Malumunuz Türkiye Futbol Federasyonu’nun skandala imza atarak verdiği beş maçlık ceza nihayet Antalyaspor maçı ile sona erdi. Bir başka değişle takım ve taraftar arasında oluşan hasret bitmiş oldu.

Geçtiğimiz sezon kendi sahasında ortalama 20-25 bin seyirciye oynayarak başarılara imza atan Atiker Konyaspor, bu sezon başında aldığı ceza ile bu güçten uzun bir süre mahrum kaldı. Belki de kötü gidişatın başlıca sebeplerinden birisi boş tribünlere oynanan maçlar oldu.

Hepimizin bildiği gibi taraftarlar itici bir güç ve takımın 12 numarasıdır. Yürüdüğünüz yolda, kupa arzuladığınız her kulvarda en büyük etkendir. Bunun yakın ve en canlı örneğini tartışmasız geçtiğimiz senelerde Atiker Konyaspor’un elde ettiği başarılarda gördük. Takım ve taraftar uyumu yıllar sonra gelen başarıların alt yapısını oluşturdu ve futbol anlamında Konya güzel işlere imza attı. 

Evet, güzel işlerin arkasından akan zaman dilimi başarıların devamı için büyük önem arz ediyor. Ancak Atiker Konyaspor, süre gelen zamanda bu konuyu yönetimi ile birlikte idrak edemeyerek belki de kötü bir gidişatın içerisine girdi. Sonrasında yaşananlar, Ahmet Şan’ın malum olaylardan dolayı görevinden ayrılması derken büyük bir kaos ve taraftarında olmamasından dolayı boşluk oluştu. Bunu hiç kimse inkâr edemez. 

Yaşanan tüm konuları tekrar tekrar yazmaya gereke yok. Bir yol seçildi ve o yolda takım elinden geleni yapmak için gayret gösteriyor. Mehmet Özdilek’in gelişi ile takım sistem olarak yeni bir anlayış içerisinde ve en azından hırsını ortaya koyabiliyor. İzlediğimiz ve duyduğumuz kadarıyla Özdilek’in düşünceleri ise bu noktada önemli bir yerde. Evet, sezon başında doğru bir kadro kurulmadı belki ama iyi olması için herkesin göstermiş olduğu bir çaba var. 

Ancak Antalyaspor maçında bir grup taraftarın yapmış olduğu anlamsız tezahürat açıkçası beni düşündürüyor. “Ahmet Şan gelecek dertler bitecek” tezahüratı nereden tutarsanız tutun elinizde kalır. Hele ki yeniden ayağa kalkmaya çalışan bir takım ve taraftarı düşünürsek ciddi anlamda yersiz olur. Takım ve taraftar uyumunu bunca zaman ayakta tutan, bu sayede dirilişin sembolü olan Anadolu Kartalı, bu ve buna benzer durumlarda dertlerini bitirmez yeniden dert sahibi olur. 

Ahmet Şan suçludur veya suçsuzdur buna biz karar veremeyiz. Bunun kararını verecek olanlar bellidir. Ancak böyle bir durum karşısında Ahmet Şan verilecek en güzel kararı verdi ve istifa etti. Bundan sonra ne olur bilinmez ancak dertlerin Ahmet Şan ile sona ereceğini düşünmek tamamen hayal ürünüdür. 

Evet, yeniden ayağa kalkmaya hazırlanan puan tablosunda asıl yerini almaya çalışan bir takım var. Mehmet Özdilek’e inanan, oynadığı futbolu kendine yakıştıramayıp iyisi için emek harcayan futbolcular var. Taraftarın derdi başka olaylar değil, takımını sırtlamak olmalı. Bunları yazdık diye belki suçlu biz olacağız. Yıllardır iyisi için konuşanlar suçlu olacak belki. Bazı gerçekler acıdır ve görmemezlikten gelinmez. 

Asıl amaç geçtiğimiz sezonlarda yaşanan başarıları tekrar etmek, tesadüf olmadığını göstermek olmalı. Bırakın gerisi su misali akıp yolunu bulacaktır…