Yukarıdaki sorunun cevabını sizlerle paylaşabilmenin vermiş olduğu mutlulukla beraber, farkındalık kavramıyla ülkemiz ekonomisi ve bazı dünya ekonomileri üzerinde durmaya çalışacağım. Bu doğrultuda farkındalığın hayatımızın her alanında ve bilincinde olmamız dileklerimle yazıma başlamak istiyorum.
Eğer ki bir ülke ekonomisinden bahsediyorsak öncelikle bahsedilmesi gereken bazı değerler vardır ki bu değerler aslında ülkeyi ülke yapan değerlerdir. Değerler ülkenin bulunduğu coğrafyaya göre değişmekle beraber içinde barındırdığı kaynaklarla da ilgilidir. Bu kaynaklar, eski zamanlarda günümüz teknoloji ve bilgi çağına kadar yani 2000'li yıllara kadar ülkelerin coğrafi konumlarına göre şekillendirilirken günümüz dünyasında bu bakış açısı değerini kaybetmektedir. Çünkü bilgi toplumunda olduğumuzdan bilgi ve teknoloji ile bu durumu üretkenlikle lehimize çevirebiliriz.  Elbette ki ülkenin coğrafik yapısı halen çok önemli olmamakla beraber tek başına yeterli olması mümkün değildir.
Coğrafik yapısı gereği ülkemiz dünya ülkeleri arasında en nadide olan ülkelerin başında gelmektedir ve bizim öncelikli farkındalığımız bu olması gerekir. Bu farkındalığı kabul ettikten sonra bakılması gereken diğer bir önemli değer ise coğrafyanın barındırmış olduğu insan yapısı yani toplumumuzdur. Dikkat edilirse eğer burada ikinci bir farkındalık oluştu coğrafyadan sonra insan. Burada herkesin coğrafyamızı çok iyi bildiği varsayımıyla şu soruyu sormak isterim. Peki, ülkemizin insanları gerçekten ne durumdadırlar ve üzerinde bulundukları coğrafyanın ve insanının değerinin ne kadar farkındadırlar? Toplumuzun eğitim düzeyi ve hayata bakışı nedir ve nereye doğru gitmekteyiz?
Eğer ki geniş bir perspektiften olayı değerlendirecek olursak ülkemiz gelişmekte olan ülkeler arasında yer alarak henüz tam manasıyla gelişmesini tamamlayamamış ve gelişme yolunda hızlı ve emin adımlarla yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda ülkemizde bazı problemler olması gayet doğaldır nitekim problemler gelişmiş ülkelerde bile halen ortaya çıkmaktadır. Bu suretle her birimiz bu ülkenin bir ferdi olarak bu problemlerin farkında olmamız aslında ülkemizin geleceğini şekillendirecektir çünkü bir ülkeyi ülke yapan insanlarıdır, toplumudur.
Örnek olarak Japonya'ya bakacak olursak bir ada ülkesi olmasına rağmen dünyada 3. büyük ekonomileriyle hem üretim hem de teknolojinin merkezidir. Japonya tamamıyla dışa bağımlı bir ülke olmasına rağmen 3. sıradadır ve coğrafik olarak bizim ülkemizle karşılaştırılması mümkün bile değildir fakat Japon toplumunda büyük bir farkındalık vardır sonuç olarak farkındalıkları aslında o kadar zor şartlardan sonra Japonya'yı Japonya yapmıştır.
Ben de bu doğrultuda bu ülkenin bir genci olarak hemen şu soruyu sorarım. Bizim Japonya'dan ne eksiğimiz var? Aslına bakarsak görmüş olduğumuz gibi sadece farkındalık eksiğimiz var ve en erken şekilde bu eksikliğimizi tamamlamamız gerekmektedir bunun için zaman harcanmalıdır, insanlara eğitimler verilmeli ülkemizin ve değerlerinin farkına varılması gerekmektedir. Bu doğrultuda eğer ki bir insan eğitimli, bakış açısı geniş ve dürüst olamamanın farkındaysa o insanın gözü zaten başkalarının haklarında olamaz ya da, yalan söylemez, güvenilir bir insan olur başkaları onunla beraber iş yapmaktan keyif alırlar. Bu şekilde bir hayat görüşü olan insan zaten kendisine, toplumuna ve dolayısıyla ülkesine en büyük katkıyı yapan insandır. Diğer bir tabirle olayların farkındadır hangi alanda olursa olsun kararlarında sürekli adaleti düşünür, dikkatlidir. Zaten ekonomik açıdan baktığımızda da insan faktörü çok önemlidir çünkü her şey insanlarda başlar ve biter. Kaynakların sınırlı ihtiyaçların sonsuz olduğunun bilincinde olan bir toplumda paranın nasıl harcanılması gerektiğini bilir ve ihtiyaçlarına göre hareket eder, tasarrufludur, geleceği düşünür ve  her zaman elindekinin kıymetini bilir. Söz elimizdekinin kıymetini bilmekten açılmışken elimizde bulunan değerlerin kıymetini bilelim çünkü değerler kolay kazanılmaz.
Özet olarak daha çok gelişim için aşağıdaki maddelerin bilincinde olmalıyız.
1: Türkiye coğrafyasının ve içinde barındırdığı kaynaklar.
2:Kaynaklarımız en etkili bir şekilde nasıl kullanabiliriz?
3: Araştırma Geliştirme (ARGE) üzerinde yoğunlaşmalıyız bu doğrultuda sanayi ve teknolojide hangi noktaya gelebiliriz?
4: Genç nüfusumuzu etkili hale getirmemiz için çalışmalar yapmalıyız, bildiğiniz üzere 17 milyon öğrenci eğitime başladı.
5: Eğitim ile ilgili reformlar örneğin eğitimi mümkün olduğu kadar kısa ve hızlı olması için gerekenler.
6: En erken şekilde üretime geçilmesi ve dışarı bağımlılığın azaltılması.
Karşılaştırma yapılması bağlamında aşağıdaki örneği verdim ve aynı zaman da örnek olmasından dolayı da halimize şükredelim.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksine göre;
Elektriği olmayan 1.3 Milyar insan, temiz ve sağlıklı olmayan şartlar altında yaşayan 2.5 milyar insan,
temiz ve steril olmayan içme suyu ile yaşayan 783 milyon insan, ısınmak ve yemeklerini pişirmek için halen odun toplayarak ve tezek kullanarak ihtiyaçlarını gören insan sayısı 3 Milyar.
***
Özgeçmişim: 24.04.1989 Konya, Çumra doğumlu postacı emeklisi Mustafa Akgöz'ün oğluyum, annem ev hanımı bir kardeşim vardır. 2009-2011 Konya Selçuk Üniversitesi Pazarlama,  2008-2012 Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi (Açık Öğretim) mezunu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 2011-2014 Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası İşletme Yönetimi (tam burslu, İngilizce) mezunu olmaktayım. Eğitim hayatım boyunca masraflarımı karşılamak adına Konya'da eğitim hayatımda PTT başmüdürlük binasında taşeron postacı olarak hem çalıştım hem okudum. Sonrasında Kuzey Kıbrıs'a eğitimim için gittim ve eğitimim boyunca Kıbrıs'ta farklı oteller ve casinolarda garsonluk, resepsiyonluk yaparak masraflarımı karşılamaya çalıştım ve okulumdan onur öğrencisi olarak mezun olarak ülkeme döndüm.