Pandemi döneminde bazı sektörlerin olduğu kadar bazı kurumların da önemi ortaya çıktı.

Gıda ilk sırada yer aldı mesela…

Gıda üretiminin stratejik bir çalışma olduğunu gördük.

Konya’yı da stratejik gıdanın üssü haline getirmek için çalışma yapmamız gerektiğinin altını çizdik hep.

Bunun için de her şeyin hazır olduğunu hatırlattık.

Arazi var…

İşgücü var…

Dolayısıyla üretim de var…

Lakin üretimi artırmak için daha çok çalışmamız gerekiyor.

Konya’yı, gıdanın üssü haline gelebilmek için de daha çok gayret göstermek gerekiyor.

Bu konuda yazdığımız yazılar ve yaptığımız haberler ile de uyarılarımızı yineledik.

Gıda, gıda, gıda…

Pnademi döneminde bunu çok iyi anladık.

Bir de koronavirüs salgını yaşandığı dönemlerde belediyelerin önemi ortaya çıktı.

‘Sosyal belediyecilik’ten bahsediyorum.

AK Parti’nin bugünkü başarısının temelinde ‘sosyal belediyecilik’ yatar.

Bunu herkes biliyor.

Hatta iktidar olmanın temelinde de ‘sosyal belediyecilik’ vardır.

Belediyecilik anlayışı iktidar olmak için iyi bir referanstır.

Hatırlayın…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimdeki başarısının temelinde de vatandaşına dokunabilen belediye başkanlığı vardır.

Milyonların sevgisini kazanmak da buradan geçmiyor mu?

Okuduğu bir şiir yüzünden cezaevine giderken de yüzbinlerin ağlayarak uğurlaması bundan değil midir?

Ben de o zamanlar İstanbul’da askerdim. Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde her kesimin sevgi ve beğenisini kazanmış bir liderdir.

Demem o ki; pandemi döneminde yapılan belediyecilik de en sağlam belediyeciliktir.

Ya da sosyal belediyecilik kavramının içinin doldurulabileceği bir dönem…

Bunu yaşamadık mı?

Halen de yaşıyoruz…

Türkiye’de korona sürecinin başladığı mart ayından itibaren birçok sektörde ınkıtalar yaşandı.

Yeni iş alanları ortaya çıkarken bazı sektörler ise sıkıntıya girdi.

Özellikle hizmet sektöründe faaliyet gösteren çok sayıda firma ya küçülmeye gitti ya el değiştirdi ya da kapattı.

Peki bu sektörlerde çalışan insanlara ne oldu?

İşte tam da burada belediyeler devreye girdi.

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi döneminde verdiği destekleri hepimiz biliyoruz. Bazı yardım dernekleri ile de koordinasyonlu çalışıp, ihtiyaç sahibi herkese ulaşmaya çalıştı.

Başkan Altay’ın geçtiğimiz aylarda yaptığı basın toplantısında kurduğu cümleler sosyal belediyecilik adına çok önemli.

Hatırlayalım mı?

“Belediyemizden sosyal yardım talebinde bulunan 60 binden fazla aileye yani 200 binden fazla hemşehrimize 18 milyonun üzerinde bir destek verdik. Ayrıca 18 bin öğrencimizin eğitim yardımlarını yatırmaya devam ediyoruz. Sosyal devlet olduğumuzu, sosyal belediye olduğumuzu bu süreçte tekrar ispatlamış olduk.”

Bununla da bitmiyor Büyükşehir’in destekleri…

Başkan Altay’ın kendi cümlelerinden devam edelim…

 “İletişim kanallarımızı açık tuttuk. Hem Esnaf Odaları Birliği Başkanımızla hem de 31 ilçemizdeki esnaflarımızla video konferans üzerinden toplantılar gerçekleştirerek, onların talepleri doğrultusunda çözümler ürettik. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak tüm kiracılarımızdan 2 ay boyunca kira almadık. Yine iş yeri kapanan esnafımızın evlerinde kullandığı suyu 2 ay ücretsiz yaptık. Tüm esnafımızın iş yerinde kullandığı suyu da 2 ay ücretsiz hale getirmiş olduk. Böylece esnafımıza da çok önemli destek sağladık.”

Bununla da bitmiyor…

Sosyal belediyecilik kavramının içini doldurmak için çalışmalar zaten devam ediyor.

Bu bağlamda sosyal kart ile şu anda aktif olarak aylık 8 bin 500 ihtiyaç sahibi aileye desteği de sürüyor.

Aileler bu kart ile anlaşmalı marketlerden limitleri dahilinde alışveriş yapabilirken mahalle bakkalından ekmeklerini de alıyorlar. Ayrıca, Sosyal Kart sahipleri arasında su faturalarını ödemekte zorluk çeken ihtiyaç sahiplerinin faturaları da ödeniyor.

Ne güzel değil mi?

Dedim ya…

AK Parti’nin başarısının en önemli göstergesi sosyal belediyeciliktir.

Kıyas yapalım mı?

Reklam yapacağız diye tarihi geçmiş sütleri dağıtırken vatandaşları hasta eden belediyeler de gördük.

O zaman…

Konya’yı izlemeye devam.