveriş nerde görülmüş?

Bizden önce yaşayanların bir sözü vardır: “TÜRKÜN KOCAMIŞINA ÇOCUK AVUTTURULAR. GÂVURUN KOCAYININA DOMUZ GÜTTÜRÜRLER!”

Derlerdi.

Bu söz aksaçlı, aksakallı büyüklerimiz yılların tecrübe birikimini torunlarına ve torun mesafesindeki çocuklara aktardıklarını ifade etmektedir.

Yarınımızın garantisi ve yarınımızı emanet edecek olduğumuz çocuklarımızı iyi bir şekilde yetiştirmeliyiz.

Eğitim ve öğretim noktasında hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıyız.

Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde yarınların elinden tutabiliriz.

Çocuklarımız da büyüklerinin engin tecrübelerinden en güzel ve verimli olacak şekilde faydalanmalıdır.

Her halükarda verilen sözler yerine getirilmelidir.

Can kızım ben sözümü her zaman tutacağım. Yeter ki, siz çalışın dini, milli daha doğrusu Necip Türk Milletinin maddi ve manevi değerlerine sahip çıkın!...