Trabzonspor maçı ile başlayalım.
Maçın genel olarak anlatmamıza gerek yok. İnciğini boncuğunu hep birlikte izledik gördük. Aykut Kocaman şöyle yaptı, şu oyuncuyu çıkardı demek benim haddime değil. Çünkü hocanın taktiksel bakışına ve irdeleyişine sonsuz inancım var.
Ben olaya anladığım kısmından gireyim. Maçın hakemi Merkez Hakem Kurulu’nun karizmatik çocuğu Mete Kalkavan. O büyük hayaller ile piyasaya dâhil edilen soyadının gücünü hissettiğimiz Kalkavan.
Hakemlerin açıkladığı gün aklıma ilk olarak Ali Çamdalı gelmişti. Hepimizin hislerine tercüman olan “Korkaksınız” çıkışı hala aklımda. Yalan söylemeye gerek yok Çamdalı doğru söylemiş. Altına imza atıyorum.
Öyle ki maçın ikinci yarısında vermiş olduğu penaltı dillere destan. Öyle bir yerden düdük çaldı ki taksi tutan 30 TL para yazar. Anlaşılan hocamın gözleri fişek gibi görüyor. Hadi çaldın. Penaltı noktasını da gösterdin. VAR’ın başına geçtiğinde hiç vicdanın sızlamadı mı?
O kadar mı korktun Sayın Kalkavan?
Biz hakemlerin hata yapacağına inanıyoruz. Futbolun doğasında bunun olması gerektiğini de kabul ediyoruz. Ancak milyon dolarlık yatırımların yapıldığı VAR sisteminde de mi gözün görmedi anlamış değilim. Elbette kararların arkasına sığınmıyoruz. Elbette bazıları gibi çıkıp ağlamayacağız ancak göz göre göre de yapılmaz be kardeşim.
Neyse. En azından korkak olduğunu tescilleyen Kalkavan’ı kalkavan olduklarına emanet ediyorum.
Trabzonspor taraftarına da değinelim.
Biliyoruz ki 2010-2011 sezonundan bu yana Trabzon taraftarının yaşadığı psikolojik tramvayı anlıyoruz. Hüküm vermek bize düşmez. O dönem yaşananlarda beni ilgilendirmiyor. Ancak şehrimizde ağırladığımız, beraber yemek yediğimiz Trabzon taraftarlarının Konyaspor taraftarı ile alıp veremediği ne var anlamış değilim.
Otobüsün camını kırmak hangi kitaba sığdı çok merak ediyorum. Kimseden Konya misafirperverliğini beklemiyoruz ama en azından biraz saygı duyulmasını beklemek haktır.
Uzun lafın kısası ayıp ettiniz. Kilometrelerce yol tepip uykusuz kalan cefakâr insanlara ayıp ettiniz. Anadolu’ya yakışmayan bu tutumun hesabını vermek boynunuzun borcu olsun.
Son olarak hakemlerimize de değinip bu haftayı kapatmak isterim. Ligimizin süper hakemleri kadar olmasak da bizde hakemler yaptık. Haftalardır yaşananlar ortada. Uyduruk kararlar, ilginç pozisyonlar derken büyük bir kaosa doğru gittiğimizi hatırlatmak isterim. Konumuz dışı belki ama Ali Palabıyık’ın Rizespor’un attığı golü iptal etmesi hangi kural kitabında yazıyor anlamış değilim. Yazık be kardeşim harcanan tüm emeklere yazık. Ekmek elden su gölden hakemlik yapıyorsunuz. Aldığınız yediğiniz her şey size ödeniyor. Karşılığında 90 dakika adaletli bir şekilde maç yöneteceksiniz. Çok şey mi isteniyor..
Sayın Namoğlu bu gemi böyle sürülmez. Gerçi biz sizin lig yansa hakemlerimiz başarı demeçlerini de biliyoruz ama gel zararın neresinden dönersen dön kârdır.
Kazanlar daha fazla kaymadan pılını pırtını topla git..