. Mevsimsel hastalıklarda dikkat çeken bir artış görülüyor. Uzmanlar son iki yıldır pandemi tedbirleri nedeniyle mevsimsel hastalıkların azaldığını hatırlatarak artışın normal olduğunu belirtiyor. Kış mevsimiyle birlikte gelen soğuk hava ve kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirilmesinin bu hastalıkların görülme sıklığını artırdığına dikkat çeken Medicana Konya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, acil servislere gelen vaka semptomlarının aynı olduğunu ancak farklı virüs çeşitliliğinin olmasıyla birlikte, farklı hastalıkların görüldüğünü bildirdi. ‘Bilinmeyen bir salgın mı var?’ sorularını da yanıtsız bırakmayan Dr. Uğurcan, “Genel olarak solunum yolları hastalığı olarak adlandırdığımız bu hastalıkları, testlerini yaparak hangi hastalığın olduğunu öğrenebiliyoruz. Adını koyamadığımız hastalık şu an için yok.” diye konuştu.

BAZI VİRÜSLER ÇOCUKLARI, BAZILARI YETİŞKİNLERİ ETKİLİYOR

Uzmanı uyardı: Bu hastalık çok sinsi ilerliyor Uzmanı uyardı: Bu hastalık çok sinsi ilerliyor

Her yıl kış aylarının gelmesiyle birlikte solunum yolu enfeksiyonlarında artış olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Doğaç Uğurcan, pandemi sonrası vakalarda ayrı bir artış gözlemlediklerini söyledi. Hastaların aynı şikayetlerle acil servislere başvurduğunu söyleyen Uğurcan, vakalarda görülen gribal enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili şunları söyledi: “Gribal enfeksiyonları genel olarak influenza olarak adlandırıyoruz ancak bunun gribal enfeksiyonun hangi türü olduğunu belirlemek için kendine ait özel testleri var. Solunum yoluyla bulaşan RSV, adenovirüs, influenza gibi birçok virüs enfeksiyonu var. Hepsinin semptomu yaklaşık olarak aynı. Bazı virüsler çocuklarda, bazıları ise yetişkinlerde daha fazla tutunabiliyor.”

YÜKSEK ATEŞLE BİRLİKTE ÜŞÜME VE TİTREME DE GÖRÜLÜYOR

Acil servislere ve kliniklere solunum yolu şikayetleriyle gelen hastalarda görülen semptomlardan söz eden Uğurcan, en büyük rahatsızlığın ise yüksek ateşle birlikte gelen üşüme ve titreme olduğunu söyledi. Aynı zamanda kuru öksürük, geniz akıntısı gibi şikayetlerle başlayan hastalığın burun akıntısı, boğaz ağrısı şikayetleriyle bütünleşerek üst solunum yolu rahatsızlıklarına yol açtığını bildiren Uğurcan, hastalığın süreciyle ilgili konuştu. Uğurcan, “Acil servislerde yapılan muayenelerde faranjit, bademcik, sinüzit hastalıkları karşımıza çıkıyor. Bu hastalıklar acilden tedavi almasına rağmen ilerleyebiliyor; bu vakalarda da mutlaka bir enfeksiyon uzmanı, göğüs hastalıkları ya da dahiliye bölümüne görünmelerinde fayda var. Hastalığının geçmesini bekleyen ve hastalığın 7-10’uncu gününde olan hastalarda bronşit, zatürre gibi akciğer enfeksiyonlarına rastlayabiliyoruz. Bu hastalıklara genellikle yaşlı ya da astım, koah, kanser gibi bağışıklığı düşmüş hastalarda, en ağır vaka şeklinde rastlıyoruz” dedi. 

BİLİNMEYEN BİR SALGIN YOK

Gribal her hastalığın kendine özgü testlerle tespit edilebileceğini vurgulayan Dr. Uğurcan, kovid-19 vakalarının da hala devam ettiğini belirtti. Influenza, nezle ya da kovid-19 hastalıklarının yanı sıra ‘bilinmeyen bir salgın’ olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Uğurcan, “Genel olarak solunum yolları hastalığı olarak adlandırdığımız bu hastalıkları, testlerini yaparak hangi hastalığın olduğunu öğrenebiliyoruz. Adını koyamadığımız karşılaştığımız hastalık şu an için yok. Nezle, ayakta atlatılabiliyorken influenza daha ateşli ve ağır geçebiliyor. Özellikle yaşlı kişilerde ve bebeklerde daha ağır olabiliyor. İyileşme sürecinin daha uzun olduğunu görebiliyoruz.” diye konuştu.

PANDEMİ SONRASI ÖNLEMLERİ İHMAL ETMEYE BAŞLADIK

Pandemi sürecinin geride bırakılmasıyla birlikte alınan önlemlerin de geride bırakıldığına dikkat çeken Uğurcan, bu sebeple hastalıklardaki artışın da daha fazla olduğunu söyledi. Virüslerin hapşırma, öksürme, kapalı ortamlarda uzun süre birlikte bulunma gibi durumlarda bulaştığını belirten Uğurcan, bu kapsamda sosyal mesafe kurallarının öneminin altını çizerek, “Covid döneminde bir kapanma yaşayarak kendimizi korumaya aldık; el yıkama, maske takma, sosyal mesafe kurallarına uyma gibi aslında yapılması gereken bazı rutinler hayatımıza girmişti. Bu gibi bulaşma yöntemini tetikleyen unsurlara dikkat ettik. Ancak pandemi süreci bittikten sonra ihmaller gelmeye başladı. Sıkı kapanmanın sonucunun birden açılma olduğu dönemde hastalıkların da hızlı bir şekilde yayılması, olağanüstü bir durum değildi. Pandemideki aşırı kapanma sonrasında da bulaşma yollarına dikkat etseydik, bu kadar fazla vaka artışıyla karşılaşmayabilirdik.” ifadelerini kullandı.

VİTAMİN VE MİNERALLER DOĞAL YOLLARDAN ALINMALI

Uğurcan, hastalığa yakalanmadan önce tedbir almayı önerdiklerini belirterek bu kapsamda sağlıklı beslenme ve grip aşısının önemine dikkat çekti. Hiçbir aşının yüzde 100 korumadığını ancak grip aşısının yüzde 90’ın üzerinde koruma sağladığını bildiren Uğurcan, yüzde 90’ın üzerinde koruyuculuğu olan grip aşısının bağışıklık sağladığını belirterek hastalığı geçirenlerin ise daha hafif atlattığını bildirdi. Uğurcan hastalıkla ilgili tedbirler kapsamında ise şunları söyledi: “Hasta olduktan sonra bunun sizin hayatınıza etki etmesindense bu duruma düşmeden önce tedbir alınmasını öneriyoruz. Bu kapsamda pandemi döneminde uyguladığımız maske, mesafe, elleri sık sık yıkamaya dikkat edilmeli. Beslenmeye dikkat edilmesi ve sebze, meyve ağırlıklı olarak tüketilmesi gerekiyor. Vitamin ve mineralleri doğal yollarla almak önemli. Bağışıklığı düşük kişiler, doktor gözetiminde takviye gıdaya başlayabilir ancak doğal yollarla besinlerden vitamin almak, en sağlıklı yöntem.”

Kaynak: HACER CEYLAN