Bu sezonun başından beri Konyaspor'u bu kadar istekli, bu kadar atak, bu kadar mücadeleci, bu kadar canlı ve diri, bu kadar kazanmak için ne gerekiyorsa yapan bir takım hüviyetinde görmemiştik.

Evet Konyaspor her maçta iyi mücadele ediyordu ama, sadece mücadele kazanmak için yeterli olmuyor, mücadele ile birlikte hırs, istek, maça asılma ve 90 dakika boyunca oyundan düşmeden, ümidini yitirmeden toplu savunma yanında toplu hücuma çıkma, pozisyonlar üretme ve yakalanan fırsatları değerlendirme gibi futbolun kazanma kurallarını da yerine getirmek gerekiyordu.

Konyaspor, ligin ilk yarısının son maçında hem de ligin en az gol yiyen takımı olan ve Avrupa'nın bile en az gol yiyen 4 takımından birisi olan Eskişehirspor karşısında bu özelliklerin hepsini sahaya yansıttı ve hak ettiği şekilde farklı bir galibiyet aldı.

Geçen hafta yazdığım yazıyı şu cümle ile bitirmiştim: “Alt sıralarda düşme korkusu yaşayan değil, üst sıralarda karşılaşacağı her takıma korku salan bir Konyaspor arzu ediyoruz ve bunun ilk örneğini de Eskişehirspor maçında görmek istiyoruz.”

Bu temennim gerçeğe dönüştü ve Mesut Bakkal'ın yönetimindeki temsilcimiz sahasındaki ilk maçında, görmeyi arzu ettiğimiz şekilde örnek bir oyun ortaya koyarak kazandı ve ilk yarıyı moralli bir şekilde tamamladı.

Torku Konyaspor, Eskişehirspor maçının ilk yarısında tam 13 pozisyon bulurken bunlardan sadece 1 ini Borek'in kafasından gole çevirebildi. İlk yarıda temsilcimizin bir golünü gördük ama arka arkaya ve dalga dalga gelen Konyaspor atakları bu maçın bu şekilde bitmeyeceğinin sinyalini veriyordu.

Buna karşılık Eskişehirspor, 2 si serbest atış olmak üzere sadece 3 sefer kalemize gelebildi.

İkinci yarıda ise Konyaspor 6 pozisyon üretebildi ama bunlardan 3' ünü gole çevirmesini bildi. İkinci yarının bilhassa ilk 20 dakikası içinde daha canlı ve daha atak görünen Eskişehirspor ise ürettiği 6 pozisyondan 1 ini gole çevirdi, bir de penaltı atışından yararlanamadı.

Gerek oyunun genelinde gerekse pozisyon üretmede Konyaspor'un Eskişehirspor'a karşı çok bariz bir üstünlüğü vardı ve bu üstünlük skor üstünlüğünü de getirdi.

İkinci yarının ilk 20 dakikası içinde savunmaya çekilen ve adeta 1-0 ı koruma çabası içine giren temsilcimiz, beraberlik golünü yemesinden sonra oyundan düşmedi, moralini bozmadı ve tekrar ileriye çıkmaya başladı.

Konyaspor'un 20 dakikalık bir moladan ve yediği golden sonra tekrar kendine gelmesi ve canlanması hemen semeresini verdi ve beraberliğin 3 dakika sonrasında Erdal'ın sert şutu ile yeniden öne geçti.

2-1 den sonra Konyaspor bu defa savunmaya dönmedi ve atak futbolunu sürdürdü. Hücum oyunu beraberinde 2 farkı getirdi. Ergün'ün pas hatasında Eskişehirspor'un atağı başlıyordu ki, kaptırılan top bir anda Konyaspor atağına dönüştü ve Gekas'ın ortasında Erdal'ın şahane kafa vuruşundan 3. gol geldi.

3-1 den sonra karşılıklı ataklar izledik. Bu ataklardan birinde Konyaspor, Gekas ile oldukça müsait durumda iken gol kazanamadı, diğerinde de Eskişehirspor, kaleci İtandje'nin gereksiz müdahalesi sonucu penaltı kazandı.

Kazanılan penaltı gole dönüşmeyince rahat bir nefes aldık. Zira penaltı atışı gol olsa idi, Eskişehirspor umutlanacak, geri kalan uzatmalarla birlikte 6 dakika içinde belki de ölüp ölüp dirilecektik. Hele şükür ki böyle olmadı.

Maç 3-1 bitecek gibi görünürken son saniyede Recep'in uzaktan sert şutunda 4. gol geldi.

Bu maçta oyuncularımızın hepsi görevlerini hakkıyla yaptılar. Pas hatası yok denecek kadar azdı. Hücuma çıkıldığında defans boş bırakılmadı ve geri dönüşler çabuk oldu. Top kazanıldığı anda ileriye çıkışlar hızlı oldu.

O kadar çok pozisyon üretildi ki, bu pozisyonların yarısı gol olsa Konyaspor tarihi bir fark yapabilir, Eskişehirspor ise sezonun başından bu yana yediği toplam gol sayısı kadar kalesinde gol görmüş olurdu.

Bu maç Konyaspor açısından oyunu, mücadelesi, isteği, azmi, skoru ve bütünü ile tam istediğimiz bir şekilde idi. Temennimiz Konyaspor'un bu görüntüsünü bozmaması ve ikinci yarıda da aynen bu şekilde devam etmesi.

Sonuç olarak bu hafta şahane bir maç, şahane ve mükemmel bir Konyaspor izledik. Tebrikler Konyaspor'umuzun bütün futbolcularına, tebrikler başta Mesut Bakkal olmak üzere teknik heyete ve yönetime! Darısı bundan sonraki bütün maçlara!