Bir istiridye kabuğunun en kuytu yerinde saklı bütün anılar. Zifiri karanlık her yer. Hayaller, düşler, utanmışlıklar, utandırılmışlıklar, korkular, hüzünler hayal kırıklıkları da orada. Bir kibrit yakıp bakmalı mı bilinçaltının küf kokulu dehlizlerine yoksa bir kibritle yakmalı mı? Bazen hafızanızı kaybetmek istediğiniz olur mu? Hadi yabancı yok;  öyle şaşırmış gibi yapmanıza da gerek yok.  Yeniden dünyaya gelemeyeceği gerçeği geçmişe sünger çekmek isteyenler için başka yol bırakmıyor. Hayatı bir bitki gibi 'ben kimim?' ' ben neyim?' modunda yaşamak ara sıra da olsa çekici gelmez mi hepimize? Özellikle de çocukluğunun kıymetini bilemeyen, bir an evvel büyümek isteyenler için hayatın sert yüzü bir tokat gibi çarpınca; yeniden şımarmak, yeniden seçen olmak, dilediği kadar uyumak, istediği saatte uyanmak, akşam yemeğini beğenmeyip canımız annemizden patates kızartması yapmasını istemek ve bunun gibi daha pek çok lüks zaman zaman aklımızdan geçmiştir.

Affan Dede'ye para saydım

Sattı bana çocukluğumu.

Artık ne yaşım var, ne adım;

Bilmiyorum kim olduğumu.

Hiçbir şey sorulmasın benden;

Haberim yok olan bitenden.

Bu bahar havası, bu bahçe;

Havuzda su şırıl şırıldır.

Uçurtmam bulutlardan yüce,

Zıpzıplarım pırıl pırıldır.

Ne güzel dönüyor çemberim;

Hiç bitmese horoz şekerim!

 CAHİT SITKI TARANCI   

Ne de güzel özetler Tarancı bu şiirinde çocukluğun her türlü kaygıdan uzak rahatlığını. Sorumluluklar pek azdır, kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini düşünmesine gerek yoktur. Orhan Seyfi de aşağı yukarı aynı görüştedir;

 Ey uzak, mutlu, kaygısız günler!

Size benden yığın yığın şükran,

 Size benden yığın yığın hasret,

 Size ey şimdi kaybolan cennet!

Çocukluk bir insanın anavatanıdır.  İyi kötü bütün yaşanmışlıklar eskilerin tabiriyle 'mermere kazılı' şekilde orada durmakta. Bir insan akşam ne yediğini unutur da beş yaşındaki anısını dün gibi hatırlar. Hele de istenen, sevilen, benimsenen bir çocuk olarak büyütülmüşse. Uzmanlar sevgi dolu bir ortamda yetişen çocukların az hastalandıklarını ve hastalandıklarında kolay iyileştiklerini belirterek sevgi ve güven duygusunun gıdadan hatta oksijenden daha önemli olduğunun altını çiziyor. Yazıya yine usta bir kalemden dökülen dizelerle son vermek istiyorum;

KUŞLAR
Kuşlar uçar,
Ben koşarım.”
Onların kanatları var,
Benim kanadım kollarım.
Kuşlar kanadını çırpar,
Ben de kolumu sallarım.
Uçun kuşlar, uçun kuşlar,
Hepinizle yarışım var. 

T.Fikret