25 mart 2019. Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetinin 10.yıl dönümü. Rahmet ve minnetle anıyoruz.

Türk siyaset tarihi yazılırken açılması gereken en önemli başlıklardan biride “Muhsin Yazıcıoğlu ve Türk Siyaseti”dir. 

Cennet mekan şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun (1954-2009) hayatını belki de en güzel özetleyen söz:” Haksız bir dava uğrunda sultanlık yapacağıma,gerekirse haklı bir davada tek başıma yürürüm” sözüdür. 

Onun hayatı hep bu istikamet üzerine oldu.Her bir eylemi,her bir sözü,her bir yazısı,bu medeniyetn kodlarının içinden süzülüp gelmiş irfanın,ülkünün mücessem hali idi.

Fikri ve siyasi mücadelesi,hep bu inanmışlık ve adanmışlıkla kendini gösterdi.bu yönüyle o hep “lider”, hep “Muhsin Başkan” oldu.

1980 öncesi,ölümün kol gezdiği, namluların kan kustuğu çalışmalı yıllarda Türk gençliğini hep şiddetden çatışmalardan uzak tutmaya çalıştı.konuşmalarında ve yazılarında “eller silah değil kalem tutmalı” diyerek, gençlere tarihi öneme sahip mesajlar verdi.  

Statükocularla,ordu içindeki mezhepci sol cuntaların otoriter BAAS’cı zihniyete sahip bir askeri dabe yapıp yönetime el koymaya çalıştıkları,karanlık 28 Şubat sürecinde,”namlusunu millete çevirmiş tank’a selam durmam” diyerek mili irade ve demokrasi düşmanlarına dikilmiş demokratik sisteme sahip çıkmıştı.

55 yıllık ömrünü bin yıla sığdıran Yazıcıoğlu,”bin yıllık terkibin peşinde koştu”.Muhsin Başkan’ın durduğu yer,Anadolu’nun bin yıllık tarihinden süzülen değerler dünyası idi.    

Vesayetçiliğin her türlüsüne karşıydı. Vesayetçilik son bulmadıkça,Türk demokrasinin gelişmeyeceğini düşünüyordu.

40 yıllık siyasi yaşamı boyunca üstünlerin hukuknu değil,hukukun üstünlüğünü savundu.Yargının siyasallaşmasına hep karşı çıktı.İktidarlarında, yargıya müdahalesini yanlış buldu. Yargı siyasete karışmamalı,siyasetçilerde yargıya baskı yapmamalı fikrini her zaman, her platformda dile getirdi. Yargının siyaseti kuşatmasına, siyasetinde yargıyı kuşatmasına daimi demokrasi ve millet adına karşı çıktı.

Fikri,felsefi ve entelektüel derinliği olan yazıcıoğlu,klasik bir politikacı değildi. O’nda islam ahlakı vardı.ahlaklı,faziletli,dürüst,haysiyetli bir liderdi. Asla çıkarlarının adamı olmadı,daima fikirlerin adamı oldu.O, siyasi parti başkanının ötesinde tarihsel bir kişilikti. Politikanın  kayıkçı kavgasını andıran bir üslupla bir zeminde, inancın ve fikrin doğrularını söyleyerek, Türk siyasetinin hesap yapmayan tek lideriydi.

Şehit Muhsin Yazıcıoğlu her zaman birlik ve beraberliğin peşinde koştu.   

“Bir hayalim var: Bütün vatandaşlarımızın, Ayyıldızlı bayrağın altında şerefle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.

Bir hayalim var: Başını örtenle, açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız kardeşçe yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.

Bir hayalim var: İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum.Kısacası; Adriyatik`ten, Çin Seddi`ne kadar kaynaşmış, güçlü bir Türk dünyası hayal ediyorum..”

Büyük Birlik partisinin kuruluş felsefesini, “Büyük Birlik Partisi, Türkmeniyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisi ve Sünnisiyle milletimizi tasada ve kıvançta bir yapacak, birlik yapacak , büyük birlik yapacak bir davanın adıdır.Ve bu büyük birliği gerçekleştirecek ülkü yoludur.” 

“Bu yola çıkarken birlikte karar verdik.Birlikte yürümeye ve büyümeye karar verdik.Sözleştik ve birbirimize söz verdik. içeride ve dışarıda hiçbir derin güçten icazet ve destek almadık.Ne içeride ne dışarıda arkamda hiç kimse olmadı.Hiç bir derin güçle yan yana gelmedim.Bir tek Devlet var dedim o da Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.Bir tek Millet var ait olmaktan şeref duyduğum büyük Türk Milleti dedim.” şeklinde net bir şekilde özetlemiştir.

Toplum olarak birlikte yaşamanın, birlikteliğin önemini "Ya korkularımızla koyun koyuna yatıp, hiç bir şey üretmeden kendimizle cebelleşmeye devam edeceğiz Ya da birbirimize ve hayat tarzlarımıza tahammül edip, prangaları sökerek geleceğe doğru dev bir adım atacağız..." sözü ile çok güzel tarif etmişti.

Siyaset yaparken , bütün tartışmasızları tartışarak "Allah'ın birliği ve yüce Peygamberimizin risaleti dışında hiçbir mutlak hakikat tanımıyoruz." ilkesini hep ön planda tutdu.

ŞehitMuhsin Yazıcıoğlu hiç bir zaman “hesap adamı olmadı, hep hasbi oldu”.

Şehit Muhsin Yazıcıoğlunun dava felsefesini şu dörtlük özetlemektedir..

“Ben Dava Uğruna Adamışım Kendimi 
Bir Doğrunun İmanı Bin Eğriyi Düzeltir. 
Zulüm Azrail Olsa Hep Hakk’ı Tutacağım. 
Mukaddes Davalarda Ölüm Bile Güzeldir. “

Cenabı Allah mekanını cennet eylesin, ruhu şad olsun.

Baki Selamlar.